Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/5615
Karar No: 2022/7685
Karar Tarihi: 02.11.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/5615 Esas 2022/7685 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2021/5615 E.  ,  2022/7685 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada Ankara 12. Tüketici Mahkemesince verilen 27.11.2018 tarih ve 2016/915 E- 2018/1688 K. sayılı kararın temlik alan davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi'nce verilen 14.04.2021 tarih ve 2019/171 E- 2021/634 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi temlik alan davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, bazı noksanlıkların ikmali için mahalline geri çevrilen dosyanın eksikliklerin giderilmesinden sonra iade edildiği anlaşılmakla,
    dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, taraflar arasında imzalanan kredi kartı sözleşmesine istinaden davalıya kredi kartı verildiğini, davalının borcunu ödememesi ve sözleşme hükümlerini yerine getirmemesi üzerine kredi kartı hesabının kat edilerek ihtarname keşide edildiğini, ihtarname tebliğ edilmiş olmasına rağmen borcun ödenmemesi üzerine icra takibine başlandığını, davalının haksız olarak takibe itiraz ettiğini ve takibin durdurulduğunu ileri sürerek Ankara 19. İcra Müdürlüğü’nün 2014/17928 E. sayılı icra takibine yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, haksız inkar sebebiyle davalının %20 icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı, davaya cevap vermemiştir.
    İlk Derece Mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davacı banka tarafından davalıya kredi kartı üyelik sözleşmesi kapsamında üç adet kredi kartı verildiği, davalının kredi kartı kullanımından kaynaklı borcunu zamanında ödememesi üzerine 92.751,88 TL anapara tutarı olmak üzere, toplam 128.999,16 TL olacak şekilde 36 ay vadeli Kredi Kartı Yapılandırma (davacı banka uygulamasındaki ismi ile Kredi Taksitlendirme) kredisi kullandırılarak kredi borcunun yapılandırıldığını, bu tarihten sonra kredi kartı ile herhangi bir alışverişin yapılmadığı, böylece taraflar arasında tüketici kredisi ilişkisinin kurulduğu, yapılandırmadan sonra taksit ödemelerinin yapılmadığı, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunu'nun “Temerrüt” başlıklı 28/1. maddesinde “Belirli süreli kredi sözleşmelerinde tüketicinin taksitleri ödemede temerrüde düşmesi durumunda, kredi veren, borcun tamamının ifasını talep etme hakkını saklı tutmuşsa, bu hak ancak kredi verenin bütün edimlerini ifa etmiş olması, tüketicinin de birbirini izleyen en az iki taksidi ödemede temerrüde düşmesi halinde kullanılabilir. Kredi verenin bu hakkı kullanabilmesi için tüketiciye en az otuz gün süre vererek muacceliyet uyarısında bulunması zorunludur.” hükmü mevcut olup banka tarafından davalıya gönderilen ihtarnamede henüz vadesi gelmemiş taksit tutarları da dahil olmak üzere tüm borcun 30 gün içerisinde ödenmesinin talep edildiğinden yasal düzenlemeye aykırı olarak muacceliyet ihtarında bulunulduğu, alacağın tamamı için muacceliyetin gerçekleşmediği, ancak vadesi gelmiş taksitlerin talep edilebileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne icra dosyasındaki itirazın kısmen iptaline, takibin 13.633,93 TL asıl alacak, 10.311,54 TL faiz, 1.431,14 TL KKDF, 515.56 TL BSMV olmak üzere 25.892,17 TL üzerinden asıl alacağı takip tarihinden itisbaren işleyecek %18 temerrüt faizi ve BSMV ile devamına, asıl alacak tutarı 13.633,93 TL üzerinden %20 inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
    Karara karşı (temlik alan) davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesi'nce; mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle, temlik alan/davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK. 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
    Kararı, (temlik alan) davacı vekili temyiz etmiştir.
    Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, (temlik alan) davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, (temlik alan) davacı Güven Varlık Yönetim A.Ş. harçtan muaf olduğundan ödediği temyiz ilam harcı ve temyiz başvuru harcının isteği halinde temyiz eden davacı Güven Varlık Yönetim A.Ş.'ye iadesine, 02/11/2022 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.

