14. Hukuk Dairesi 2016/16272 E. , 2020/3656 K.
"İçtihat Metni"14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 10.10.2014 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 26.03.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi 3. kişi ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı vekili, 10.10.2014 tarihinde açmış olduğu önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil davasında; müvekkili ...’ın dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesinde kain 198 ada 1042 parsel sayılı taşınmazın ¼ paylı maliki olduğunu, davalının 10.10.2012 tarihinde taşınmazın 1/16 payını satın aldığını, satış konusunda kendisine bildirimde bulunulmadığından bahisle dava konusu 198 ada 1042 parselin davalı adına kayıtlı 1/16 payının iptali ile adına tescili isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili, ilk celsede davayı kabul ettiklerini belirtmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu 198 ada 1042 parselin davalı adına kayıtlı 1/16 payının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir.
Hükmü, davadışı ... vekili, müvekkilinin aynı tarihli satış işlemine karşı 10.07.2013 tarihinde ... 14. Asliye Hukuk Mahkemesinde açmış olduğu önalım hakkında dayalı tapu iptali ve tescil davası devam ederken davacı ... tarafından muvazaalı olarak işbu davanın açıldığını, kararın hukuka ve usule aykırı olduğundan bahisle temyiz etmiştir.
Birden fazla paydaşın ayrı ayrı önalım hakkını dava yoluyla kullanmasında bütün paydaşların açtığı davaların birleştirilmesi ve iptal edilen payın eşit oranda önalım hakkını kullananlar adına tesciline karar verilmesi gerekmektedir.
Somut olayda; ... tarafından aynı tarihli satış işlemine karşı ilişkin 10.07.2013 tarihinde ... 14. Asliye Hukuk Mahkemesinde önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil davası açıldığı, mahkemece 20.03.2014 tarih 2013/67 E. 2014/100 K. sayılı ilam ile davanın kabulüne karar verildiği, hükmün Dairemiz tarafından 16.12.2014 tarihinde onandığı, ancak dosya temyiz incelemesi sırasındayken ... tarafından 10.10.2014 tarihinde işbu davanın açıldığı ve mahkemenin kabul kararının tarafların temyizden feragat etmeleri nedeniyle 26.03.2015 tarihinde kesinleştirildiği, bunun üzerine ... tarafında açılan ve Dairemiz tarafından onanan 2013/67 E.- 2014/ 100 K. sayılı ilam aleyhine karar düzeltme yolun başvurulduğu, Dairemizin 2015/10692 E. -8791 K. sayılı ilamı ile "... kesinleşen mahkeme kararına göre dava konusu şuf’alı pay paydaşlardan ...’a intikal ettiğinden davalı ...’ın bu payla ilgisi kalmadığından HMK’nın 125. maddesi gereğince işlem yapılmak üzere ..." gerekçesiyle hükmün bozulduğu, bozma ilamı üzerine dosyanın ... 14. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/136 Esas sırasına kaydedildiği ve duruşmanın 2. celsesinde davacı ...’ya işbu dava dosyası hakkında temyiz yoluna başvurmak üzere süre verildiği anlaşılmaktadır.
Ne var ki, davacı ... tarafından süresi içerisinde önalım hakkı 2013/67 Esas sırasına kayıtlı dava ile kullanılmış, bu dava üzerinden 19.10.2013 tarihinde mahkemece tapu kaydına tedbir konulmuştur. Diğer paydaş ... tarafından 10.10.2014 tarihinde 2014/ 437 Esas sırasında kayıtlı dava ile açılan önalım davasında ise mahkemece her iki davanın birleştirilmesi gerektiği gözetilmeden hüküm kurulmuş ve hüküm kesinleştirilmiştir. ... tarafından açılan 2013/ 67 Esas sayılı davada ihtiyati tedbir kararı bulunduğundan kesinleşen ilamın tapuda infaz edilmesi mümkün değildir.
Yukarıda belirtilediği gibi aynı taşınmazda paydaş olanların ayrı ayrı açtıkları davaların birleştirilerek hüküm kurulması gerektiğinden mahkemece birleştirme kararı verilmeden hüküm altına alınan 2014/ 437 Esas – 2015/120 sayılı Kararın, davanın tarafı olmamasına rağmen HMK’nın 166. maddesi gereğince temyiz etmekte hukuki yararı vardır.
O halde, mahkemece her iki davanın birleştirilerek görülmesi gerektiği gözetilerek karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, ... vekilinin temyiz itirazının kabulü ile 26.03.2015 tarihli kesinleşme şerhinin KALDIRILARAK hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.06.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.