Abaküs Yazılım
4. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/2041
Karar No: 2018/5540
Karar Tarihi: 22.03.2018

Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2018/2041 Esas 2018/5540 Karar Sayılı İlamı

4. Ceza Dairesi         2018/2041 E.  ,  2018/5540 K.

    "İçtihat Metni"

    Tehdit suçundan sanık ..."ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/1-2. cümle ve 62/1. maddeleri uyarınca 5 ay adlî para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Ürgüp Asliye Ceza Mahkemesinin 22/03/2012 tarihli ve 2012/17 esas, 2012/76 sayılı kararın kesinleşmesini müteakip, sanığın deneme süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlemesi sebebiyle 5237 sayılı Kanun’un 106/1-2. cümle ve 62/1. maddeleri uyarınca 5 ay adlî para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Ürgüp Asliye Ceza Mahkemesinin 11/05/2017 tarihli ve 2016/481 esas, 2017/134 sayılı kararı, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 16/02/2018 gün ve 94660652-105-50-8928-2017-KYB sayılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 26/02/2018 gün ve 2018/15193 sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesiyle Daireye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi:
    Kanun yararına bozma isteyen ihbarnamede;
    Her ne kadar Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 24/11/2017 tarihli ve 2017/19097 esas, 2017/25792 sayılı ilamıyla, 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun"un 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK"nın 106/1-2. cümle kapsamındaki tehdit suçu önceden de uzlaşma kapsamında ise de, 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesiyle, 5271 sayılı Kanun"un 253. maddesinin 24 ve 25. fıkralarındaki uzlaştırma bürosuna ilişkin düzenleme dikkate alınıp, 5237 sayılı Kanun"un 2 ve 7. maddeleri de gözetilip, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden hüküm kurulması nedeniyle, bu durum hakkında kanun yararına bozma yoluna başvurulup vurulmayacağı hususunda gereğinin takdiri için dosya gönderilmiş ise de;
    Benzer bir olaya ilişkin olarak Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 05/04/2017 tarihli ve 2017/2742 esas, 2017/4021 sayılı ilamında da belirtildiği üzere, 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34 ve 35 inci maddeleriyle, 5271 sayılı Kanun"un 253 ve 254. maddelerinde yapılan değişiklik çerçevesinde, 6763 sayılı Kanun ile yapılan düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten önce usulüne uygun olarak yapılan uzlaşma tekliflerinin geçerli olduğu ve uzlaşma teklifi yapılmış ve kabul edilmemiş olan dosyalarda yeniden uzlaşma teklifi yapılmasına gerek bulunmadığı, somut olayda yargılama aşamasında yapılan uzlaştırma teklifinin geçerli olduğu cihetle, bu yönden kanun yararına bozma yoluna başvurulmamıştır.
    Ancak dosya kapsamına göre.
    1-Sanık ... hakkında, incelemeye konu sair tehdit suçundan kurulan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karardan sonra, denetim süresi içerisinde işlenen ve hükmün açıklanmasına neden olan, Ankara 20. Asliye Ceza Mahkemesinin 06/09/2016 tarihli ve 2016/299 esas, 2016/690 sayılı kararına konu suçların hakaret ve 5237 sayılı Kanun"un 106/1-1. cümlesi kapsamında düzenlenen tehdit olması, incelenen karar suretinden anılan suçların birlikte işlenip işlenmediğinin tespit edilememesi, hüküm tarihi itibariyle anılan Kanun"un 106/1-1. cümlesinde düzenlenen tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunmaması nedeniyle mahkemesince 5271 sayılı Kanunun 253/3. maddesi nazara alınarak hakaret suçu yönünden de uzlaştırma yapılmamış olma ihtimalinin bulunması, 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun"un 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaştırma hükümleri yeniden düzenlenerek 5237 sayılı Kanun"un 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamına alınması karşısında; hakaret suçunun tehdit suçuyla birlikte işlenip işlenmediğinin belirlenmesi, birlikte işlendiğinin tespiti halinde; tehditin uzlaştırma kapsamına alınması sebebiyle uzlaştırmaya tabi olacağı, tehditle birlikte işlenmediğinin belirlenmesi halinde ise; 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesiyle, 5271 sayılı Kanun"un 253. maddesinin 24 ve 25. fıkralarındaki uzlaştırma bürosuna ilişkin düzenleme dikkate alınarak hakaret suçu yönünden de uzlaştırma işleminin uygulanmasının gerekeceği nazara alınarak anılan suçlar yönünden uyarlama yargılaması yapılıp yapılmadığı, uzlaştırma işleminin olumlu sonuçlanmış olması durumunda da sanığın denetim süresinde işlediği başkaca kasıtlı suçlardan mahkum olup olmadığı tespit edilip sonucuna göre, hükmün açıklanıp açıklanmayacağının değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde,
    2-5237 sayılı Kanun"un 52/1 ve 2. fıkrasında yer alan “Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olamamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir. En az yirmi ve en fazla yüz Türk lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsi hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir.” düzenleme karşısında, sanık hakkında 5 ay olarak hükmedilen adlî para cezasının miktarının belirlenmemesinde,
    isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    I-Olay:
    Tehdit suçundan sanık ..."ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/1-2. cümle ve 62/1. maddeleri uyarınca 5 ay adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Ürgüp Asliye Ceza Mahkemesinin 22/03/2012 tarihli ve 2012/17 esas, 2012/76 sayılı kararın kesinleşmesini müteakip, sanığın deneme süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlemesi sebebiyle 5237 sayılı Kanun’un 106/1-2. cümle ve 62/1. maddeleri uyarınca 5 ay adli para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Ürgüp Asliye Ceza Mahkemesinin 11/05/2017 tarihli ve 2016/481 esas, 2017/134 sayılı kararının,
    1-Sanık ... hakkında, incelemeye konu sair tehdit suçundan kurulan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karardan sonra, denetim süresi içerisinde işlenen ve hükmün açıklanmasına neden olan, Ankara 20. Asliye Ceza Mahkemesinin 06/09/2016 tarihli ve 2016/299 esas, 2016/690 sayılı kararına konu suçların hakaret ve 5237 sayılı Kanun"un 106/1-1. cümlesi kapsamında düzenlenen tehdit olması, incelenen karar suretinden anılan suçların birlikte işlenip işlenmediğinin tespit edilememesi, hüküm tarihi itibariyle anılan Kanun"un 106/1-1. cümlesinde düzenlenen tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunmaması nedeniyle mahkemesince 5271 sayılı Kanunun 253/3. maddesi nazara alınarak hakaret suçu yönünden de uzlaştırma yapılmamış olma ihtimalinin bulunması, 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun"un 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaştırma hükümleri yeniden düzenlenerek 5237 sayılı Kanun"un 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamına alınması karşısında; hakaret suçunun tehdit suçuyla birlikte işlenip işlenmediğinin belirlenmesi, birlikte işlendiğinin tespiti halinde; tehditin uzlaştırma kapsamına alınması sebebiyle uzlaştırmaya tabi olacağı, tehditle birlikte işlenmediğinin belirlenmesi halinde ise; 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesiyle, 5271 sayılı Kanun"un 253. maddesinin 24 ve 25. fıkralarındaki uzlaştırma bürosuna ilişkin düzenleme dikkate alınarak hakaret suçu yönünden de uzlaştırma işleminin uygulanmasının gerekeceği nazara alınarak anılan suçlar yönünden uyarlama yargılaması yapılıp yapılmadığı, uzlaştırma işleminin olumlu sonuçlanmış olması durumunda da sanığın denetim süresinde işlediği başkaca kasıtlı suçlardan mahkum olup olmadığı tespit edilip sonucuna göre, hükmün açıklanıp açıklanmayacağının değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde,
    2- 5237 sayılı Kanun"un 52/1 ve 2. fıkrasında yer alan “Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olamamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir. En az yirmi ve en fazla yüz Türk lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsi hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir.” düzenleme karşısında, sanık hakkında 5 ay olarak hükmedilen adlî para cezasının miktarının belirlenmemesinde,
    isabet görülmediği gerekçeleriyle kanun yararına bozmaya konu edildiği anlaşılmıştır.
    II-Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
    Sanık ... hakkında TCK"nın 106/1-2. cümlesi, 62. maddeleri uyarınca gün adli para cezası olarak tayin edilen 5 ay adli para cezasının, TCK"nın 52/2. maddesi gereğince adli para cezasına çevrilmemesinin hukuka aykırı olup olmadığının, denetim süresi içerisinde işlenen ve 6763 sayılı Yasayla uzlaştırma kapsamına alınan suçlardan dolayı uzlaştırma işlemleri yerine getirilmeden hükmün açıklanmasına karar verilmesinde isabet bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkindir.
