23. Ceza Dairesi Esas No: 2016/7715 Karar No: 2016/5918 Karar Tarihi: 09.05.2016
Mala zarar verme - tehdit - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2016/7715 Esas 2016/5918 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, eski eşinin anne ve babasını tehdit ettiği ve evin önündeki paspası ateşe vererek zarar verdiği suçlarla suçlanmaktadır. Asliye Ceza Mahkemesi, sanığı suçlu bulmuştur. Sanığın tehdit suçu nedeniyle mahkumiyetine dair temyiz talebi reddedilmiştir. Mala zarar verme suçu nedeniyle mahkumiyetine dair temyiz incelenmesinde ise sanığın suçlu olduğu kabul edilmiştir. Ancak, TCK'nın 53/1. maddesinde yer alan \"ve diğer siyasi hakları kullanmaktan\" şeklindeki ibare, Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiği için hüküm BOZULMUSTUR. Bu nedenle, bu bölümdeki ibare tamamen çıkartılarak, diğer yönleri usul ve yasaya uygun olan hüküm DÜZELTILEREK ONANMISTIR. Kanun maddeleri ise şöyledir: 1-TCK'nın 106/1-2. cümle, 43/2, 62, 52, 151/1, 152/2-a, 168/1, 62. maddeleri. 2-5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanuna, 6217 sayılı Yargı Hizmetlerinin Hızlandırılması Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 26. maddesiyle eklenen geçici 2. maddesi, 1412 sayılı CMUK’nın 321 ve 322. maddeleri.
23. Ceza Dairesi 2016/7715 E. , 2016/5918 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Mala zarar verme, tehdit HÜKÜM : Mahkumiyet (1-TCK"nın 106/1-2. cümle, 43/2, 62, 52 maddeleri gereği 600.00 TL adli para cezası, 2-TCK"nın 151/1, 152/2-a, 168/1, 62. maddeleri gereği 2 ay 15 gün hapis cezası)
Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığın olay tarihinde boşanmış olduğu eşinin anne ve babasını kendilerine zarar vereceğinden bahisle tehdit ettiği ve olay tarihinde evlerinin önüne giderek kapılarının önünde bulunan paspası ateşe verdiği ve evin giriş kapısının yanmasına sebep olduğu, iddia olunan olayda; 1-Sanık hakkında tehdit suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne ilişkin temyiz talebinin reddine dair verilen kararın temyizen incelenmesinde; Hükmolunan cezaların miktar ve türüne göre karar tarihi itibariyle; 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanuna, 6217 sayılı Yargı Hizmetlerinin Hızlandırılması Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 26. maddesiyle eklenen geçici 2. maddesi uyarınca, doğrudan verilen 3.000 TL ve altında kalan adli para cezalarının temyizinin mümkün olmaması karşısında, temyiz isteminin reddine dair 05.02.2016 gün ve 2015/282 E., 2015/1329 K. sayılı ek kararda bir isabetsizlik görülmediğinden, bu karara yönelik başvurunun reddiyle ek kararın ONANMASINA, 2-Sanık hakkında mala zarar verme suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün temyizen incelenmesinde; Sanığın eyleminin mala zarar verme suçunu oluşturduğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak; TCK"nın 53/1. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının Anayasa Mahkemesi"nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararı doğrultusunda uygulanmasının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmekle beraber, maddenin (b) fıkrasında yer alan "ve diğer siyasi hakları kullanmaktan" şeklindeki ibarenin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi nedeniyle bu husus, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanun"un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, TCK"nın 53/1. maddesinin (b) bendinin uygulanmasına ilişkin kısımdaki "ve diğer siyasi hakları kullanmaktan" ibaresinin tamamen çıkartılması suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 09.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.