8. Hukuk Dairesi 2018/10197 E. , 2019/11578 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili, 2366 parsel sayılı taşınmazın vekil edenine ait olduğunu, 2400 ve 2365 parsel sayılı taşınmazların maliklerinin ise davalılar olup dava konusu taşınmaza komşu olduklarını, davalıların vekil edeninin taşınmazına müdahale ettiğini belirterek, davalıların vekil edeninin taşınmazına yaptıkları el atmanın önlenmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... ve ..., davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, dava konusu yerin davacının 2366 parsel sayılı taşınmazın çapı kapsamında kaldığı, mahallinde yapılan keşif sırasında teknik bilirkişi tarafından tespit edildiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile 06.04.2014 tarihli fen bilirkişisi ..."ın raporu göz önünde bulundurularak, 2365 nolu parselin maliki ... tarafından, ..."na ait olan 2366 sayılı parselin krokide A harfi ile gösterilen 22.550 m2"lik kısmına tecavüz ettiği anlaşılmakla, 2365 sayılı parsel maliki ..." nun müdahalesinin önlenilmesine, davacının ... yönünden talebinin husumetten reddine karar verilmiştir. Hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, çaplı taşınmaza müdahalenin önlenmesi isteğine ilişkindir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; Mahkemece dava konusu taşınmaz üzerinde ziraat mühendisi bilirkişi ... ve fen bilirkişisi ..."ın katılımıyla keşif icra edildiği, yapılan keşif sonrasında fen ve ziraat bilirkişileri tarafından raporların dosyaya sunulduğu, mahkemece 21.05.2015 tarihli 8 nolu celsesinde bilirkişi raporunun davalılara tebliğine şeklinde ara karar oluşturulduğu, 09.06.2015 tarihli 9 nolu celsede bilirkişi raporlarının davalılara tebliğ edildiği belirtirilerek zapta geçildiği anlaşılmaktadır.
HMK’nin 280.maddesinde (HUMK mad.282) “Bilirkişi, raporunu varsa kendisine incelenmek üzere teslim edilen şeylerle birlikte bir dizi pusulasına bağlı olarak Mahkemeye verir, verildiği tarih rapora yazılır ve duruşma gününden önce birer örneği taraflara tebliğ edilir” denmektedir. Buradaki amaç tarafların raporu okuyup değerlendirmeleri ve varsa itirazlarını bildirebilmeleridir. Bu durumda, taraflara raporun tebliğ edilmesi ve sonrasında taraflarca rapora itiraz edilmemesi halinde rapor, itiraz etmeyen bakımından kesinleşir. Artık rapora itiraz etme imkanı ortadan kalkar. Bu husus kesin sürelerle ilgili düzenlemelerin de bir sonucudur.
Somut olayda, az yukarıda açıklandığı üzere, her ne kadar mahkemece, 9 nolu celsede bilirkişi raporlarının davalılara tebliğ edildiği duruşma tutanağına geçirilmiş ise de, dosya içerisinde yapılan incelemede, davalı ... adına bilirkişi raporunun tebliğine ilişkin tebligat parçası dosyada bulunmadığı gibi dosya içerisinde bulunan PTT sorgu ekran çıktısının ise bilirkişi raporuna ilişkin tebligata ilişkin olup olmadığı anlaşılamamaktadır. Bu durumda, bahsi geçen davalıya usulüne uygun olarak bilirkişi raporunun tebliğ edildiğini söylebilme olanağı yoktur.
O halde, mahkemece yapılması gereken iş, HMK’nin 280.maddesi (HUMK mad.282) gereği bilirkişi raporlarının usule uygun şekilde tebliğ edilerek davalının itirazlarını sunması için süre ve imkan verilmesi olmalıdır. Tüm bu hususlar düşünülmeden, davalı tarafın savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğuracak şekilde yargılamaya devam edilerek işin esasına ilişkin hüküm kurulması doğru olmadığından, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Davalının temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenle yerinde olduğundan kabulüyle, usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalının sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 19.12.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.