Esas No: 2002/14298
Karar No: 2003/269
Karar Tarihi: 15.1.2003
Komşuluk Hukuku - Meni Müdahale Davası - Mülkiyet - Pencere Açmak Ve Balkon Çıkarmak - Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2002/14298 Esas 2003/269 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, mülkünün yanındaki komşunun taşkın duvar yapmak, ruhsata aykırı olarak pencere açmak ve balkon yapmak suretiyle müdahale ettiğini iddia etmiştir. Davalı ise tecavüzün olmadığını, imara aykırılıktan dolayı davacının davanın reddi talebinin kabul edilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkeme, davalının müdahalesinin sabit olduğunu ve kabul etmiştir. Temyiz eden davalı vekilinin itirazları yerinde görülmüştür ve hakim, komşuların birbirlerine göstermekle yükümlü oldukları olağan katlanma ve hoşgörü sınırını aşan bir taşkınlığın bulunmadığının saptanması gerektiğini ifade ederek, yazılı olan hükmün usule aykırı olduğunu belirtmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 683. madde, \"bir şeye malik olan kimse o şeyden kanun dairesinde dilediği gibi tasarruf edebilir\" hükmüne yer vererek mülkiyet hakkının kanunla kısıtlanabileceğine işaret etmektedir. 737. maddesi ise, taşınmaz maliklerinin ekonomik, sosyal çıkarlarını dengede tutabilmek amacıyla komşuluk ilişkilerinden doğan zorunlu çıkar çatışmalarını düzenlemektedir.
1. Hukuk Dairesi 2002/14298 E., 2003/269 K.
1. Hukuk Dairesi 2002/14298 E., 2003/269 K.
- KOMŞULUK HUKUKU
- MENİ MÜDAHALE DAVASI
- MÜLKİYET
- PENCERE AÇMAK VE BALKON ÇIKARMAK
- 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 683 ]
- 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 737 ]
"İçtihat Metni"
DAVA : Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, kayden maliki olduğu 45 parsel sayılı taşınmazına, davalının taşkın duvar yapmak, komşuluk hukukuna ve ruhsatına aykırı olarak da pencere açıp, balkon ve teras yapmak; ayrıca 383 parseldeki kömürlüğünün tabanını kırıp, boru geçirmek suretiyle müdahalede bulunduğunu ileri sürerek, elatmanın önlenilmesi, yıkım ve zararının tazminini istemiştir.
Davalı, tecavüzünün olmadığını, imara aykırılıktan dolayı da, davacının dava açmada hukuki yararının bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalının davacının taşınmazına elatması sabit olduğu, projesine aykırı olarak pencere, balkon yapıldığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, tetkik hakimi"nin raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
KARAR : Dosya içeriğine ve toplanan delillere göre, davalının öteki temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.
Ancak, bilindiği üzere; çağdaş hukuk sistemlerindeki tanımıyla mülkiyet; geniş haklar, buna bağlı yetkiler ile birlikte bazı ödevlerin oluşturduğu bir hukuksal kurumdur. Başka bir söyleyişle mülkiyet, tanıdığı geniş hak ve yetkilerin yanında bazı ödevlerde yükleyen bir ayni haktır. Medeni Kanunun 683. maddesinde "bir şeye malik olan kimse o şeyden kanun dairesinde dilediği gibi tasarruf edebilir" hükmü getirilmek suretiyle mülkiyet hakkının kanunla kısıtlanabileceğine işaret olunmuştur.
Bu doğrultuda olmak üzere, taşınmaz malikini komşusuna zarar verebilecek her türlü taşkınlıklardan kaçınmakla yükümlü kılan aynı Kanunun 737. maddesi, komşuluk ilişkilerinden doğan zorunlu çıkar çatışmalarını düzenlemiş, bir arada yaşamak durumunda olan, komşu taşınmaz maliklerinin ekonomik, sosyal çıkarlarını dengede tutabilmek için onlara katlanma ve kaçınma ödevleri yüklemiştir.
O halde, bir toplumda birlikte yaşama olanağı sağlayan insancıl, gerçekçi, zorunlu temel hukuk kuralına göre, hakim; somut olayın özelliğini, taşınmazların konumlarını, kullanmâ amaçlarını, niteliklerini, yöresel örf ve adetleri, toplumun doğal ihtiyaç ve gerçeklerini gözönünde bulundurarak, komşuların birbirlerine göstermekle yükümlü oldukları olağan katlanma ve hoşgörü sınırını aşan bir taşkınlığın bulunup bulunmadığını saptama, zararı giderici önlemlerden en uygununu bulma, kaçınılmaz müdahaleleri yapmak suretiyle özverileri denkleştirme durumundadır.
Bunun içinde zararın niteliği, kapsamı ve ne surette giderileceği yönünde tarafların tüm delilleri toplandıktan, gerektiğinde yerinde keşif yapıldıktan sonra uzman bilirkişilerden bilim ve tekniğe uygun gerekçeli rapor alınması zorunludur.
Somut olaya gelince; davalının, davacı parseline bakan tarafa da pencere açtığı ve kendi mülkiyet alanında balkon inşaa ettiği anlaşılmaktadır. Kural olarak, bu gibi durumlar imar mevzuatı ile ilgili olup, idareyi ve idari yaptırımı ilgilendirir.
Hal böyle olunca; öncelikle açılan pencere ve yapılan balkonun, komşu parsel sahibine ne gibi bir zarar verdiğinin saptanması, bir zarar doğmuşsa bunun katlanılması gereken ve hoşgörü sınırlarını aşan bir niteliği bulunup bulunmadığının konunun uzmanı bilirkişiler aracılığıyla araştırılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve soruşturma ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428. maddesi gereğince ( BOZULMASINA ), peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 15.1.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.