21. Hukuk Dairesi 2013/2537 E. , 2014/2966 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ankara 14. İş Mahkemesi
TARİHİ : 24/12/2012
NUMARASI : 2012/279-2012/1804
Davacı, yurtdışında ilk işe giriş tarihi olan 09/09/1991 tarihinin Türkiye"de giriş tarihi olarak kabul edilmesini ve yaşlılık aylığına hak kazanma şartının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
Dava, davacının yurt dışında geçen çalışmasının başlangıç tarihi olan 09.09.1991 tarihinin sigortalılık başlangıç tarihi olduğunun ve yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile davacının sigortalılık başlangıç tarihinin 09.09.1991 tarihi olduğunun ve 14.06.2021 tarihinde yaşlılık aylığına hak kazanacağının tesptine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 09.09.1991-13.01.2007 tarihleri arasında Almanya"da geçen 5525 günlük çalışmasını borçlanmak için 27.12.2011 tarihinde davalı Kuruma başvurduğu, 06.04.2012 tarihinde borçlanma bedelini ödediği, 20.12.2011-22.12.2011 tarihleri arasında 3 gün 506 sayılı Kanun kapsamında sigortalı çalışmasının olduğu, davacının Almanya"da 09.09.1991-31.12.1991 ve 01.01.1992-15.07.1992 tarihleri arasında “Pflichtbeitragszeit berufliche Ausbildung” adı ile sigortalılığının bulunduğu, bunun fiili çalışmaya dayalı bir sigortalılık hali olup olmadığının araştırılmadığı, davacının 12.04.2012 tarihinde tahsis talebinde bulunduğu, davalı Kurumun tahsis talebini reddettiği, mahkemece dava tarihinden sonraki, gelecekteki bir tarihte; 14.06.2021 tarihinde yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar verildiği anlaşılmaktadır.
3201 sayılı Kanun"un 17.04.2008 tarih ve 5754 sayılı Kanun ile değişik 5.maddesinin son fıkrasında "Sosyal güvenlik sözleşmesi yapılmış ülkelerdeki hizmetlerini, bu Kanuna göre borçlananların, sözleşme yapılan ülkede ilk defa çalışmaya başladıkları tarih, ilk işe giriş tarihi olarak dikkate alınmaz" hükmü bulunmakta ise de 02.11.1984 tarihinde imzalanan ve 05.12.1984 tarihli 3241 sayılı Kanunla onaylanıp 01.04.1987 tarihinde yürürlüğe giren ve Anayasa"nın 90.maddesi uyarınca yöntemine göre yürürlüğe girmiş uluslararası sözleşme
olarak 3201 sayılı Kanunun 5.maddesinden önce uygulanma önceliğine sahip bulunan 30 Nisan 1964 tarihli Türk Alman Sosyal Güvenlik Sözleşmesine Ek Sözleşmenin 29.maddesinin 4.bendi hükmü uyarınca yurtdışında ilk defa çalışmaya başlanılan tarihin ülkemizde sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabul edilmesi gerekmektedir. Ancak Yurtdışında iken fiili (eylemli) çalışması bulunmadığı halde o ülkenin sosyal güvenlik mevzuatına göre yardım niteliğinde ödeme yapılan dönemler ile ev hanımı olarak geçen sürelerin Türk Alman Sosyal Güvenlik Sözleşmesine Ek Sözleşmenin 29.maddesinin 4.bendi anlamında yurtdışında geçen çalışma olarak nitelendirilmesi mümkün olmadığından ülkemizde sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabul edilmesi mümkün değildir.
Somut olayda, davacının yurt dışında geçen çalışmasının fiili çalışmaya dayanıp dayanmadığı araştırılmadan, sigortalılık başlangıç tarihi olarak esas alınması hatalı olmuştur. Bunun yanı sıra dava, dava tarihindeki sigortalılık süreleri değerlendirilerek dava dönemindeki neticelerine göre sonuçlandırılır. Davacının ilerideki bir tarihte yaşlılık aylığına hak kazanacağına ilişkin hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir.
Yapılacak iş, davalı Kurumdan davacının Almanya"da “Pflichtbeitragszeit berufliche Ausbildung” adı ile sigortalı bulunduğu sürenin fiili çalışmaya dayanıp dayanmadığını sormak, davacının bu çalışmasının fiili çalışmaya dayanması halinde sigortalılık başlangıç tarihi olmasına karar vermek ve yaşlılık aylığına hak kazanıp kazanmadığını dava tarihindeki sigortalılık durumuna göre değerlendirip sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 24.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.