12. Ceza Dairesi 2014/5408 E. , 2015/156 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Ceza Mahkemesi
Suç : Trafik güvenliğini tehlikeye sokma
Hüküm : TCK"nın 179/3-2, 62, 49/2, 50/1-a, 52/1-2-4. maddelerince mahkumiyet,
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
TCK"nın 58/6. maddesinde tekerrür halinde hükmolunan cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirileceği ve ayrıca mükerrir hakkında cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanacağının öngörüldüğü, mükerrirlere özgü infaz rejimi ve denetimli serbestlik tedbirlerinin yer aldığı 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun"un 108. maddesinde ise, yalnızca mükerrirler hakkında tayin olunan özgürlüğü bağlayıcı ceza olan hapis cezalarının ne şekilde infaz edileceği belirtilmiş olup, bu maddede adli para cezasının infazı konusunda bir düzenlemenin olmadığı, 5275 sayılı Kanun"un 106. maddesinde adli para cezasının infazı düzenlenmiş olup, bu maddede(mükerrirler hakkında adli para cezasının infazına ilişkin bir düzenlemeye yer verilmediği bu durumda, 5275 sayılı Kanun"un 106, 108 ve TCK"nın 58. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, sanık hakkında hükmedilen kısa süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi karşısında; TCK"nın 58. maddesi uygulanamayacağından tebliğnamedeki eleştiriye iştirak edilmemiş, adli sicil kaydında 5846 sayılı Kanun"a aykırılıktan 2 ay 15 gün erteli hapis ve TCK"nın 265/1, 62; CMK"nın 231. maddesine göre hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı bulunan ve 199 promil alkollü olduğu halde idaresindeki araçla başka bir araca çarpıp kaçan, görevli ekip tarafından kovalamaca sonucu yakalanan sanık hakkında hükmedilen hapis cezasının "sanığın ekonomik durumu ve suçun işlenmesindeki özelliklere göre" şeklindeki dosya kapsamına uygun olmayan gerekçe ile adli para cezasına çevrilmesi aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
TCK"nın 50/6. maddesinde bulunan "yaptırımın" ibaresinin 01/03/2008 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 26/02/2008 tarih, 5739 sayılı Kanun"un 4. maddesi ile "tedbirin" olarak değiştirilmesi ile sözü edilen maddenin 1. fıkrasının "a" bendi uyarınca hapis cezasının paraya çevrilmesi seçenek yaptırım, diğer bentlerde düzenlenen hususların ise seçenek tedbir niteliğinde olduğu, TCK"nın 50/6. maddesinde hüküm kesinleştikten sonra Cumhuriyet savcılığınca yapılan tebligata rağmen otuz gün içinde seçenek tedbirin gereklerinin yerine getirilmesine başlanmaması veya başlanıpta devam edilmemesinin sonuçlarının düzenlendiği, somut durumda ise, sanık hakkında bir tedbir niteliğini haiz olmayan, kısa süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verildiği, kaldı ki bu durumun hükmün tesisi aşamasında değil, hükmün kesinleşmesinden sonra infaz aşamasında nazara alınacağı hususu gözetilmeksizin, infazı kısıtlar biçimde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususta, aynı Kanun"un 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, TCK"nın 50/6. madde ve fıkrasının uygulanmasına ilişkin bendin hükümden çıkarılması suretiyle, eleştirilen hususun dışında sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 13/01/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.