8. Ceza Dairesi 2018/1770 E. , 2019/923 K.
"İçtihat Metni" Hakaret ve halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme veya aşağılama suçlarından şüpheli ...hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 30.09.2014 tarihli ve 2014/1802 soruşturma, 2014/705 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Tunceli Sulh Ceza Hakimliğinin 27.10.2014 tarihli ve 2014/276 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosyası ile ilgili olarak;
Dosya kapsamına göre, şüphelinin 11.09.2014 tarihli ve .....-dersim-tunceli ....uzantılı internet sitesinde yer alan ve bila tarihli bilirkişi raporu ile dökümü yapılmış olan konuşma içeriğinde kullanmış olduğu sözler nedeniyle toplanan delillerin kamu davası açılmasını gerektirir nitelikte bulunduğu ve bu delillerin mahkemesince değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeksizin, itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı CMK.nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 05.01.2018 gün ve 2017-10558 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 25.01.2018 gün ve KYB/2018-6585 sayılı ihbarnamesi ile dairemize tevdii kılınmakla incelendi.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Gereği görüşülüp düşünüldü:
İhbarcının 12.09.2014 havale tarihli şikayet dilekçesi ile şüphelinin, ne zaman yayınlandığını bilmediği, farklı internet sitelerinde yayınlanan konuşma videolarında sarfettiği sözlerle Tunceli halkını aşağılamak, dini değerlere hakaret etmek ve ayrımcılık yapmak suretiyle halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçunu işlediği iddiasıyla yaptığı şikayet üzerine başlatılan soruşturmada; Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ihbarcının beyanı alınıp, iddiaya konu konuşma içeriğinin bilirkişiye çözümü yaptırılarak soruşturma sonucunda da Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/1802-705 sayılı karar ile “Şikayete konu konuşma içeriği dikkate alındığında konuşmanın ifade özgürlüğü sınırları içerisinde değerlendirilmesi gerektiği ve herhangi bir suça vücut vermeyeceğinden” bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, kararın tebliği üzerine ihbarcının karara itiraz ettiği, itiraz mercii tarafından 27.10.2014 tarih ve 2014/276 D.İş sayılı karar ile “Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığının 30.09.2014 tarih, 2014/1802 soruşturma ve 2014/705 kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanaatine varıldığından, kamu davası açılması için yeterli nedenler bulunmadığından” bahisle CMK.nun 173/3. maddesi gereğince itirazın reddedilmesi üzerine kararın kesinleştiği; 25.07.2017 tarihinde ise ihbarcı BİMER"e başvurarak daha önce şüpheli hakkında yaptığı suç duyurusu ile ilgili FETÖ mensubu hakim ve savcılar tarafından takipsizlik kararı verildiğini, dosyanın yeniden açılarak incelenip şüphelinin cezalandırılmasını istediğini belirtmesi üzerine Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından dosya yeniden incelenerek talebe konu merci kararına yönelik kanun yararına bozma yoluna gidilmesi talebiyle dosya Adalet Bakanlığına gönderilmiş, akabinde de "şüphelinin 11.09.2014 tarihli ve...-dersim-tunceli..." uzantılı internet sitesinde yer alan ve bila tarihli bilirkişi raporu ile dökümü yapılmış olan konuşma içeriğinde kullanmış olduğu sözler nedeniyle toplanan delillerin kamu davası açılmasını gerektirir nitelikte bulunduğu ve bu delillerin mahkemesince değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeksizin, itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden” bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 309. maddesi uyarınca Tunceli Sulh Ceza Hâkimliğinin 27.10.2014 tarihli ve 2014/276 değişik iş sayılı kararının bozulması lüzumu Adalet Bakanlığının 05.01.2018 gün ve 94660652-105-62-10558-2017-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 25.01.2018 gün ve 2018/6585 sayılı tebliğnamesi ile daireye ihbar ve soruşturma evrakının tevdi kılındığı anlaşılmakla yapılan incelemede;
Ceza Muhakemeleri Kanununda;
“Madde 160 - (1) Cumhuriyet Savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar.
(2) Cumhuriyet Savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.
Madde 170 - (1) Kamu davasını açma görevi, Cumhuriyet Savcısı tarafından yerine getirilir.
(2) Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet Savcısı, bir iddianame düzenler.
Madde 172 - (1) Cumhuriyet Savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir. Bu karar, suçtan zarar gören ile önceden ifadesi alınmış veya sorguya çekilmiş şüpheliye bildirilir. Kararda itiraz hakkı, süresi ve mercii gösterilir.
(2) “Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildikten sonra yeni delil meydana çıkmadıkça, aynı fiilden dolayı kamu davası açılamaz.”
Madde 173 - “(1) Suçtan zarar gören, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren on beş gün içinde, bu karan veren Cumhuriyet Savcısının yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine itiraz edebilir. (2) îtiraz dilekçesinde, kamu davasının açılmasını gerektirebilecek olaylar ve deliller belirtilir. (3) (Değişik fıkra: 18.06.2014-6545 S.K./71. md) sulh ceza hâkimliği, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, o yer Cumhuriyet Başsavcılığından talepte bulunabilir; kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder; itiraz edeni giderlere mahkûm eder ve dosyayı Cumhuriyet Savcısına gönderir. Cumhuriyet Savcısı, kararı itiraz edene ve şüpheliye bildirir. (4) (Değişik fıkra: 25.05.2005-5353 S.K./26.mad) sulh ceza hâkimliği istemi yerinde bulursa, Cumhuriyet Savcısı iddianame düzenleyerek mahkemeye verir. (5) Cumhuriyet Savcısının kamu davasının açılmaması hususunda takdir yetkisini kullandığı hâllerde bu madde hükmü uygulanmaz. (6) İtirazın reddedilmesi halinde; Cumhuriyet Savcısının, yeni delil varlığı nedeniyle kamu davasını açabilmesi, önceden verilen dilekçe hakkında karar vermiş olan sulh ceza hâkimliğinin bu hususta karar vermesine bağlıdır.” şeklindeki düzenlemeler karşısında; Cumhuriyet Savcısı kendisine yapılan suç duyurusu veya şikayet üzerine suçun gerçekten işlenip işlenmediğinin tespiti için hemen işin gerçeğini araştırmaya başlamalı ve maddi gerçeğin ortaya çıkmasına yarayan tüm yasal yöntemlere başvurmalıdır. Toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açması, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vermesi gerekmektedir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 172/2. maddesinde yer alan hüküm ile kovuşturmaya yer olmadığına dair verilip de kesinleşen kararların şüphelinin hukuki güvencesini sağlamak bakımından yeniden soruşturulabilmesi için yeni delil bulunması şartına bağlanmıştır. Bu şart aynı zamanda ceza muhakemesine hakim olan “hukuk devleti”, “adil yargılanma hakkı” ve “non bis in idem (aynı fiilden dolayı iki kez yargılama olmaz)” ilkelerinin ihlallerini de engelleyecektir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 6545 sayılı Kanun’un 71. maddesi ile değişik 173/6. maddesine göre, Cumhuriyet Savcısının, yeni delil varlığı nedeniyle kamu davası açabilmesi, önceden verilen kovuşturmaya yer olmadığı kararı hakkında karar vermiş olan sulh ceza hâkimliğinin bu hususta karar vermesine bağlıdır.
İncelenen dosyada; Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 30.09.2014 tarih ve 2014/1802-705 soruşturma sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik ihbarcının itirazının reddedilip, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kesinleşmesinden sonra, ihbarcının şüpheli hakkında yaptığı suç duyurusu ile ilgili FETÖ mensubu hakim ve savcılar tarafından takipsizlik kararı verildiğini, dosyanın yeniden açılarak incelenip şüphelinin cezalandırılmasını talep etmesi üzerine, Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığınca 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 6545 sayılı Kanun"un 71. maddesi ile değişik 173/6. maddesi uyarınca sulh ceza mahkemesinden ihbarcının başvurusunda belirttiği hususların yeni delil niteliğinde olup olmadığının değerlendirilerek kovuşturmaya yer olmadığına dair karann kaldırılması hususunda karar verilmesi talebinde bulunarak sulh ceza hakimliğinin talebe aykırı karar vermesi durumunda kanun yararına bozma yoluna başvurulabileceği anlaşılmakla;
Açıklanan nedenlerle; Adalet Bakanlığı"nın kanun yararına bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığımın talebinin yukarıda belirtilen usuli işlemler yerine getirilmeden yapılması nedeniyle REDDİNE, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın Adalet Bakanlığı"na gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, 21.01.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.