11. Hukuk Dairesi 2020/881 E. , 2020/5377 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Samsun Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 04.10.2019 tarih ve 2018/120 E- 2019/889 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kısmen kabulüne dair Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi"nce verilen 13.01.2020 tarih ve 2019/1936 E- 2020/121 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirketin SL Samsun Lojistik Gümrük Müşavirliği Ltd. Şti. unvanıyla Samsun Ticaret Sicil Müdürlüğü"ne 03/10/2016 tarihinde tescil yaptırdığını yaklaşık 15 gün önce müvekkil şirketçe tesadüfen öğrenildiğini, davalı şirketin tescilini gerçekleştirdiği bu unvanın, müvekkil firmanın unvanı ile neredeyse aynı unvan olduğunu, müvekkil şirketin ticaret unvanına tecavüz ve haksız rekabet oluşturacak nitelikte bir unvan olduğunu, her iki unvanda da kılavuz sözcüğün Samsun Lojistik ibaresi olduğunu, kılavuz sözcük olan Samsun Lojistik ibaresinin önüne getirilen SL ibaresinin de Samsun Lojistik ibaresinin kısaltılmış şekli olduğunu ileri sürerek tescilli ticaret unvanına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, men"i, ref"ine ve davalı şirketin ticaret unvanından SL Samsun Lojistik ibaresinin terkinine, dava sonunda giderleri davalıya ait olmak üzere, kararın Türkiye çapında bir ulusal gazetede yayımlanmasına ve 10.000,00 TL manevi tazminatın davalı taraftan alınarak davacıya ödenmesini talep ve dava etmiştir
Davalı vekili, davacının basiretli tacir gibi davranmadığını ve kötüniyetli olduğunu, 6100 sayılı HMK"nun 115/2 maddesine göre dava şartı noksanlığından davanın reddinin gerektiğini, müvekkil şirketin kullanmış olduğu, Samsun Lojistik sözcüklerin dışındaki sözcüklerin farklı olduğunu, Samsun Lojistik sözcüklerinin, davacı ve davalı şirketlerin markasal bir işlevi görmediğinden, tecavüz durumunun söz konusu olmadığını, SL Samsun Lojistikten sonraki ibarelerin faaliyet alanını belirttiğini, davacının iştigal ve faaliyet sahasının akaryakıt dağıtım hizmetleri olduğunu, davacı şirket ile davalın şirketin hizmet alanlarının tamamen farklı olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini, davacının davayı açmakta kötüniyetli olduğu anlaşıldığından dava değerinin %20"si oranında kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir
İlk derece mahkemesi, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davacı şirketin, davalı şirketten daha önceden kurulduğu ve tescilde öncelik hakkının bulunduğu her iki şirketin iştigal konuları arasında benzerlik bulunduğu her ne kadar son üç yılın ana faaliyet alanları farklı ise de ticaret sicil gazetesinde ilan edilen benzer iştigal konuları sebebiyle davalı şirketin her zaman davacı şirket ile aynı alanda faaliyette bulunabileceği buna engel bir durum olmadığı bu şekilde ticaret unvanına tecavüzün varlığının kabul edilmesi gerektiği, davacı taraf "SL Samsun Lojistik" kelimelerinin terkinini talep etmiş ise de SL harfinin akılda kalıcı mahiyette olmadığı Samsun kelimesi ise şehir ismi olup, her ticaret unvanında bulunabileceği ve kullanılmasının haksız rekabet oluşturmayacağı ancak davalının son üç yıl yoğun olarak gümrük müşavirliği hizmeti vermesine rağmen ticaret unvanında bulunan "lojistik" ibaresinin davacının iştigal faaliyetiyle doğrudan aynı mahiyette olması sebebiyle ticaret unvanına tecavüz mahiyetinde olduğundan "lojistik" ibaresinin ticaret sicilinden silinmesi gerektiği, aynı zamanda davacı haksız rekabetin tespiti, men"i ve ref"i taleplerinde bulunmuş ise de davalı tarafın ticaret unvanıyla ticaret siciline kayıtlı olup terkin edilmediği sürece kullanımı haksız rekabet teşkil etmeyeceği bu nedenle bu talepler yönünden reddi gerektiği, manevi tazminat talebi yönünden ise, manevi tazminatın TMK"nın 25. maddesinde düzenlenmiş olduğu, davacının ticaret unvanınına müdahale edilmesi şeklindeki eylemde kişilik haklarına saldırı söz konusu olmadığından manevi tazminat şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davalının ticaret unvanındaki "lojistik" kelimesinin TTK 54/1 maddesi gereği ticaret ünvanından çıkartılarak ticaret sicilinden silinmesine, haksız rekabetin tespiti, men"i ve ref"i, talepleri ile manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf Mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalının faaliyet alanının davacının bir kısım faaliyet alanıyla aynı olması, davacının ticaret unvanının davalılardan daha önce tescil edilmesi karşısında ilk derece mahkemesince verilen kararın dosya içerisinde mevcut deliller kapsamında usul ve yasaya uygun olması, ancak davacının haksız rekabetin tespiti ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesine rağmen mahkemece reddedilen kısım üzerinden davalı yararına vekalet ücreti takdirine karar verilmesi gerekirken verilmemesi hatalı olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesinin kaldırılmasına, davacının davasının kısmen kabul, kısmen reddi ile davalının ticaret unvanındaki "lojistik" kelimesinin TTK 54/1 maddesi gereği ticaret unvanından çıkartılarak ticaret sicilinden silinmesine, haksız rekabetin tespiti, men"i, ref"i talepleri ile manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına ayrıca temyiz edenin sıfatına ve ileri sürmüş olduğu temyiz sebeplerine göre, usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalının temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 24.11.2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.