Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, dava konusu 1298 ada 6, 1502 ada 6,1502 ada 7 parsellerin ortak miras bırakanları İ...oğlu H...Z.. K... ve İ.. kızı F,.. (K...)’a ait olduğunu, taşınmazların sahte veraset ilamı ile Ö....A..ve M.. K...’a C... Ç..adına düzenlenen sahte vekaletname ile intikal ettirildiğini, bu sahte vekaletname ile 25.7.1996 tarihinde A.. D..a, 8.8.1996 tarihinde 1502 ada 6 ve 7 parsellerin M..İ...’e satıldığını, 9.8.1996 tarihinde üç parselinde davalıya satıldığını, Ö..., A...ve M.. K...’ın hayali şahıslar olduğunu, bunlar adına düzenlenen nüfus cüzdanları ve nüfus kayıtlarının sahte olduğunu, sahte belgelerle satışı yapılan taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile eski maliki H.. Z... ve F.. K... adlarına 1/2" şer paylı olarak tapuya tescili isteklerinde bulunmuşlardır.
Davalı, davacıların İ..kızı F.. ve İ..oğlu H... Z..’nın mirasçısı olmadıklarını, davacıların dava açma hakkının bulunmadığını, kendisinin taşınmazları iyiniyetle alan üçüncü kişi ve dördüncü kişi konumunda olduğunu, davacılar ve Hazine tarafından açılan aynı taşınmazlarla ilgili davaların reddine karara verildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacılar tarafından açılan nüfus kayıt tashihi davasının subut bulmaması nedeniyle red edildiği, davacıların tapu kayıt malikleri ile mirasçılık durumlarının sabit olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
-KARAR-
Dava, sahtecilik iddiasına dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden toplanan delillerden; davacılar kök mirasbırakan İsmail oğlu H.. Z.. ve İ... kızı F..dan intikal eden taşınmazların, sahte nüfus kaydı ve buna bağlı olarak sahte vekaletname düzenlenmek suretiyle müteaddit intikallerden sonra en son davalıya satış suretiyle temlik edildiğini, kendilerinin çocuksuz ölen kök miras bırakanlarının kardeşi olan İ...’in mirasçıları olduklarını ileri sürerek, tapu iptal ve tescil isteği ile eldeki davayı açtıkları anlaşılmaktadır.
Mahkemece, nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davalarının red edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Nevarki, mahkemece yapılan araştırma, inceleme ve soruşturmanın hüküm vermeye yeterli olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur. Özellikle davacıların kök miras bırakanları ile ilgili olarak irs ve akti ilişkinin varlığı gereği gibi saptanmamıştır. Davacılar bu konu ile ilgili olarak halen Gaziantep 2. Sulh Hukuk Mahkemesinde 1998/830 Esas ve 1998/831 Esas sayılı davaların açıldığını, davaların halen görülmekte olduğunu savunmuşlardır. Anılan bu dosyalar üzerinde durulmamış, getirtilerek incelenmemiştir.
O halde, anılan dava dosyalarının incelenmesi, hasımlı veraset davası niteliğinde ise sonucunun beklenmesi, mirasçılık ilişkisini ortaya koyan bir dava niteliğinde değil ise, davacılara dava açmak ve kayıt malikleri ile irs ve akti ilişkiyi sağlamaları için dava açmak üzere yetki ve mehil verilmesi, toplanacak delillerin birlikte değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
Kabule göre de, mirasçı olduklarını iddia eden bir kısım davacıların davalarını takip etmemeleri nedeniyle HUMK’nun 409 maddesi gereğince haklarında davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Oysa başlangıçta aynı sebebe dayalı olarak birlikte dava açan iştirakçilerden bir kısmının sonradan davayı takip etmemeleri sonuca etkili değildir. Bu nedenle adı geçen şahıslar yönünden de davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş olması doğru değildir.
Hal böyle olunca, davacıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edenlere geri verilmesine, 29.11.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.