Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/447
Karar No: 2016/4877
Karar Tarihi: 05.04.2016

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2016/447 Esas 2016/4877 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2016/447 E.  ,  2016/4877 K.

    "İçtihat Metni"


    Mahkemesi :İş Mahkemesi


    Rücuan tazminat davası ve birleşen ek davanın, bozma ilamına uyulduktan sonra yapılan yargılaması sonunda; kısmen kabule ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesini tarafların avukatlarının; temyizinin reddine ilişkin ek kararın temyizen incelenmesini yasal süre içerisinde dava ihbar edilen...uşma talep etmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 05.04.2016 günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmiştir. Duruşma günü davalı adına Av. ..., davacı adına ...ve ihbar edilen ...adına Av. ... Kural geldiler. Duruşmaya başlandı. Hazır bulunanların açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı günde, Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    1-a)Her ne kadar ıslah dilekçesinde karşı taraf olarak gösterilmişse de, bu işlemin Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 124. maddesine uygun taraf değişikliği hali oluşturmadığı; avukatının, ihbar edenin makamına kaim olmak üzere davayı takip edeceklerini veya davaya müdahil olduklarını bildirmediği, bu nedenlerle davada taraf sıfatının bulunmadığı, aleyhine hüküm de kurulmadığından hukuki yararı olmadığı ve (HMK."nun Geçici 3. maddesinde yer alan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun (HUMK.) temyize ilişkin hükümlerinin uygulanmasının gerektiğine ilişkin düzenleme gereğince) HUMK."un 434. maddesinde düzenlenen prosedüre tabi olmadığından nispi temyiz harç yatırmaması nedeniyle dava ihbar edilen... avukatının temyiz isteminin reddine ilişkin 21.09.2015 tarihli ek kararın BOZULMASINA;
    b-) Yukarıda açıklanan nedenden dolayı dava ihbar edilen ... avukatının temyiz dilekçesinin REDDİNE;
    2-)Mahkemenin uyma kararı verdiği Dairemizin bozma ilamında benimsendiği üzere; 13.06.2007 tarihinde meydana gelen işkazası sonucu sürekli işgöremezlik kaybına uğrayan sigortalıya yaptığı sosyal sigorta yardımları nedeniyle oluşan Kurum zararının tazminine yönelik açılan davanın yasal dayanağı olan 506 sayılı Yasanın 26. maddesindeki, “İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya işçilerin sağlığını koruma ve işgüvenliği ile ilgili mevzuat hükümlerine aykırı hareketi veyahut suç sayılabilir bir hareketi sonucu olmuşsa, Kurumca sigortalıya veya haksahibi kimselerine yapılan veya ileride yapılması gerekli bulunan her türlü giderlerin tutarları ile gelir bağlanırsa bu gelirlerinin 22. maddede belirtilen tarifeye göre hesaplanacak sermaye değerleri toplamı (Anayasa Mahkemesinin 23.11.2006 tarihli ve E:2003/10 K:2006/106 sayılı Kararı ile bu fıkrada geçen “sigortalı veya haksahibi kimselerin işverenden isteyebilecekleri miktarlarla sınırlı olmak üzere” bölümü iptal edilmiştir.) Kurumca işverene ödettirilir. ... İş kazası veya meslek hastalığı, 3. birkişinin kasıt veya kusuru yüzünden olmuşsa, Kurumca bütün sigorta yardımları yapılmakla beraber zarara sebep olan 3. kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara Borçlar Kanunu hükümlerine göre rücu edilir.” düzenlemesine göre; davaya konu iş kazasında kusurlu olanlar davacı Kurumun rücu alacağından kusurları karşılığı sorumlu olup, tazmin kararı verilecek miktarın belirlenmesinde ayrıca gerçek zarar hesabı yapılmaz.
    Kusur raporlarının, 506 sayılı Yasanın 26., 4857 sayılı Yasanın 77. ve İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğünün 2 ve diğer maddelerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. 4857 sayılı Yasanın 77. maddesi; “İşverenler işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak, işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdürler. İşverenler, işyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığını denetlemek, işçileri karşı karşıya bulundukları mesleki riskler, alınması gerekli tedbirler, yasal hak ve sorumlulukları konusunda bilgilendirmek ve gerekli iş sağlığı ve güvenliği eğitimini vermek zorundadırlar...” düzenlemesini içermektedir. Anılan düzenleme, işçiyi gözetim ödevi ve insan yaşamının üstün değer olarak korunması gereğinden hareketle; salt mevzuatta öngörülen önlemlerle yetinilmeyip, bilimsel ve teknolojik gelişimin ulaştığı aşama uyarınca alınması gereken önlemlerin de işveren tarafından alınmasını zorunlu kılmaktadır. İş kazasının oluşumuna etken kusur oranlarının saptanmasına yönelik incelemede; ihlal edilen mevzuat hükümleri, zararlı sonuçların önlenmesi için koşulların taraflara yüklediği özen ve dikkat yükümüne aykırı davranışın doğurduğu sonuçlar, ayrıntılı olarak irdelenip, kusur aidiyet ve oranları gerekçeleriyle ortaya konulmalıdır.
    Öte yandan, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 27.01.2010 tarih, 2010/10 Esas ve 2010/14 Karar sayılı ilamında da benimsendiği üzere; sigortalı veya haksahipleri tarafından tazmin sorumlularına karşı açılan tazminat davalarında, Kurum taraf olmadığı için, hükme dayanak alınan kusur raporları eldeki gibi rücuan tazminat davalarında bağlayıcı olmayıp, güçlü delil niteliğindedir.
    Açıklanan yasal düzenlemeler çerçevesinde; kazaya neden olan 3. kişi ..."ın kazanın meydana geldiği tarihteki işvereni araştırılıp belirlendikten sonra
    506 sayılı Yasanın 26., 4857 sayılı Yasanın 77. maddeleri ile... ve diğer yasal mevzuat kapsamında; inşaat mühendisi, işçi sağlığı ve iş güvenliği alanında uzman bilirkişiden yöntemince düzenlenecek bilirkişi raporu alınmalı; davaya konu işkazasının meydana gelmemesi için hangi önlemlerin alınması gerektiği, bunların, işverence alınıp alınmadığı ve alınmış tedbirlere sigortalı ve diğer ilgililerin uyup uymadığı hususları ortaya konulmak ve 09.07.2015 tarihli duruşmada davalı avukatının kusura ilişkin beyanı dikkate alınmak suretiyle gerçek kusurlu olanların ve kusur oranlarının tespiti yapıldıktan sonraki irdeleme sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, maddi veri ve vakıalara uygun olmadığı sonucuna ulaşılan bilirkişi raporu dayanak alınmak suretiyle eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması;
    3-)Ayrıntıları Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 29.06.2005 tarih, 2005/10-390 E., ve 2005/431 K. sayılı ilamında açıklandığı üzere, rücû davalarında faiz başlangıç tarihlerinin; aylık/gelirler yönünden onay, diğer giderler yönünden ise sarf ve tediye tarihleri olduğu gözetilmeksizin, Kurum alacağının birleşen dava ve ıslahla istenen kısmına ıslah tarihinden itibaren yasal faiz işletmek suretiyle yazılı biçimde karar verilmiş olması;
    Usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenleridir.
    O hâlde, tarafların avukatlarının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, davalı Avukatı yararına takdir edilen 1.350 TL duruşma Avukatlık parasının davacıya yükletilmesine, davacı Avukatı yararına takdir edilen 1.350 TL duruşma Avukatlık parasının davalıya yükletilmesine, 05.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi