Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2017/572
Karar No: 2021/518
Karar Tarihi: 20.04.2021

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/572 Esas 2021/518 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2017/572 E.  ,  2021/518 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi



    1. Taraflar arasındaki “alacak” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Ankara 2. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karar davalılardan ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
    2. Direnme kararı davalılardan ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    I. YARGILAMA SÜRECİ
    Davacı İstemi:
    4. Davacı vekili 25.08.2011 tarihli dava dilekçesinde; müvekkili şirketin 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun uyarınca faaliyet gösteren bir yapı denetim şirketi olduğunu ve 16.04.2004 tarihli sözleşme ile davalılara ait taşınmaz üzerinde yapılan inşaatın yapı denetim işini üstlendiğini, sözleşmenin davalılara vekâleten dava dışı müteahhit Recep Temeloğlu tarafından imzalandığını, müvekkili şirketin edimlerini yerine getirdiğini fakat dava konusu yapının beş yıl içinde bitirilmemesi sebebiyle taraflar arasındaki sözleşmenin 16.04.2009 tarihinde sona erdiğini, sözleşme bedelinin 12.673,43TL olduğunu ancak davalıların ödeme yapmadığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000TL’nin dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 01.04.2014 tarihli ıslah dilekçesiyle talebini 41.293,16TL’ye yükseltmiştir.
    Davalı cevabı:
    5. Davalılar cevap dilekçesinde; inşaat yapılması hususunda müteahhit ile sözleşme düzenlendiğini, bu sözleşmenin on beşinci maddesinde yapı denetiminin ve masraflarının müteahhit tarafından yapılmasının kararlaştırıldığını savunarak davanın reddini istemişlerdir.
    Mahkeme Kararı:
    6. Ankara 2. Asliye Hukuk Mahkemesince 24.11.2011 tarihli ve 2011/391 E., 2011/543 K. sayılı davanın reddine ilişkin verilen karar Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 01.10.2012 tarihli ve 2012/15539 E., 2012/21557 K. sayılı kararıyla bozulmuş; Mahkemece bozmaya uyularak verilen 17.12.2014 tarihli ve 2013/204 E., 2014/694 K. sayılı karar 10.02.2015 tarihli tavzih kararıyla düzeltilerek ıslah edilen davanın kısmen kabulüne, 23.043,76TL alacağın, asıl alacak 10.000TL’sinin dava tarihi 25.08.2011" den itibaren, kalan 13.043,76TL’nin ıslah tarihi 01.04.2014 tarihinden itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte arsa payları oranında davalılardan alınıp, davacıya ödenmesine, fazla talebin reddine karar verilmiştir.
    Özel Daire Bozma Kararı:
    7. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
    8. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 01.12.2015 tarihli ve 2015/12780 E., 2015/34964 K. sayılı kararı ile;
    “…1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre davalı ..."nın sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-Davacı, yapı denetim hizmetinden kaynaklanan ücretinin tahsili için eldeki davayı açmıştır. Dava dilekçesinde, fazlaya ilişkin hakları saklı kalarak 10.000,00TL alacağının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiş, kararın davacı tarafın temyiz talebi üzerine dairenin 2012/15539 Esas ve 2012/21557 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verildikten sonra bozmaya uyularak yapılan yargılama sırasında 01.04.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile 41.293,16TL"nin tahsiline karar verilmesini talep etmiş, mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 23.043,76TL"nin tahsiline karar verilmiştir. Ne var ki, Yargıtayın bozma ilamından sonraki safhada ıslah yapılamayacağına ilişkin, 4.2.1948 gün ve 1944/10E 1948/3K sayılı İBK’na aykırı davranarak davanın kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
    Direnme Kararı:
    9. Mahkemenin 14.04.2016 tarihli ve 2016/137 E., 2016/104 K. sayılı kararı ile; önceki karar gerekçelerinin yanında, 04.02.1948 tarihli 1944/10 E. 1948/3 K. sayılı İçtihatı Birleştirme Kararı uyarınca bozmadan sonra ıslah yapılması mümkün değil ise de 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına göre bir mahkeme kararının her ne sebeple olursa olsun temyiz ile bozulması sonunda, bozma kararına uyulması ile davanın yeniden duruşma safhasına girmiş olacağı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun (HMK) 177. maddesi uyarınca ıslahın tahkikat bitinceye kadar yapılabileceği, böyle olunca bozmadan sonraki tahkikat sırasında da ıslah yapılabileceği, ayrıca dava dilekçesindeki açıklamalardan davacının fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak HMK"nın 107. maddesinde belirtildiği üzere davasını belirsiz alacak davası olarak açtığı, anılan maddeye göre davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkansız olduğu hâllerde alacaklının, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabileceği, karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarının veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacının, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini arttırabileceği, bu nedenle davacının bozma kararından sonra dava miktarını arttırmış olmasının HMK"nın 107. maddesi hükmü uyarınca ıslah niteliğinde olmayıp talebin artırılması niteliğinde olduğu gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
    Direnme Kararının Temyizi:
    10. Direnme kararı süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    II. UYUŞMAZLIK
    11. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; HMK’nın yürürlük tarihinden önce açılan eldeki davada, bozmadan sonra verilen ve ıslaha ilişkin olduğu belirtilen 01.04.2014 tarihli dilekçenin, belirsiz alacak davasında talebin yükseltilmesi mahiyetinde değerlendirilip değerlendirilemeyeceği, burada varılacak sonuca göre hükme esas alınmasının usulen mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
    III. GEREKÇE
    12. Davanın açılış tarihi itibariyle yürürlükte olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun (HUMK) 83 ve devamı maddelerinde ıslah kurumu ayrıntılı şekilde düzenlenmiş; 83. maddede davanın her iki tarafının da, yargılama usulüyle ilgili bir işlemini kısmen veya tamamen ıslah edebileceği, ancak aynı dava içerisinde bu yola sadece bir kez başvurulabileceği; 84. maddede, ıslahın tahkikata tabi olan davalarda tahkikatın bitimine kadar yapılabileceği hüküm altına alınmış; benzer hükümlere HMK’nın 176 ve 177/1. maddelerinde de yer verilmiştir.
    13. Bilindiği üzere ıslah, taraflardan birinin usule ilişkin bir işlemini, bir defaya mahsus olmak üzere kısmen veya tamamen düzeltmesine olanak tanıyan ve karşı tarafın onayını gerektirmeyen bir yoldur.
    14. Eş söyleyişle, ıslah, iyi niyetli tarafın davayı açtıktan veya kendisine karşı bir dava açıldıktan sonra öğrendiği olgularla ilgili yanlışlıklarını düzeltmesine, eksiklikleri tamamlamasına, bu çerçevede yeni deliller sunabilmesine olanak sağlayan bir kurumdur.
    15. Bu konuda HUMK zamanında verilmiş olan 04.02.1948 tarihli ve 1944/10 E., 1948/3 K. sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da (İBK) yukarıda bahsi geçen hükümler benimsenmiş; ayrıca ıslahın tahkikat ve yargılama bitinceye kadar yapılabileceği Yargıtayca hüküm bozulduktan sonra bu yoldan faydalanmanın mümkün olamayacağı kabul edilmiştir. Sözü edilen kararda taraflardan birine davanın herhangi bir aşamasında ıslah olanağı tanınmasının davaların sonu alınamayacak şekilde uzamasına neden olacağı, bu istisnai yolun bozmadan sonraki aşamalara da yaygınlaştırılmasının, bozmaya uyulmasıyla kazanılan hakları ihlal edebileceği gibi davanın tamamen ıslah edildiği hâllerde işin sonuçlandırılmasını güçleştireceği vurgulanmıştır.
    16. Nitekim 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren HMK"nın 177/1. maddesinin tahkikat sonuçlanıncaya kadar ıslah yapılabileceğini öngördüğü, bu sebeple Yargıtayın bozma kararı sonrasında tahkikat safhasına dönüleceğinden bozmadan sonra ıslah yapılabileceği, HMK’nın 177. maddesinin yanlış yorumlandığı, 1948 tarihli İçtihadı Birleştirme Kararının HMK karşısında güncelliğini kaybettiğini, bozma kararı sonrasında ıslah yapılıp yapılamayacağına dair Yargıtay Daireleri arasında görüş aykırılığı bulunduğu ileri sürülerek içtihadın birleştirilmesi talep edilmiş ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 06.05.2016 tarihli ve 2015/1 E., 2016/1 K. sayılı kararında 04.02.1948 tarihli ve 1944/10 E., 1948/3 K. sayılı içtihadı birleştirme kararındaki benzer gerekçelerle “bozma kararı sonrası ıslah yapılamayacağı ve içtihadı birleştirme kararının değiştirilmesinin gerekmediğine” dair karar verilmiştir.
    17. Aynı hususlara Hukuk Genel Kurulunun 04.02.2020 tarihli ve 2019/21-442 E., 2020/76 K. sayılı kararında da yer verilmiştir.
    18. Gelinen aşamada, 28.07.2020 tarihinde yürürlüğe giren 7251 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile bozmadan sonra da ıslah yapılabileceğine ilişkin hüküm getirilmiş ise de, bu Kanun’un “geriye yürümeme ilkesi” ve ıslah işleminin yapılmakla tamamlanmış usuli işlem teşkil etmesi nedeniyle eldeki davada ıslah tarihi itibariyle bu yeni hükmün uygulanamayacağı açıktır.
    19. Nitekim, Mahkemece uyuşmazlık konusu 01.04.2014 tarihli dilekçe, belirsiz alacak davasında talebin yükseltilmesi mahiyetinde verilen bir dilekçe olarak değerlendirilmiş ise de, dava tarihi itibariyle HUMK hükümleri uygulanacağından, sonradan yürürlüğe giren HMK hükümlerince getirilmiş bir dava türü olan belirsiz alacak davasından bahsedilemeyeceği hususunda kuşku bulunmamaktadır.
    20. O hâlde bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde, mahkemece Özel Dairenin 01.10.2012 tarihli ve 2012/15539 E., 2012/21557 K. sayılı bozma kararına uyulduğu belirtilerek ve bozmadan sonra ibraz edilen davacı vekilinin 01.04.2014 tarihli ıslah dilekçesi dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, yukarıda belirtildiği üzere Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 04.02.1948 tarihli ve 1944/10 E., 1948/3 sayılı K. ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 06.05.2016 tarihli ve 2015/1 E., 2016/1 K. sayılı kararları dikkate alındığında bozmadan sonra ıslah yapılması mümkün olmadığından mahkemenin direnme gerekçesi hatalıdır.
    21. Sonuç itibariyle, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uymak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    22. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

    IV. SONUÇ :
    Açıklanan nedenlerle;
    Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA,
    İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,
    Aynı Kanun’un 440/III-1. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 20.04.2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi