16. Hukuk Dairesi 2015/15187 E. , 2015/11609 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu ... Köyü çalışma alanında bulunan 128 ada 7 parsel sayılı 21.375,92 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalılar ... ve ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, çekişmeli taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının 1/2 oranında iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davalı tarafın dayandığı tapu kaydının taşınmazın 1/2 payına ait olduğu, geriye kalan 1/2 pay üzerinde de davacı lehine 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14. maddesi gereği zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; varılan sonuç dosya kapsamına uygun olmadığı gibi yapılan araştırma, inceleme ve uygulama da karar için yeterli bulunmamaktadır. Kural olarak tapuda kayıtlı taşınmaz mallar zilyetlikle iktisap edilemez. Davalı tarafın dayandığı ve fen bilirkişi tarafından çekişmeli taşınmaza uyduğu belirtilen 7.9.1959 tarih, 2 sıra numaralı sicilden gelen tapu kaydının tescil ilamı ile oluştuğu anlaşılmaktadır. Tescil ilamının ise taraflarını bağladığı kuşkusuzdur. Ne var ki, mahkemece kaydın dayanağı olan tescil ilamı ve haritası getirtilmemiş, ilamda davacı veya murisinin taraf olup olmadığı, buna göre kaydın davacı aleyhine kesin hüküm oluşturup oluşturmadığı araştırılmadığı gibi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 20. maddesi gereğince davalı tarafın tutunduğu tapu kaydı haritası ile uygulanarak yöntemince kapsamı belirlenmemiş, mevcut kadastro paftası çizilmek suretiyle bu pafta üzerinde çakıştırma yaptırılmadan ve fen bilirkişisinden keşfi takibe elverişli rapor alınmadan hüküm kurulmuştur. Eksik araştırma, inceleme ve uygulamaya dayalı olarak karar verilemez. Hal böyle olunca, sağlıklı sonuca varılabilmesi için, öncelikle davalı tarafın tutunduğu ve ... Asliye Hukuk Hakimliğinin 18.6.1958 tarih, 1957/19 Esas ve 1958/36 Karar sayılı tescil ilamı ile oluştuğu anlaşılan tapu kaydı tüm tedavülleri, haritası ve dava dosyası, ayrıca çekişmeli taşınmaza komşu parsellere ait kadastro tutanak örnekleri ile varsa dayanağı kayıt ve belgeler tüm tedavülleri ile birlikte getirtilmeli, daha sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ve uzman fen bilirkişi hazır olduğu halde yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşifte; davalı tarafın tutunduğu tapu kaydının kapsamı 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 20. maddesi hükmü uyarınca haritasına göre yöntemince belirlenmeli, haritanın uygulanabilir olmaması halinde sınırları tek tek okunmak suretiyle yerel bilirkişilerce zeminde tek tek göstertilmeli, bilirkişilerin gösteremediği hudutların tespiti için taraflara tanık dinletme imkânı sağlanmalı, sınırlar komşu parsel tutanak ve varsa dayanağı kayıt ve belgelerle denetlenmeli, bu şekilde tapu kaydının çekişmeli taşınmazı kapsayıp kapsamadığı ve kapsamlarının neresi olduğu belirlenmeye çalışılmalı, fen bilirkişisinden keşfi izlemeye imkan verir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalıdır. Çekişmeli taşınmaz davalı tarafın tutunduğu tapu kaydı kapsamında kalıyor ve dayanağı tescil ilamında davacı taraf yer almıyorsa kaydın oluştuğu tarihten önce davacı veya murisi lehine 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14. maddesi gereğince zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının oluşup oluşmadığı araştırılmalı, taşınmazın tapu kaydı kapsamında kalmadığının belirlenmesi halinde ise zilyetliğe değer verilmesi gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek, eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de; davacı, davalı tarafın tutunduğu tapu kaydında 1/2 pay maliki olduğu görülen dava dışı ... ve ... isimli şahıslara ait payı tapu dışı yolla iktisap ettiğini iddia ve ispat etmediği halde kayıt kapsamında bulunan yer hakkında zilyetliğe değer verilerek yazılı şekilde hüküm kurulması da isabetsiz olup, davacı vekili ile davalı ... vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine,
12.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.