21. Hukuk Dairesi 2013/2588 E. , 2014/2971 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Mersin 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 28/12/2011
NUMARASI : 2009/329-2011/1116
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 01/01/1986 tarihinden itibaren en az 1 gün çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava; davacının 01/01/1986 tarihinden itibaren 1 gün süre ile çalıştığının tespitine ilişkindir.
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının Gentem Genel Mağazaları Ticaret ve Sanayi A.Ş. ünvanlı işyerinde 01/01/1986 tarihinde işe başladığını bildirir işe giriş bildirgesinin Kurum kayıtlarına 03/02/1986 tarih ve 29022 varide no ile intikal ettiği, davacının davalı Kurum"a bildirilen çalışmalarının 01.09.1991 tarihinden itibaren başka bir işyerinde başladığı, davalı Kurum"un 15/02/2010 tarih ve 2141070 sayılı yazı cevabı ile belirtilen dönemlerde davalı işyeri tarafından bordro verilmediğinin bildirildiği, kolluk tarafından yapılan araştırma sonucu davalı işyerini bilen ve davacının bu işyerinde çalıştığını belirleyebilecek komşu işyeri tanıklarının tespit olunamadığının 14/11/2011 tarihinde tutanağa bağlandığı, dinlenen davacı tanıklarının fiili çalışmayı ispatlamaya yeterli olmadığı kanaatiyle sonuca gidildiği anlaşılmaktadır.
Gerçekten; 506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasa’sının 2. ve 6. maddelerinde açıkça belirlendiği üzere, sigortalılığın oluşumu yönünden çalışma olgusunun varlığı zorunludur. Eylemli veya gerçek biçimde çalışmanın varlığı saptanmadıkça, hizmet akdine dayanılarak dahi sigortalılıktan söz edilemez. Fiili veya gerçek çalışmayı ortaya koyacak belgeler, işe giriş bildirgesiyle birlikte 506 sayılı Yasa’nın 79. maddesinde belirtilen sigortalının gün sayısını, kazanç durumunu, çalışma tarihleriyle birlikte ortaya koyan aylık sigorta gün bilgileri ile Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 17. maddesinde belirtilen 4 aylık prim bordroları gibi Kurum"a verilmesi zorunlu belgelerdir. Yöntemince düzenlenip süresi içerisinde Kurum"a verilen işe giriş bildirgesi, kişinin işe alınmış olduğunu gösterirse de fiili çalışmanın varlığının ortaya konulması açısından tek başına yeterli kabul edilemez. Sigortalılıktan söz edebilmek için, çalışmanın varlığı, Yargıtay uygulamasında 506 sayılı Yasa"nın 79/10. maddesine dayalı sigortalılığın tespiti davaları yönünden kabul edilen ilkelere uygun biçimde belirlenmelidir. Zira sigortalılığın başlangıcına yönelik her dava sigortalılığın tespiti istemini de içerir. Aksine düşünce, özellikle yaşlılık aylığının kabulü için öngörülen sigortalılık süresi yönünden çalışanlar ile çalışmayanlar arasında adaletsiz ve haksız bir durum yaratır. Bu nedenle, işe giriş bildirgesinin verildiği ancak yasal diğer belgelerin bulunmadığı durumlarda çalışma olgusunu ortaya koyabilecek inandırıcı ve yeterli kanıtlar aranmalı, kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 1.12.2004 gün 2004/21-629-641, 09.02.2005 gün ve 2004/21-734 Esas, 2005/49 Karar ve 30.05.2007 gün 2007/21-306-320 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Somut olaya gelince; mahkemece açıklanan şekilde fiili çalışmanın varlığı yöntemince araştırılmadan sonuca gidildiği ortadadır. Gerçekten istemin tanık beyanlarına dayanılarak karar altına alındığı, davacı ile birlikte çalıştığını iddia eden davacı tanığının SSK hizmet cetvelinin ve işe giriş bildirgelerinin getirtilmeden hatalı değerlendirmenin yapıldığı anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş; dinlenen davacı tanığının SSK hizmet cetvelini ve işe giriş bildirgelerini Kurum"dan istemek, re"sen tanık bulunamadığına göre davacıdan birlikte çalıştığı diğer tanık isimlerinin sorularak, var ise bu kişilere ait SSK hizmet cetveli ve işe giriş bildirgelerini getirtmek, çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince tanık beyanlarını almak ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra sonucuna göre karar vermektir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine
24.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.