    III-Hukuksal Değerlendirme:
    5237 sayılı TCK"nın 106. maddesinin ikinci cümlesi "Malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte ise, mağdurun şikayeti üzerine, altı aya kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur." şeklindedir.
    5237 sayılı TCK"nın 52. maddesi de "(1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir. (2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsi halleri göz önünde bulundurularak takdir edilir. (3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. (4) Hakim, ekonomik ve şahsi hallerini göz önünde bulundurarak, kişiye adlî para cezasını ödemesi için hükmün kesinleşme tarihinden itibaren bir yıldan fazla olmamak üzere mehil verebileceği gibi, bu cezanın belirli taksitler halinde ödenmesine de karar verebilir. Taksit süresi iki yılı geçemez ve taksit miktarı dörtten az olamaz. Kararda, taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsil edileceği ve ödenmeyen adlî para cezasının hapse çevrileceği belirtilir." biçimindedir.
    Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 30/10/2007 tarihli ve 2007/4-200 esas, 2007/219 sayılı ilâmında belirtildiği üzere, uzlaştırma kurumu her ne kadar 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun 253 ve 254. maddelerinde hüküm altına alınarak usul hukuku kurumu olarak düzenlenmiş ise de, fail ile devlet arasındaki ceza ilişkisini sona erdirmesi bakımından maddi hukuka da ilişkin bulunması nedeniyle yürürlüğünden önceki olaylara uygulanabileceği, bu uygulamanın sadece görülmekte olan davalar bakımından geçerli olmayacağı, 5237 sayılı Kanun"un 7/2. maddesindeki "Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur." şeklinde ve kesinleşen hükümlerde de uzlaşma hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.
    02.12.2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaştırma hükümleri yeniden düzenlenmiş, aynı maddenin birinci fıkrasının (b) bendine mevcut (2) ve (3) numaralı alt bentlerden sonra gelmek üzere (3), (5) ve (6) numaralı alt bentler eklenmiştir.Bu bentlere göre, tehdit (madde 106, birinci fıkra), hırsızlık(madde 141), dolandırıcılık (madde 157) suçları uzlaşma kapsamına alınmıştır.
    Aynı maddenin üçüncü fıkrasında yer alan "etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile "ibaresi madde metninden çıkarılmış, aynı fıkranın ikinci cümlesinde yer alan "Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması halinde uzlaştırma hükümleri uygulanmaz" şeklindeki düzenlemede bir değişiklik yapılmamıştır.
    Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 09.02.2016 tarihli, 2014/8-71 esas ve 2016/42 sayılı kararında belirtildiği üzere; Kurulan hükmün hukuki sonuç doğurmamasını ifade eden hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesinin ve sanık lehine hükmün temyiz edilmesi durumunda daha sonra kurulacak hüküm ya da hükümlerdeki cezanın sanığın aleyhine olarak ilk hükümden daha ağır olmamasını ifade eden "cezayı aleyhe değiştirememe" kuralının sanık lehine getirilen düzenlemeler olduğu açıktır. İlk hüküm aleyhe temyiz edilmemesi nedeniyle daha sonra kurulacak hükümlerde "cezayı aleyhe değiştirememe" ilkesi gözetilmesi gereken sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesi uygulandığı takdirde anılan kuralın uygulanamayacağına ilişkin yasal bir düzenleme mevcut değildir. Yine, kendisine sunulan fırsatı değerlendiremeyerek denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere bilerek aykırı davranması nedeniyle 5271 sayılı CMK"nun 231. maddesinin 11. fıkrası gereğince hükmün aynen açıklanması gerektiğinden bahisle "cezayı aleyhe değiştirememe" kuralının uygulanmaması gerektiğine dair sanığın aleyhine çıkarımda bulunmak da mümkün değildir. Ayrıca, ilk hükümdeki kısa süreli hapis cezasının seçenek yaptırımlara çevrilmesi hatalı bir uygulamaya dayanmamakta ise, açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanması sırasında ilk hükümdeki seçenek yaptırımların "aleyhe değiştirme yasağı" ilkesi gereğince gözetilmesi, atıfetin genişletilmesi olarak da nitelendirilemez. O halde "cezayı aleyhe bozma, düzeltme ve değiştirme yasağı"nın konusunun zorunlu olarak infaz edilebilecek sonuç ceza olduğu göz önüne alınarak, sanığın denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere bilerek aykırı davranması hallerinde açıklanması geri bırakılan hüküm aynen açıklanmalı, ancak hükmün son kısmına "cezayı aleyhe değiştirememe" kuralı gereğince ilk hükümdeki miktar üzerinden infazın yerine getirilmesi gerektiği şerhi düşülmelidir. Böylece hükmün aynen kurulması nedeniyle CMK"nun 231/11. maddesine ve infazın ilk hükümdeki ceza üzerinden yapılmasına ilişkin hükmün sonuna eklenecek şerh ile de 1412 sayılı CMUK"nun 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 326/4. (5271 sayılı CMK"nun 307/4.) maddesine aykırı hareket edilmemiş olacaktır.
    İncelenen dosyada;
    Sanık yargılaması neticesinde 28.06.2007 tarihinde sair tehdit suçundan TCK"nın TCK.nun 106/1-2. cümle, 62, 52/2. maddeleri uyarınca 3000 Türk lirası adli para cezasıyla cezalandırılmasına, adli para cezasının 18 eşit taksitte tahsiline, hakaret suçundan ise anılan kanunun 125/3-a, 62, 50/1-a maddeleri gereğince 7000 Türk lirası adli para cezasıyla cezalandırılmasına, adli para cezasının 18 eşit taksitte tahsiline karar verildiği, hükümlerin sanık tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 2009/25781 E.-2011/23518 K. sayılı ve 07.12.2011 tarihli ilamıyla, mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağının tartışılması zorunluluğu nedeniyle diğer yönleri incelenmeksizin bozulmalarına karar verildiği, bozma üzerine yapılan yargılama neticesinde 22.03.2012 tarihinde sanığın, sair tehdit suçundan TCK"nın TCK.nun 106/1-2. cümle, 62. maddeleri uyarınca 5 ay adli para cezasıyla cezalandırılmasına, TCK"nın 53/1. maddesinin uygulanmasına, hakaret suçu nedeniyle de anılan kanunun 125/3-a, 62. maddeleri gereğince 11 ay 20 gün hapis cezasıyla cezalandırılmasına TCK"nın 53/1. maddesinin uygulanmasına karar verilip her iki suç yönünden hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği,
    kararların kesinleştiği, sanığın denetim süresi içerisinde Ankara 20. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2016/299 E-2016/690 K. sayılı ve 06.09.2016 tarihli kararına konu hakaret ve tehdit suçlarını işlemesi nedeniyle yapılan yargılama neticesinde açıklanması geri bırakılan hükümlerin aynen açıklandığı, 11.05.2017 tarihinde sair tehdit suçundan TCK"nın TCK.nun 106/1-2. cümle, 62. maddeleri uyarınca 5 ay adli para cezasıyla cezalandırılmasına, TCK"nın 53/1. maddesinin uygulanmasına, hakaret suçu nedeniyle de anılan kanunun 125/3-a, 62. maddeleri gereğince 11 ay 20 gün hapis cezasıyla cezalandırılmasına, TCK"nın 53/1. maddesinin uygulanmasına hükmolunduğu, hükümlerin sanığa yöntemince tebliğ edilmesine karşın, kanun yoluna başvurulmaması nedeniyle kesinleştirildiği, sair tehdit suçundan kurulan hükmün, belirlenen gün adli para cezasının TCK"nın 52/2. maddesi uyarınca adli para cezasına çevrilmemesi nedeniyle kanun yararına bozmaya konu edildiği, sanığın ekonomik ve sosyal durum araştırmasında bekar olduğunun, babasının iş yerinde çalışıp babasıyla birlikte yaşadığının, sabit bir gelirinin bulunmadığının belirtildiği, mahkemede ise sanık tarafından aylık 1000 Türk lirası gelirinin olduğunun beyan edildiği, bu hususlar nazara alınarak 28.06.2007 tarihli hükümde gün adli para cezasının TCK"nın 52/2. maddesi uyarınca 20 Türk lirası üzerinden adli para cezasına çevrildiği ve 18 taksitte tahsiline karar verildiği anlaşılmıştır.
    Dosya kapsamı, kanun yararına bozma istemi ve tüm bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde;
    Sanık ... hakkında, incelemeye konu sair tehdit suçundan kurulan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karardan sonra, denetim süresi içerisinde işlenen ve hükmün açıklanmasına neden olan, Ankara 20. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2016/299 E-2016/690 K. sayılı ve 06.09.2016 tarihli kararına konu suçların hakaret ve TCK"nın 106/1-1. cümlesi kapsamında düzenlenen tehdit olması, incelenen karar suretinden anılan suçların birlikte işlenip işlenmediğinin tespit edilememesi, hüküm tarihi itibariyle TCK"nın 106/1-1. cümlesinde düzenlenen tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunmaması nedeniyle mahkemesince CMK"nın 253/3. maddesi nazara alınarak hakaret suçu yönünden de uzlaştırma yapılmamış olma ihtimalinin bulunması, 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaştırma hükümleri yeniden düzenlenerek TCK"nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamına alınması karşısında; hakaret suçunun tehdit suçuyla birlikte işlenip işlenmediğinin belirlenmesi, birlikte işlendiğinin tespiti halinde; tehditin uzlaştırma kapsamına alınması sebebiyle uzlaştırmaya tabi olacağı, tehditle birlikte işlenmediğinin belirlenmesi halinde ise; 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesiyle, 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesinin 24 ve 25. fıkralarındaki uzlaştırma bürosuna ilişkin düzenleme dikkate alınarak hakaret suçu yönünden de uzlaştırma işleminin uygulanmasının gerekeceği nazara alınarak anılan suçlar yönünden uyarlama yargılaması yapılıp yapılmadığı, uzlaştırma işleminin olumlu sonuçlanmış olması durumunda da sanığın denetim süresinde işlediği başkaca kasıtlı suçlardan mahkum olup olmadığı tespit edilip sonucuna göre, incelemeye konu tehdit suçundan kurulan hükmün, açıklanıp açıklanmayacağının değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden ve TCK"nın 106/1-2. cümle, 62. maddeleri uyarınca belirlenen 5 ay adli para cezası, TCK"nın 52/2. maddesi gereğince adli para cezasına çevrilmeden kurulan Ürgüp Asliye Ceza Mahkemesinin 11/05/2017 tarihli ve 2016/481 esas, 2017/134 sayılı kararında isabet bulunmamaktadır.
    Sanık hakkında hakaret suçundan kurulan ancak kanun yararına bozmaya konu edilmeyen 11 ay 20 gün hapis cezasıyla ilgili olarak, hükmün açıklanmasına neden olan Ankara 20. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2016/299 E-2016/690 K. sayılı ve 06.09.2016 tarihli kararına konu hakaret ve tehdit suçları açısından yukarıda açıklanan nedenle ve sanık hakkında 28.06.2007 tarihinde hakaret suçundan TCK"nın 125/3-a, 62, 50/1-a maddeleri gereğince belirlenen ve 18 eşit taksitte tahsiline karar verilen 7000 Türk lirası adli para cezasının sadece sanık tarafından temyiz edilmesi karşısında, ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 09.02.2016 tarihli, 2014/8-71 esas ve 2016/42 sayılı kararında açıklandığı üzere, denetim süresi içerisinde kasıtlı suç işleyen sanık hakkında hükmün aynen açıklanması ancak hükmün son kısmına "cezayı aleyhe değiştirememe" kuralı gereğince ilk hükümdeki miktar üzerinden infazın yerine getirilmesi gerektiği şerhinin düşülmesinin gerektiği, böylece hükmün aynen kurulması nedeniyle CMK"nun 231/11. maddesine ve infazın ilk hükümdeki ceza üzerinden yapılmasına ilişkin hükmün sonuna eklenecek şerh ile de 1412 sayılı CMUK"nun 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 326/4. (5271 sayılı CMK"nun 307/4.) maddesine aykırı hareket edilmemiş olacağı gözetilmeden, sanığın hakaret suçu nedeniyle TCK"nın 125/3-a, 62. maddeleri gereğince 11 ay 20 gün hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmesi nedeniyle bu hükmün her zaman kanun yararına bozmaya konu edilebileceği değerlendirilmiştir.
    IV-Sonuç ve Karar:
    Yukarıda açıklanan nedenlerle,
    Kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, sair tehdit suçundan kurulan, Ürgüp Asliye Ceza Mahkemesinin 11/05/2017 tarihli ve 2016/481 esas, 2017/134 sayılı kesinleşen kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre sonraki işlemlerin, CMK"nın 309/4 maddesi gereğince mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine, 22/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi