Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/4721
Karar No: 2012/752
Karar Tarihi: 13.02.2012

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2011/4721 Esas 2012/752 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2011/4721 E.  ,  2012/752 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Katılma alacağı
    ... ile ... aralarındaki katılma alacağı davasının reddine dair Antalya 2. Aile Mahkemesinden verilen 21.01.2011 gün ve 1186/70 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili ile davalı vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı vekili, tarafların 2001 yılında evlendiklerini evlilik birliği içerisinde edinilen 1830 ada 11 parsel üzerindeki 1 nolu bağımsız bölüm, ... plakalı otomobil ve ... Ltd.Şti hissesi üzerinde katılma alacağı bulunduğunu ileri sürerek davalı üzerindeki mal varlığının mümkün ise aynen olmadığı takdirde fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere 10.000 TL katılma alacağının yasal faiziyle birlikte davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiş, harcını yatırmak suretiyle verdiği 11.01.2011 tarihli ıslah dilekçesinde talep miktarını 218.151,05 TL"ye yükseltmiştir.
    Davalı vekili, davanın yersiz olduğunu, tarafların anlaşmalı olarak boşandıklarını, boşanma sırasında karşılıklı olarak alacak talebinde bulunmayacakları hususunda mutabakat sağladıklarını, beyanların hakim huzurunda tutanağa geçirilerek imzalandığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, tarafların Kemer Asliye (Aile) Hukuk Mahkemesinde anlaşmalı olarak boşandıkları, boşanma davasının duruşması sırasında mahkeme huzurunda karşılıklı olarak “alacak” talebinde bulunmayacaklarını açıklayarak beyanlarının tutanağa geçirildiği ve taraflarca imzalandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hükmün, esası davacı vekili, vekâlet ücretine ilişkin bölümü katılma yoluyla davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Taraflar, 10.08.2001 tarihinde evlenmiş, 03.05.2007 tarihinde açılan dava sonucu boşanmalarına karar verilmiş, hüküm 08.05.2007 tarihinde kesinleşmiştir. Evliliğin boşanmayla sona erdirilmesine karar verilmesi halinde, mal rejimi dava tarihinden geçerli olmak üzere sona erer (TMK.nun 225/son). Taraflar arasında evlilik tarihinden 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TMK. m. 170.), bir yıl içinde başka mal rejimini seçmediklerinden boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 s.K. md. 10/1, 4721 s.K. TMK md. 202/1.)
    Dosya kapsamına, dava evrakı ile yargılama tutanakları içeriğine, taraflar arasındaki boşanma davasına ilişkin Kemer Asliye (Aile ) Hukuk Mahkemesinin 08.05.2007 tarihli oturumunda, davacı ...’ın davalı ...’den maddi-manevi tazminat, nafaka ile ayrıca ve açıkça “alacak” talebinde bulunmadığını bildirmiş olduğuna ve beyanları duruşma tutanağına geçirilerek doğruluğu imzasıyla onaylandığına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazların reddiyle hükmün esasının açıklanan nedenlerle ONANMASINA,
    Davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; davacı vekili, 11.01.2011 tarihli ıslah dilekçesinde harçlarını yatırmak suretiyle talebini 218.151,05 TL"ye yükseltmiş, karşı tarafça süresi içerisinde zamanaşımı def"inde de bulunulmamıştır. O halde; mahkemece davanın reddine karar verildiğine ve davalı yargılama oturumlarında vekille temsil olunduğuna göre, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca bildirilen bu değer üzerinden davalı taraf lehine avukatlık ücreti takdir ve tayini gerekirken yazılı şekilde eksik vekalet ücreti tayini doğru görülmemiştir.
    Davalı vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün avukatlık ücretine ilişkin bölümünün açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 18,40 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 2,75 TL"nin temyiz eden davacıdan alınmasına ve 18,40 TL peşin harcın da istek halinde temyiz eden davalıya iadesine 13.02.2012 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
    (Muhalif) (Muhalif)

    KARŞI OY

    Dava, 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 sayılı TMK. nun 202, 218, 225, 231, 235 ve 236. maddeleri gereğince yasal mal rejimi olarak kabul edilen edinilmiş mallara katılma rejiminden kaynaklanan katılma payı alacağına ilişkindir.
    Yerel mahkemece verilen davanın reddine ilişkin hükmün esasının davacı vekili, vekalet ücretine yönelik bölümünün ise, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, sayın Daire çoğunluğunca esasın onanmasına, vekalet ücreti bakımından hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Azınlık ile çoğunluk arasındaki görüş ayrılığı, Kemer Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2007/297 Esas ve 2007/267 Karar sayılı boşanma dosyasının 8.5.2007 tarihli yargılama oturumu tutanağına geçen taraf beyanlarının mal rejiminden kaynaklanan alacak davası bakımından bağlayıcı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Davacı vekili, sözü edilen yargılama oturumundaki beyanında; “..dava dilekçemizi tekrar ediyoruz, tarafların birbirlerinden maddi ve manevi tazminat, alacak, nafaka, eşya, yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi bulunmamaktadır.. boşanmalarına karar verilmesini isteriz” Aynı yargılama oturumunda davalı asil ise, “davayı kabul ediyorum, davacı ile her konuda anlaştık, davacı eşim ile aramızda şiddetli geçimsizlik vardır, maddi ve manevi tazminat, alacak, nafaka ve eşya talebim yoktur, boşanmamıza karar verilsin” açıklamasında bulunmuştur.
    Tarafların açıklanan beyanları her şeyden önce protokol niteliğinde olmayıp tutanağa geçen imzalı beyanlardır. Bu beyanlar 08.05.2007 tarihinde kesinleşen Kemer Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 3.5.2007 tarih ve 2007/297 Esas, 2007/267 Karar sayılı kararına aktarılmadığı gibi hüküm fıkrasında da, bu beyanlara yer verilmemiştir. Sözü edilen beyanların bu haliyle boşanma kararının eki haline gelmediği ve mahkemece onaylanmadığı bir gerçektir. Sadece birer beyan olarak tutanakda yer almıştır. 4721 sayılı TMK. nun 174. maddesinde; boşanmanın eki niteliğinde bulunan maddi ve manevi tazminat, 175. maddesinde yoksulluk nafakası, 182. maddesinde ise, iştirak nafakası düzenlenmiş olup, beyanlarda açıklanan maddi ve manevi tazminatın boşanmanın eki niteliğinde bulunan alacaklar olduğu konusunda duraksamamak gerekir. Bunların dışında beyanlarda yer alan alacak ve eşya ile neyin kastedildiği, hangi tür eşyalardan ve alacaklardan söz edildiği açıklanmamıştır. Eşya ibaresiyle ziynet, çeyiz, ev eşyaları ya da bunların dışında taşınır - taşınmaz eşyaların kastedilip kastedilmediği açıklanamamıştır. Sadece “eşya” tabirinin içine taşınmazlar ile araç ve benzeri eşyaların girip girmeyeceği konusu duraksama yaratacak biçimdedir. Çoğul tabiri kullanılmamıştır. Bu nedenle eşya tabirinin içine her türlü taşınır – taşınmaz eşyanın girdiğinin kabulü oldukça güçtür. Alacak tabiri de, hangi tür eşyanın karşılığı olarak ifade edildiği aynı biçimde geniş tutmak olanaksızdır. Mal rejimini ilgilendiren bir anlaşma protokolü veya beyan; açıkça mal rejimi konusunda da, ne tür mallar varsa tek tek isim ya da nitelendirme yapılmak suretiyle belirtilmesi gerekmektedir. Beyanlarda geçen ve tekil olarak kullanılan alacak ve eşya tabirinin içine mal rejiminden kaynaklanan eşya ve alacağın da yerleştirilmesinin hak kaybına yol açacağı bir gerçektir.
    Şu halde, beyanlarda geçen “alacak” ve “eşya” tabirinin geniş bir yoruma tabi tutularak tüm taşınır ve taşınmaz malları yani mal rejiminden kaynaklanan mallar ile alacakları kapsadığının kabulüne olanak bulunmadığından iddia ve savunma çerçevesinde taraf delilleri toplanarak, davacının edinilmiş mallara katılma alacağı konusunda bir hüküm kurulması için hükmün bozulması gerekirken, alacak ve eşya tabirinin mal rejiminden kaynaklanan malları ve alacağı da kapsadığı gerekçesiyle hükmün esasının onanmasına karar verilmesi yönündeki değerli çoğunluğun görüşlerine katılmıyoruz. Ancak, kabul şekline göre, vekalet ücreti bakımından yapılan bozmaya aynen katılıyoruz. 13.02.2012

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi