Esas No: 2021/3553
Karar No: 2022/7702
Karar Tarihi: 02.11.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/3553 Esas 2022/7702 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/3553 E. , 2022/7702 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 21. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi'nce verilen 23/05/2018 tarih ve 2017/559 E.- 2018/345 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi'nce verilen 02/12/2020 tarih ve 2018/1857 E.- 2020/1250 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; dava dışı Apeks Medikal Hiz. İth. İhr. San.ve Tic. Ltd. Şti.'nin asıl borçlu, davalının ise müşterek borçlu ve müteselsil borçlu sıfatıyla imzaladığı 05/03/2013 tarihli ve 750.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesinden doğan kredi alacağının davalıya ve dava dışı asıl borçluya keşide olunan kat ihtarına rağmen ödenmediğini, ekli Ticaret Sicil Gazetesi örneğine göre davalı borçlu adına şirket yetkilisi ... tarafından imzalandığını ileri sürerek kredi alacağının tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; müvekkilinin dava konusu genel kredi sözleşmesine taraf olmadığından icra takibinde talep edilen borçtan sorumlu tutulamayacağını, söz konusu kredi sözleşmesinde müvekkili şirket adına dava dışı ...'ın Ticaret Sicil Gazetesi'nde ilan edilen yetkilerini aşarak davalı banka ile yetkisi bulunmadığı halde kefalet sözleşmesi akdettiğini, müvekkili şirketin 29/09/2011 tarihli yönetim kurulu kararına göre şirket yönetim kurulu üyesi olmayan ...'ın 3 yıl süre ile şirket müdürü olarak işlem yapmaya yetkili kılındığını ancak şirket adına kefalet verme yetkisini haiz kılınmadığını, zira kefil olunabilmesi için TBK'nın 504/3. maddesindeki emredici hüküm gereği özel yetki gerektiğini, dava dışı ...'ın müvekkili şirketi zarara uğratmak amacıyla hareket ettiğinin ve müvekkili şirketi dolandırmaya teşebbüs ettiğinin Ankara 12.Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararı ile sabit olduğunu, davacı bankanın kredi sözleşmesinin imzası aşamasında bu sözleşmeye müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imza atan kişilerin kimliklerini bilmek ve denetlemek yükümlülüğü bulunduğunu savunarak davanın reddine, %20 kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince; iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davalı şirketin sicil özetinden sözleşmeyi kefil sıfatıyla imzalayan şirket yetkilisi ...’ın 14/09/2011 tarihli yönetim kurulu kararıyla şirket müdürü olarak atandığı, sözleşmenin imza tarihi itibariyle şirket adına her türlü işlemleri yürütmeye ve şirket adına her türlü mukaveleleri akdetmeye yetkili kılındığı, bankacılık işlemleri konusunda uzman bilirkişi tarafından düzenlenen raporda istenen temerrüt faiz oranlarının sözleşme hükmüne uygun olduğunun, davalı kefilin verilen atıfet süresi gözetilerek 28/02/2015 tarihinde temerrüde düştüğünün, takip tarihi itibariyle davacı bankanın toplam taleple bağlı kalınarak 501.887,10 TL nakdi alacağını bulunduğunun tespit edildiği, hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda nakdi alacağa yönelik itirazın iptaline karar vermek gerekyiği, her ne kadar gayrinakdi alacakla ilgili depo talebinde bulunulmuş ise de sözleşmede bu yönde bir hüküm bulunmadığından gayrinakdi alacağın depo edilmesine ilişkin talebin yerinde görülmediği, alacağın likit olması nedeniyle icra inkar tazminatı isteminin de kabulü gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, icra takip dosyasında davalının 297.405,32 TL asıl alacak, 194.744,57 TL işlemiş faiz, 9.737,21 TL BSMV olmak üzere toplam 501.887,10 TL nakdi alacağa yönelik itirazının iptaline, asıl alacak tutarının 271.065,72 TL'lik kısmına yıllık %30, 3.000,00 TL'lik kısmına yıllık %31, 23.339,60 TL'lik kısmına yıllık %19,20 oranında temerrüt faizi ve faizin %5 oranında BSMV uygulanmak suretiyle takibin devamına, toplam 501.887,10 TL alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, gayrinakit alacağın depo talebine ilişkin istemine ve icra inkar tazminatına ilişkin fazlaya dair talebin reddine, davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili tarafındann istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre yapılan istinaf incelemesi sonucunda; sözleşme tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK'nın 370/2.maddesi ve o tarihte yürürlükte bulunan şirket ana sözleşmesinin 8.maddesi gereği anonim şirketin aynı zamanda şirket yönetim kurulu üyesinin de genel kredi sözleşmesine kefalet sözleşmesinin akdedilmesinde imzası bulunması gerekmekte ise de, aynı Yasa'nın 373/2.maddesine göre, ...'ın davalı anonim şirketi münferiden temsile etmeye yetkili kılındığına dair 29/09/2011 tarihli yönetim kurulunun kararı Türk Ticaret Sicil Gazetesi'nde ilan edilmiş olup, davalı anonim şirket tarafından genel kredi sözleşmesine kefalet sözleşmesinin karşı tarafı olan davacı bankanın işbu hukuki işlemdeki sakatlığı müspet olarak bildiğinin tüm dosya kapsamı itibarıyla ispatlanamadığından davalı şirket adına şirket müdürü olan dava dışı ... tarafından dava ve takip konusu genel kredi sözleşmesine davalı anonim şirketin kefaletinin geçerli olduğu, şirket mevzuu içinde açıkça sayılmasa bile ticaret hayatının icabı olarak şirketlerin birbirlerine veya ticari iş yaptıkları tacirlere kefalet vermelerinin, taşınmazlarını banka borçları için ipotek etmelerinin TTK'nın 137. ve 321. madde hükümleri çerçevesine giren ve şirket mevzu içinde kalan mutad bir muamele olduğu, 6102 sayılı TTK ile de ultra vires kuralı kaldırılmış olduğu gerekçesi ile, davalı şirket vekilinin istinaf başvurusunun ilk derece mahkemesinin gerekçesi yönünden kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak ve yeniden hüküm kurularak, davanın kısmen kabulü ile Ankara 3.İcra Müdürlüğü’nün 2017/15522 sayılı takip dosyasında davalının 297.405,32 TL asıl alacak, 194.744,57 TL işlemiş faiz, 9.737,21 TL BSMV olmak üzere toplam 501.887,10 TL nakdi alacağa yönelik itirazının iptaline, asıl alacak tutarının 271.065,72 TL'lik kısmına yıllık %30, 3.000,00 TL'lik kısmına yıllık %31, 23.339,60 TL'lik kısmına yıllık %19,20 oranında temerrüt faizi ve faizin %5 oranında BSMV uygulanmak suretiyle takibin devamına, toplam 501.887,10 TL alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, gayrinakit alacağın depo talebine ilişkin istemine ve icra inkar tazminatına ilişkin fazlaya dair talebin reddine, davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmuştur.
İlk Derece Mahkemesi'nce verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 25.712,91 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 02/11/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.