Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2017/520
Karar No: 2019/219

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2017/520 Esas 2019/219 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2017/520 E.  ,  2019/219 K.

    "İçtihat Metni"


    Kararı Veren
    Yargıtay Dairesi : 10. Ceza Dairesi
    Mahkemesi :Ağır Ceza
    Sayısı : 391-94

    Uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan sanık ..."in, 5237 sayılı TCK"nın 188/3-4, 62, 52, 53, 58 ve 63. maddeleri uyarınca 12 yıl 6 ay hapis ve 140 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna, hapis cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve mahsuba ilişkin Konya 3. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 15.04.2015 tarihli ve 466-156 sayılı hükmün, sanık ve müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 10. Ceza Dairesince 07.10.2015 tarih ve 3849-32450 sayı ile;
    "Kendisinde herhangi bir uyuşturucu ya da uyarıcı madde ele geçmeyen sanığın savunmasının aksine, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan soruşturması ayrılan şüpheli ..."te ele geçen uyuşturucu maddeyle ilgisi olduğuna ilişkin, bu kişinin soyut beyanı dışında, kuşkuyu aşan kesin ve yeterli delil bulunmadığı gözetilmeden, sanık hakkında beraat yerine mahkûmiyet hükmü kurulması" isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
    Yerel mahkeme ise 29.02.2016 tarih ve 391-94 sayı ile;
    "...Somut olayda yukarıda yazılı gerekçeler doğrultusunda Yeni Mah. Dede Korkut Sokak içerisinde bulunan metruk bina içerisinde Halil isimli şahsın uyuşturucu madde satışı yaptığına dair istihbari bilgiler üzerine Emniyet görevlileri tarafından olay yerine gidildiğinde metruk bina içerisinde uyuşturucu bağımlısı oldukları değerlendirilen şahısların görülmesi üzerine polisler tarafından ... isimli şahıs yakalanmış, elinde birşey olduğu fark edilerek Konya 6. Sulh Ceza Mahkemesinin 2014/569 D. iş sayılı arama kararına istinaden yapılan aramada suça konu eroin maddesi ele geçirilmiş, mahkeme kararına istinaden eroine el konulmuştur. Aynı yerde bulunan dosyamız sanığı ... olayın sıcağı sıcağına ... tarafından teşhis edilmiş, ...... gerek soruşturma aşamasında, gerek yargılama aşamasında istikrarlı bir şekilde üzerinde bulunan eroin maddesini 15TL karşılığında sanıktan aldığını söylemiştir. Aşamalarda sanık ile ...... arasında husumet olduğuna ilişkin herhangi bir delil ileri sürülmemiştir. ...... ile aynı yerde bulunan sanığın üzerinde mahkeme kararına istinaden yapılan aramada 110TL"si 5 ve 10TL"lik banknotlardan oluşan toplam 210TL kağıt para da ele geçirilmiştir. Tüm bu deliller doğrultusunda tanık ...... hakkında daha önceden alınan istihbari bir bilgi olmaması göz önüne alındığında bu şahsın üzerinde yapılan aramanın kaynağı mahkemenin önleme araması kanun ve yasaya uygundur. Arama sonucunda ele geçirilen eroin maddesinin de hukuka aykırı bir şekilde elde edildiğini söylemek mümkün değildir. Tanığın sanığı soruşturma ve kovuşturma aşamasında suçlaması ve tanık ile sanık arasında herhangi bir husumet olmaması, uyuşturucu madde ticareti suçunda delil elde etmekteki zorluk birlikte değerlendirildiğinde sanığın eylemi mahkememizce sabit görüldüğü..." şeklindeki gerekçeyle bozmaya direnerek, önceki hükümde olduğu gibi sanığın mahkûmiyetine karar vermiştir.
    Direnme kararına konu bu hükmün de sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 21.04.2016 tarihli ve 96289 sayılı “bozma” istekli tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gelen dosya, Ceza Genel Kurulunca 07.12.2016 tarih ve 680-1125 sayı ile; 6763 sayılı Kanunun 38. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 10. madde uyarınca kararına direnilen daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 10. Ceza Dairesince 28.03.2017 tarih ve 32-1235 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına iade edilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa atılı suçun sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
    İncelenen dosya kapsamından;
    Olay Yakalama ve El koyma tutanağına göre; KOM Şube Müdürlüğü Narkotik Suçlar Büro Amirliği görevlilerince uyuşturucu madde ticareti ve kullanımını önlemeye yönelik yapılan çalışmalarda, Yeni Mahalle, Dede Korkut Sokak içerisindeki metruk binada 20 yaşlarında, Halil isimli, esmer bir şahsın uyuşturucu madde satışı yaptığına dair istihbarat bilgisi elde edildiği, 12.07.2014 tarihinde saat 11.30 sıralarında söz konusu sokakta yapılan kontrollerde uyuşturucu madde bağımlısı olduğu değerlendirilen şahısların ekip otosunu görünce telaşlı bir şekilde metruk bina içerisine girdiklerinin görüldüğü, görevlilerce metruk binaya gidilerek yapılan kontrollerde hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan soruşturma evresinde ayırma kararı verilen ..."in elinde bir şey olduğunun fark edildiği, Konya 6. Sulh Ceza Mahkemesinin önleme araması kararına istinaden yapılan aramada kitap kâğıdına sarılı suç konusu eroinin ele geçirildiği, ..."in, üzerindeki eroini ismini Halil olarak bildiği bu şahıstan 15 TL karşılığında satın aldığını beyan edip başında şapka, üzerinde mavi çizgili gömlek ve kot pantolon bulunan kişiyi görevlilere gösterdiği, yapılan kimlik tespitinde şahsın ... olduğunun tespit edildiği, adı geçenin üzerinde yapılan aramada 110 TL"si 5 TL ve 10 TL"lik banknotlardan oluşan toplam 210 TL"nin bulunduğu, yapılan aramalarda diğer kişilerin üzerinde başkaca suç unsuruna rastlanılmadığı,
    Ankara Kriminal Polis Laboratuvarınca düzenlenen 21.10.2014 tarihli uzmanlık raporuna göre; net 0,02 gram ağırlığında olan maddenin net 0,006 gram eroin olduğu
    Konya 6. Sulh Ceza Hakimliğinin 07.07.2014 tarihli ve 569 değişik iş sayılı önleme araması kararının olay tarihi ile yerini kapsadığı,
    Anlaşılmıştır.
    Tanık ... kollukta; günlük 2-3 paket eroin kullandığını, üzerinde ele geçen eroini polislerin metruk binaya girmelerinden önce 15 TL karşılığında sanıktan satın aldığını, metruk binada buluştuklarında sanığın kendisine ne kadarlık uyuşturucu madde istediğini sorduğunu, 15 TL"lik alacağını söylediğinde cebinde bulunan yaklaşık 2 gramlık eroin paketini açıp kendisine bir miktarını verdiğini, aldığı eroini içeceği sırada polislerin geldiğini, sanığın polislerin geldiğini fark edip üzerindeki eroini çöplerin içerisine sakladığını, polislerin burada arama yaptıklarını ancak eroini bulamadıklarını, sanık ile aralarında husumet bulunmadığını, mahkemede farklı olarak; sanığın polisleri fark edince elindeki uyuşturucu maddeyi yanında bulunan Hasan isimli kişiye verdiğini, eroine tam olarak ne olduğunu bilemediğini, eroinin çöplerin arasına konulduğunu düşündüğünü ifade etmiştir.
    Sanık ...; tanık ......"ı tanımadığını, adı geçeni sadece metruk binada uyuşturucu kullanırken gördüğünü, günlük 8-10 paket eroin kullandığını, kullandığı eroini açık kimlik bilgilerini bilmediği Sedat isimli kişiden satın aldığını, aldığı eroini kullanmak için Dede Korkut Sokak üzerindeki metruk binaya gittiğini, içeride yaklaşık 10 kişinin bulunduğunu, eroini kullandıktan sonra polislerin geldiğini, polislerin metruk binaya gelip 10-15 kişinin kimliklerini kontrol ettiklerini, daha sonra kendisini yakalayıp ekip arabasına götürdüklerini, tanık ......"ın da ekip arabasında olduğunu gördüğünü, polislerin diğer kişileri gönderdiklerini, kimseye eroin satmadığını, tanık ......"ın neden kendisini suçladığını bilmediğini savunmuştur.
    5237 sayılı TCK"nın “Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti” başlıklı 188. maddesinin suç tarihininde yürürlükte bulunan 3 ve 4. fıkraları;
    “(3) Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ülke içinde satan, satışa arz eden, başkalarına veren, sevk eden, nakleden, depolayan, satın alan, kabul eden, bulunduran kişi, on yıldan az olmamak üzere hapis ve yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
    (4) Uyuşturucu veya uyarıcı maddenin eroin, kokain, morfin veya bazmorfin olması halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.” şeklindedir.
    Üçüncü fıkrada, uyuşturucu veya uyarıcı madde ticaretine ilişkin çeşitli fiiller, ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır. Buna göre, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ülke içinde satışı, satışa arzı, başkalarına verilmesi, sevki, nakli, depolanması ya da kazanç amacıyla satın alınması, kabul edilmesi veya bulundurulması, bir ve ikinci fıkralara göre ayrı bir suç oluşturmaktadır. Fıkradaki suçun oluşması için bu seçimlik hareketlerden herhangi birisinin yapılmış olması gerekir.
    Dördüncü fıkraya göre, uyuşturucu maddenin eroin, kokain, morfin veya bazmorfin olması üçüncü fıkrada tanımlanan suçun konu bakımından nitelikli unsurunu oluşturmakta ve bu fıkraya göre verilecek cezanın artırılmasını gerektirmektedir.
    Öte yandan, amacı somut olayda maddi gerçeğe ulaşarak adaleti sağlamak, suç işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasını önlemek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmek olan ceza muhakemesinin en önemli ve evrensel nitelikteki ilkelerinden birisi de, insan haklarına dayalı, demokratik rejimle yönetilen ülkelerin hukuk sistemlerinde bulunması gereken, öğreti ve uygulamada; "suçsuzluk" ya da "masumiyet karinesi" şeklinde, Latincede ise "in dubio pro reo" olarak ifade edilen "şüpheden sanık yararlanır" ilkesidir. Bu ilkenin özü, ceza davasında sanığın mahkûmiyetine karar verilebilmesi açısından göz önünde bulundurulması gereken herhangi bir soruna ilişkin şüphenin, mutlak surette sanık yararına değerlendirilmesidir. Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kural, dava konusu suçun işlenip işlenmediği, işlenmişse sanık tarafından işlenip işlenmediği ya da gerçekleştiriliş şekli hususunda herhangi bir şüphe belirmesi hâlinde uygulanabileceği gibi, suç niteliğinin belirlenmesi bakımından da geçerlidir. Ceza mahkûmiyeti, toplanan delillerin bir kısmına dayanılıp, diğer kısmı göz ardı edilerek ulaşılan kanaate veya herhangi bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalı, bu ispat, hiçbir şüphe ya da başka türlü oluşa imkân vermemelidir. Yüksek de olsa bir ihtimale dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza muhakemesinin en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermek anlamına gelecektir.
    Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
    KOM Şube Müdürlüğü Narkotik Suçlar Büro Amirliği görevlilerince Halil isimli şahsın Yeni Mahalle, Dede Korkut Sokak içerisindeki metruk binada uyuşturucu madde satışı yaptığı bilgisinin edinildiği, bunun üzerine 12.07.2014 tarihinde saat 11.30 sıralarında söz konusu sokağa gerekli kontrolleri yapmak için giden görevlilerin, ekip otosunu görünce telaşlı bir şekilde metruk bina içerisine giren kişileri gördükleri, ardından metruk binaya giren görevlilerce burada bulunan şahıslar üzerinde Konya 6. Sulh Ceza Mahkemesinin önleme araması kararına istinaden yapılan aramalarda tanık ......"ın elinde bir paket suç konusu eroinin ele geçirildiği, aynı yerde yakalanan sanık ile diğer şahısların üzerlerinde yapılan aramalarda suç unsuruna rastlanılmadığı olayda;
    Hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan soruşturma evresinde ayırma kararı verilen tanık ......"ta ele geçirilen suç konusu eroini sanığın temin ettiğine ilişkin, adı geçenin beyanının soyut nitelikte olması, ele geçirilen suç konusu eroinin içerisinde bulunduğu paket ile sanığın irtibatını sağlayacak bir delilin elde edilememesi, tanık ......"ın soruşturma evresinde sanığın üzerindeki uyuşturucu maddeyi yakalandıkları yerde bulunan çöplerin arasına attığını, kovuşturma evresinde ise sanığın yanında bulunan Hasan isimli şahsa vermesi sonrasında bu kişinin çöpe attığını düşündüğünü söyleyerek çelişkili beyanlarda bulunması, bu tanığın beyanında ileri sürüldüğü gibi çöpler arasında, metruk binada bulunan diğer kişiler üzerinde yapılan aramalarda herhangi bir suç unsuruna rastlanılmadığının olay tutanağında açıkça belirtilmesi, sanığın üzerinde yapılan aramada da uyuşturucu ya da uyarıcı madde ele geçmemesi ile sanığın aşamalarda tanık ......"a uyuşturucu madde vermediğini söyleyerek atılı suçlamayı kabul etmemesi birlikte değerlendirildiğinde; tanık ......"ın soyut beyanları dışında, sanığın atılı suçu işlediğine ilişkin savunmasının aksine, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı kabul edilmelidir.
    Bu itibarla, Yerel Mahkemenin direnme kararına konu olan hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    1- Konya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 29.02.2016 tarihli ve 391-94 sayılı direnme kararına konu olan hükmünün, sanığın savunmasının aksine, atılı suçu işlediğine ilişkin her türlü şüpheden uzak, kesin ve yeterli delil bulunmadığı gözetilmeden, beraati yerine mahkûmiyetine karar verilmesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,
    2- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 19.03.2019 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi