Esas No: 2021/3720
Karar No: 2022/7633
Karar Tarihi: 01.11.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/3720 Esas 2022/7633 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalıya satılan malın parasının ödenmemesi üzerine başlatılan icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiği ileri sürülerek itirazın iptal edilmesi ve icra inkar tazminatına karar verilmesi davası açılmıştır. Davalı ise, ipliklerin ayıplı olduğunu kabul etmeyerek davanın reddini ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir. İlk derece mahkemesi davanın reddine karar verirken, bölge adliye mahkemesi kaldırarak itirazın iptali ve icra inkar tazminatına hükmetmiştir. Davalı vekili karara itiraz etmiştir. Mahkeme kararı, harç konusunda bir hüküm olmadığından re'sen bozulmuş, dava dosyası Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmiştir. Kararda, TBK'nın 223 ve TTK'nın 23/1-c maddelerine vurgu yapılmıştır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 17. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 24.05.2018 tarih ve 2015/491 E. - 2018/575 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan kabulüne dair İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi'nce verilen 12.11.2020 tarih ve 2018/1777 E. - 2020/1228 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, 6100 sayılı Kanunun’un 369. maddesi gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı tarafından davalıya mal satılıp teslim edildiğini ancak satılan malın parasının ödenmemesi üzerine başlatılan icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptalini ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacıdan satın alınan iplikle yapılan kumaş imalatında bir kısım ürünün hatalı olduğunun tespit edildiğini, davacıya süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunulduğu, davacının ürünlerdeki ayıbı kabul etmediğini belirterek, davanın reddini ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; dava konusu ipliklerin davalıya 20.10.2014 tarihinde teslim edildiği, davalının iplikleri, kumaş üretiminde kullanması sonucu bir kısım kumaşlarda bükülme oluştuğu, davalının bu durumu ipliklerin kumaş haline getirilmesi sonucu öğrendiği, davalı tarafından davacıya ipliklerin ayıplı olduğuna dair 03.11.2014 tarihinde e-posta yoluyla ayıp ihbarında bulunulduğu, dava konusu ipliklerin ayıplı bulunduğu ve ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğu, TBK’nın 223 ve TTK'nın 23/1-c maddesi birlikte değerlendirildiğinde davalının süresi içinde ayıp ihbarında bulunduğu, davacının gizli ayıplı ipliklerin bedelini davalıdan isteyemeyeceği gerekçesiyle davanın ve davalının kötüniyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İzmir Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; davalının ayıp ihbarını e-posta yoluyla yaptığı, bunun usule uygun olmadığı, davacı adına düzenlenen reklamasyon faturasının iade edildiğini, ayıbın davacı tarafından kabul edilmediği, tacirler arasındaki sözleşmenin sonlandırlmasına ilişkin ayıp ihbarının şekil şartlarının TTK’da düzenlendiğini, süresinde ve şekil şartlarına uygun olmayan ayıp ihbarına hukuki sonuç doğurmayacağı gözetilerek yazılı şekilde karar verilmesini doğru olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesinin HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın kabulüne itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
1- İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddi kararı, bölge adliye mahkemesince kaldırılarak, davanın kabulüne, itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmiştir. Bölge adliye mahkemesince harç konusunda bir hüküm kurulmadığı görülmüştür. Harç, kamu düzenine ilişkin olduğundan re'sen gözetilmesi gerekir. Kamu düzeni aleyhe bozma yasağı kuralının istisnalarındandır. Bu nedenle bölge adliye mahkemesince harca dair hüküm kurulmaması doğru görülmemiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının re'sen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, HMK'nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 01/11/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
S.Y