Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, ortak mirasbırakanları M..K..’nun kız çocuklarından mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak Akçaabat ilçesindeki 32 parça taşınmazını davalılara satış ve bağış suretiyle devrettiğini, yine Trabzon ilindeki 72 ada 54 parsel sayılı taşınmazda bulunan 17, 19 ve ..no’lu kat mülkiyeti kütüğünde kayıtlı bağımsız bölümlerini de davalılara temlik ettiğini, işlemlerin muvazaalı olup aynı zamanda diğer mirasçıların mahfuz hisselerine tecavüz edildiğini ileri sürüp tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini olmazsa tenkis istemişlerdir.
Davalılar, davanın süresinde açılmadığını, murisin taşınmaz zengini olduğunu ve ihtiyaç duydukça bir kısmını satıp ihtiyaçlarını karşıladığını, davacıların daha önce açtıkları tenkis davalarının takip edilmeyerek müracaata bırakıldığını, davacıların bu davaları bir baskı aracı olarak kullandıklarını, temliklerin tasarruf oranını aşmadığını bildirip davanın reddini savunmuşlardır.
Davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece, “ Trabzon’da bulunan taşınmazlar yönünden yetkisizlik kararı verilmesinin isabetli olmadığı gibi davacıların davada tespitten sonraki bir nedene dayandıkları gözetilerek olayda 3402 sayılı yasanın 12/3 md. sinin de uygulama yeri bulunmadığı” gerekçeleriyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda mahkemece, dava konusu bir kısım taşınmazın tapulama öncesi muris adına kayıtlı olmadığı, bir kısım taşınmazların kadastro öncesi tapu kaydında malik gözüken kişi ile murisin aynı kişi olduğu yönünde davacıların iddiası bulunmadığı, mirasçılardan mal kaçırma iradesinin davacılarca kanıtlanamadığı, tenkis davası yönünden ise davanın zamanaşımına uğradığı, ayrıca davacıların saklı payı zedeleme kastını da kanıtlayamadıkları gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi .. .. raporu okundu
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali tescil olmazsa tenkis isteklerine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Davacılar, ortak miras bırakanları M..K...kendilerinden mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak Akçaabat ilçesinde bulunan 32 parça taşınmaz ile Trabzon "da bulunan 3 parça bağımsız bölümün davalılara bağış ve satış yoluyla temlik edildiğini ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.
Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; 715 parsel sayılı taşınmazın kadastro sırasında senetsizden davalı S...adına, yargılama sırasında hakkındaki dava atiye bırakılan 824 parsel yine senetsizden dava dışı kişiler adına tespit edildiği, 742 ve 743 parsellerin 1/2 paylarının muris adına tespit gördükten sonra 20.5.1981 tarihli akitle muris tarafından davalılara kayıtsız şartsız bağışlandığı keza 1/2 payı muris adına kayıtlı olan 1589 parselinde aynı tarihli akitle davalılara bağışlandığı ve ifrazla oluşan 1992 parselin halen davalılar adına kayıtlı olduğu, yine Trabzon"da bulunan 72 ada 54 parseldeki 2,4 ve 5 nolu bağımsız bölümlerin 23.1.1978 tarihli akitle muris tarafından davalı oğlu Osman"a kayıtsız şartsız bağışlandığı anlaşılmaktadır.
Bilindiği gibi senetsizden yapılan temliklerde ve bağış olarak yapılan devirlerde 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararının uygulama yeri bulunmadığı bu gibi temliki işlemlerde tenkis istenebileceği ancak tenkis istenebilmesi için yasada öngörülen sürenin geçtiği anlaşıldığına göre, belirtilen taşınmazlar yönünden davanın reddedilmiş olması doğrudur.
Bunun yanında, kadastrodan önce tapuda muris M...adına kayıtlı olup da davalılara satış yoluyla temlik edildikten sonra 5.11.1953 tarihinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında davalılar adına tespit gören 842,844 nolu parseller ile 914 nolu parselin ifrazından oluşan 1754,1757,1783,1784 1785,1786,1787,1788,1903 ve 1972 nolu parsellerin dava tarihinden önce dava dışı kişilere satılarak devredildikleri , yine aynı şekilde tespit gören 915 nolu parselin ifrazından oluşan 1570 ve 1571 parsellerin de davadan önce dava dışı kişilere devredildiği aynı şekilde tespit gören 916 nolu parselin ifrazından oluşan 1572,1576,1577 nolu parsellerin de dava dışı kişiler adına kayıtlandığı görülmektedir.Hemen belirtilmelidir ki, tapu iptal tescil davalarının kayıt maliki kişiler aleyhine açılması zorunludur.Davada tazminat isteği de yoktur.Bu nedenle, sözü edilen bu taşınmazlar bakımından da davanın reddinde bir isabetsizlik yoktur.
Diğer taraftan, kadastrodan önce muris adına tapuda kayıtlı olup da satış yoluyla davalı oğlu S.....temlik ve kadastroca tespit edilen 726,756 parsel sayılı taşınmazlar ile davalılar adına tespit gören 914 nolu parselin ifrazından oluşan 1973 nolu parselin halen davalı kişiler adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.Tapu kayıtlarında gösterilen M...K...tarafların murisi M...K.. olmadığı savunulmamış ve kanıtlanmamıştır.Böylece bu parsellerin miras bırakan tarafından davalılara temlik edildiği tartışmasızdır.
Ne varki, anılan bu parsellerin akit tarihindeki değeri ile o tarihteki gerçek değeri arasında açık ve fahiş fark bulunduğu, özellikle taşınmazların davalılara temlik edildiği halde murisin tasarrufunu sürdürdüğü, murisin erkek çocuklarını tercih ettiği, bu kadar çok taşınmazını davalılara temlikinde makul ve zorunlu bir neden gösterilmediği açıktır.O halde bu taşınmazların muris tarafından yapılan temliklerinin muvazaalı olarak gerçekleştirildiği kabul edilmelidir.
Hal böyle olunca, bu taşınmazlar yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Davacıların temyiz itirazları yerindedir.Hükmün açıklanan nedene hasren HUMK.428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 5.12.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.