    KARŞI OY

    İlk Derece Mahkemesince davalının kredi kartı borcunun taraflar arasında yapılan taksitlendirme/yapılandırma işlemiyle taksitli tüketici kredisi haline dönüştürüldüğü, söz konusu borcun 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 22/2 maddesi uyarınca tüketici kredisi olarak kabulü ve Tüketici Kanunu hükümlerinin uygulanması gerektiği, alacağın muaccel hale gelebilmesi için kredi verenin tüketiciye en az otuz gün ödeme süresi vererek muacceliyet ihtarında bulunması gerektiği, usule uygun bir ihtarın yapılmaması nedeniyle icra takip itibariyle vadesi gelmemiş taksitler yönünden alacağın muaccel olmadığı, takip tarihi itibariyle vadesi gelen alacaklar yönünden alacağın muaccel hale geldiği belirtilerek davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Uyuşmazlık, muaccel olmuş ve icra takibine konu kredi kartı borcunun tarafların karşılıklı iradeleri sonucu düzenlenen sözleşme uyarınca ödenmesinin taksitlere bağlanarak, yeniden yapılandırılmasına uygun olarak borçlunun borcunu ödememesi halinde, daha önce muaccel hale gelmiş kredi kartı borcunun 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 28. maddesi gereğince yeniden muacceliyet koşuluna bağlı olup olmadığı yönündedir.
    Öncelikle bu konuda uygulanması gereken yürürlükteki mevzuat hükümlerinin incelenmesi gerekir.
    6502 sayılı Yasa'nın Tüketici Kredi Sözleşmeleri başlıklı “madde 22- (1) Tüketici kredisi sözleşmesi, kredi verenin tüketiciye faiz veya benzeri bir menfaat karşılığında ödemenin ertelenmesi, ödünç veya benzeri finansman şekilleri aracılığıyla kredi verdiği veya kredi vermeyi taahhüt ettiği sözleşmeyi ifade eder.
    (2) Kredi kartı sözleşmeleri, faiz veya benzeri bir menfaat karşılığında, ödemenin üç aydan daha uzun süre ertelenmesi veya benzer şekilde taksitle ödeme imkanı sağlanması halinde, tüketici kredisi sözleşmesi olarak değerlendirilir. Ancak bu durumda uygulanacak faiz oranı kredi kartı sözleşmesi uyarınca belirlenen orandan fazla olamaz.
    Temerrüt başlıklı “madde 28 (1) Belirli süreli kredi sözleşmelerinde tüketicinin taksitleri ödemede temerrüde düşmesi durumunda, kredi veren, borcun tamanının ifasını talep etme hakkını saklı tutmuşsa , bu hak ancak kredi verenin bütün edimlerini ifa etmiş olması, tüketicinin de birbirini izleyen en az iki taksidi ödemede temerrüde düşmesi halinde kullanılabilir. Kredi verenin bu hakkı kullanabilmesi için tüketiciye en az otuz gün süre vererek muacceliyet uyarısında bulunması zorunludur.
    Tüketici Kredisi Sözleşmeleri Yönetmeliğinin Kapsam başlıklı “madde 2/3 Tüketici kredisi olarak kabul edilen kredi kartı sözleşmelerine ve kredili mevduat hesabı sözleşmelerine 14,15,16,17,18 ve 19 uncu maddeler uygulanmaz.’’
    Temerrüt ve Geç Ödeme Başlıklı “ madde 1 Tüketici Kredisi Sözleşmelerinde tüketicinin taksitleri ödemesinde temerrüde düşmesi durumunda kredi veren borcun tamamının ifasını talep etme hakkını saklı tutmuşsa, bu hak ancak kredi verenin bütün edimlerini ifa etmiş olması, tüketicinin de birbirini izleyen en az iki taksiti ödemede temerrüde düşmesinde uygulanabilir. Kredi verenin bu hakkı kullanabilmesi için tüketiciye en az otuz gün süre vererek muacceliyet uyarısında bulunması zorunludur. Muaccel kılınan taksitlerin hesaplanmasında faiz ve ücretler dikkate alınmaz.
    Tanımlar başlıklı madde, "4/b) Belirli süreli tüketici kredisi sözleşmesi: Sözleşmenin kurulduğu tarihte, kredi ilişkisinin sona erme tarihinin taraflarca sözleşmede açıkça kararlaştırıldığı tüketici kredisi sözleşmelerini," şeklinde düzenlemeleri içermektedir.
    c) Belirsiz süreli taketici kredisi sözleşmesi: Sözleşmenin kurulduğu tarihte, kredi ilişkisinin sona erme tarihinin taraflarca sözleşmede kararlaştırılmadığı tüketici kredisi sözleşmelerini,
    Kredi kartı sözleşmeleri belirsiz süreli sözleşmelerdir. Muaccel hale gelmiş kredi kartı borcunun yeniden yapılandırılmasına ilişkin yapılan sözleşmeyle kredi kartı sözleşmelerini belirli süreli sözleşmeler haline getirmez. Yeniden yapılandırma sözleşmesi borcun yenilenmesi veya yeni bir sözleşme olmayıp, borçluya borcunu ödemesi için tanınan bir ödeme kolaylığıdır. 6502 sayılı Yasa'nın 22. madde/2’nin uygulama alanı kredi kartı sahibinin kredi kartından kaynaklanan alışverişleri nedeniyle borç henüz muaccel hale gelmeden, borcun ödeme gününden önce bankaca bu ödemenin üç aydan daha uzun süre faiz veya benzeri bir menfaat karşılığında daha uzun süre ertelenmesi veya benzer şekilde taksitle ödeme imkanı sağlanması halinde meydana gelen ilişkide bu erteleme sonucu bankaca kredi kartı borçlusuna sağlanan söz konusu kredi tüketici kredisi niteliğindedir. Oysa yeniden yapılandırma sözleşmesinde icra takibine konu kredi kartı sözleşmesinden kaynaklanan borç yeniden yapılandırılmaktadır. Borçlu yeniden yapılandırmaya uygun ödemede bulunmaz ise yeniden yapılandırma hükümsüz hale gelir, protokol hiç yapılmamış sayılır. İcra takibi ve dava kaldığı yerden devam eder. Daha önceki yıllarda kredi kartı sözleşmelerine ilişkin yasalarda yapılan değişikliklerde yeniden yapılandırma sözleşmeleri düzenlenlenmiş, kredi kartı borçlusunun yapılandırma sözleşmesine uygun ödemede bulunmadığı taktirde icra takibinin kaldığı yerden devam edeceği hüküm altına alınmıştır. Görüldüğü üzere yasa koyucu dahi yeniden yapılandırma sözleşmesi hükümlerine uyulmaması halinde borcun tüketici kredisi sözleşmesine dönüşmesine dair herhangi bir düzenleme yapmamıştır.
    22/2 maddesinin uygulanması için faiz veya benzeri bir menfaatin bulunması gerekir. Erteleme ve taksitlendirme yapılmasına rağmen karşılığında oransal bir ivaz alınmadığı veya bu konuda bankanın bir menfaatinin bulunmadığı durumlarda tüketici kredisi hükümlerinin uygulanması mümkün değildir. ( Örneğin altı ay boyunca asgari harcama yapma gibi) (Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi 20.12.2014 tarihli Tüketici Hukuku Sempozyumu Prof. Dr. Melek Bilgin Yüce)
    Erteleme veya taksitlendirme yapılmasına rağmen karşılığında bir ivaz alınmadığı veya menfaat sağlanmadığı durumlarında tüketici kredisi hükümleri uygulanmaz. Uygulamada genellikle bankalar kredi kartı borcunun tahsilini sağlamak amacıyla temerrüt faiz oranında indirim sağlamakta ve borcu uzun vadeye yaymaktadır. Bu durumda Yasa'nın 22/2 maddesindeki faiz veya benzeri menfaat karşılığına ilişkin zorunlu koşullar oluşmadığından kredi kartı sözleşmesi tüketici kredisi sözleşmesine dönüşmez. Sayın çoğunluk her somut dosyada faiz veya menfaat sağlanması koşulunu hiç dikkate almamış, bu konuda hiçbir değerlendirme yapmamıştır.
    Tüketici kredisi sözleşmeleri yönetmeliği 2/3. maddesi hükmünde açıkça tüketici kredisi olarak kabul edilen kredi kartı sözleşmelerine yönetmeliğin 18. madde hükmünün uygulanmayacağı belirtilmiş olup, yönetmeliğin 18. maddesi hükmü de, temerrüt ve geç ödeme başlıklı muacceliyetle ilgili madde hükmünü içermekte söz konusu madde 6502 sayılı Yasa'nın 28. madde hükmüne paralel düzenlenmiş bir maddedir. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğü, Mevzut Değerlendirme Şubesi Müdürlüğü’nün 31.12.2015 tarih ve 237/63071/404.03 sayılı yazısında kredi kartı borç yapılandırmalarının, kredi kartı sözleşmesini belirli hale getiremeyeceği, belirsiz sözleşme halini koruduğu, yalnızca belirli süreli sözleşmelere uygulanacak olan 6502 sayılı Kanun'un 28. maddesinin uygulanamayacağı da açıkça belirtilmiştir.
    Söz konusu yönetmelik hükmü ve Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğü, Mevzut Değerlendirme Şubesi Müdürlüğü’nün yazısı göz önüne alındığında kredi kartı sözleşmelerindeki yeniden yapılandırma ile ilgili sözleşmelerde 6502 sayılı Yasa'nın 28. ve yönetmeliğin 18. madde hükümlerinin uygulanamayacağı göz önüne alınarak tüketici kredisi sözleşmelerinde uygulanan muacceliyet koşullarının kredi kartı sözleşmelerine de uygulanması gerektiği hususu açıkça yasa ve yönetmelik hükümlerine aykırıdır.
    Kredi kartı sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklardan kaynaklanan tüm davalara uzun yıllar kapatılan ve 11. Hukuk Dairesi ile birleştirilen 19. Hukuk Dairesi tarafından bakılmıştır. Kapatılan 19. Hukuk Dairesi’nin yerleşmiş yüzlerce emsal kararlarında kredi kartı sözleşmelerinde 6502 sayılı Yasa'nın 22/2 maddesinin uygulanmayacağı belirtilmiştir. 11. Hukuk Dairesi, 19. Hukuk Dairesi ile birleşene kadar kredi kartı sözleşmeleri için uyuşmazlıklara ilişkin davalara bakmamış bu konuda emsal olacak herhangi bir kararı bulunmamaktadır. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 15/2- madde hükmü uyarınca “Yargıtay dairelerinden biri yerleşmiş içtihatlarından dönmek isterse, benzer olaylarda birbirine uymayan kararlar vermiş bulunursa, bunların içtihatı birleştirmesi yönünde kesin olarak Hukuk Genel Kurulu’nca karara bağlanması gerekir. Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 14. madde hükmünde de paralel düzenlemeye yer vermiştir. 19. Hukuk Dairesi’nin kapatılarak 11. Hukuk Dairesi ile birleştirilmesi nedeniyle 19. Hukuk Dairesi’nin geçmişteki kararlara ilişkin vermiş olduğu içtihatlar 11. Hukuk Dairesi’nin içtihatları haline gelmiş olup, yerleşmiş bir içtihattan dönmek için de içtihatın birleştirilmesi yoluna gidilmesi gerekmektedir. İçtihatın birleştirilmesi yoluna gidilmeksizin yerleşmiş içtihattan dönmek yasa ve yönetmelik hükümlerine aykırı olarak karar vermek anlamına gelir.
    Yukarıda belirtilen gerekçeler doğrultusunda ilk derece mahkemesinin ve bölge adliye mahkemesinin kararlarının bozulması gerektiğinden sayın çoğunluğun görüşüne bu nedenle katılamamaktayım.


    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi