Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/439
Karar No: 2012/734
Karar Tarihi: 13.02.2012

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2012/439 Esas 2012/734 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2012/439 E.  ,  2012/734 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil


    ... ile ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Kangal Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 27.04.2011 gün ve 275/77 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:


    KARAR

    Davacı, satın alma ve eklemeli kazanmayı sağlayan zilyetliğe dayanarak 206 ada 1 ve 248 parsel ile 233 ada 14 ve 44 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, dava konusu taşınmazların miras yoluyla, intikal ve taksim sonucu kendisine kaldığını, davacının kira sözleşmesi uyarınca kullandığını, ayrıca Kangal Kadastro Mahkemesinin 2006/14-2009/560 Esas ve Karar sayılı 20.12.2010 tarihinde kesinleşen hükmü ile de adına tescil edilmiş bulunduğunu, kaldı ki, taşınmazların kadastro öncesinde de 29.7.1982 tarih 22 nolu tapu kapsamında kaldığını açıklayarak davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, aynı taşınmazlarla ilgili Kangal Kadastro Mahkemesi’nin 2006/14 Esas 2009/560 Karar sayılı kararının kesin hüküm oluşturacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm; davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Uyuşmazlık konusu 206 ada 1, 233 ada 14 ve 44 parsel sayılı taşınmazlar kadastro çalışmaları sırasında 27.12.1967 tarih 764 sıra ve 29.7.1982 tarih 22 sıra numaralı tapu kayıtlarının revizyonu sonucu, 206 ada 248 parsel ise senetsizden tespitlerinin yapıldığı, tutanaklarda, taşınmazlara ilişkin hem Hazine adına 764 sıra numaralı, hem de ... adına 22 sıra numaralı tapu kayıtlarının mevcut olduğu, her iki kaydın dava konusu taşınmazları kapsadığı, bu bakımdan 3402 sayılı Kadastro Kanununun 7. maddesi uyarınca malik tayininin Kadastro Komisyonunca yapılmasının gerektiği açıklanarak Komisyona devrinin sağlandığı, komisyon tarafından 30.12.1998 tarihinde, mükerrer tapu kayıtlarının bulunduğu, bu nedenle, mülkiyeti belirlenmek üzere tutanakların Kadastro Mahkemesine devrine karar verildiği, Kadastro Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda verilen ve kesin hüküm olduğu ileri sürülen karar ile dava konusu taşınmazların ... adına tesciline karar verildiği, anılan hükmün Yargıtay 16.Hukuk Dairesince onanmak suretiyle 20.12.2010 tarihinde kesinleştiği belirlenmiştir.
    Toplanan deliller, getirtilip dosya arasına konulan ve mahkemece kesin hüküm teşkil ettiği belirlenen Kangal Kadastro Mahkemesinin 2006/14-2009/560 Esas ve Karar sayılı ilamının tarafları farklıdır. Eldeki davanın davacısı anılan dosyada taraf durumunu almadığı gibi davanın taraflarının halefi durumunda da değildir. Kesin hükümden söz edilebilmesi için HMK.nun 303. (HUMK.nun 237.md) maddesine göre taraf birliğinin olması, yani davanın taraflarının da aynı olması gerekir. Bu bakımdan, mahkemenin red gerekçesi dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Uyuşmazlık konusu taşınmazların tapu kayıtlarının oluşumlarına esas olan ve kesin hüküm oluşturduğu ileri sürülen Kangal Kadastro Mahkemesine ait 2006/14-2009/560 Esas ve Karar sayılı kesinleşen dava dosyasında; eldeki davanın davalısı ... taraf durumunu almış olup dava konusu taşınmazların, kadastro öncesinde adına kayıtlı bulunan 29.7.1982 tarih ve 22 sıra numaralı tapu kapsamında bulunduğunu ileri sürmüştür. Yapılan yargılama sonucunda dava konusu taşınmazlardan 206 ada 1 parsel ile 233 ada 44 parsel sayılı taşınmazların anılan tapu kaydı kapsamında kaldığı, kapsam dışında kalan 206 ada 248 parsel ile 233 ada 14 parsel sayılı taşınmazların ise, davalı ... lehine 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi koşullarının oluştuğu gerekçesiyle, ... adına tespit ve tesciline karar verilmiş, anılan karar Yargıtay incelemesinden geçmek suretiyle 20.12.2010 tarihinde kesinleşmiştir. Kadastro Mahkemesinde görülen dosyada taraf durumunu almayan eldeki davanın davacısı Kemal Çulha, taşınmazları Kangal Noterliği tarafından düzenlenen 19.1.2007 tarihli Gayrımenkul Satış Vaadi Sözleşmesi ile kadastro tespitinden sonra tutanakların kesinleşmesinden önce anılan sözleşme ile edinmiştir.
    Davacı, dava konusu taşınmazları Kangal Noterliği tarafından düzenlenen 19.1.2007 tarih ve 000132 yevmiye numaralı Düzenleme Şeklinde Gayrımenkul Satış Vaadi Sözleşmesi ile davalıdan satın ve devraldığını açıklayarak iptal ve tescil isteğinde bulunmuş, davalı, taşınmazların hükmen adına tescil edildiğini, kesin hüküm bulunduğunu, davacının kira sözleşmesi uyarınca kullandığını savunmuştur. Belirtilen Gayrımenkul Satış Vaadi Sözleşmesinde dava konusu taşınmazların ada ve parsel numaraları belirtilmeden davalı bulunan ...’in Sivas ili Kangal mahallesi, Oluklu pınar mevkiinde bulunan 20.000.m2 arsa vasıflı gayrımenkulünü 40.000 TL bedelle davacı ... ’ya satmayı vaad ve taahhüt ettiğini bedelini aldığını tapu devrini mahkeme kararının kesinleşmesinden itibaren vereceğini taahhüt etmiş, belirtilen hususları alıcı Kemal’de kabul ettiğini anılan sözleşmede hüküm altına aldırmışlardır. Dava konusu taşınmazların anılan senet kapsamında kalıp kalmadığı yöntemine uygun bir biçimde mahallinde uygulanıp belirlenmemiştir. Tapulu taşınmazların satış ve devri resmi şekilde yapılmadıkça hüküm teşkil etmez,(TMK.nun 706, BK 213 ve Tapu Kanununun 26.maddeleri). Diğer bir deyişle tapulu taşınmazların satışının geçerli olabilmesi için resmi senet düzenlenmesi şarttır. Tapu Sicil Müdürlüklerince düzenlenebileceği gibi, 1512 sayılı Noterlik Kanununun 60. maddesinin 3. bendinde Noterliklerin de resmi senet niteliğinde bulunan Gayrımenkul Satış Vaadi Sözleşmeleri düzenledikleri hüküm altına alınmıştır. Dayanılan senedin anılan nitelikte bir sözleşme olup olmadığı, diğer bir anlatımla, taşınmaz mülkiyetini devir borcu doğuran sözleşme niteliğinde bulunup bulunmadığı tartışılıp değerlendirilmemiştir. Eksik araştırma ve inceleme ile hüküm verilemez.
    Şu halde mahkemece; mahallinde keşif yapılmak suretiyle, yerel bilirkişi ve tanıkların 6100 sayılı HMK.nun 243 ve 244. maddeleri gereğince davetiye ile keşif yerine çağırılmaları, aynı kanunun 259 ve 290/2 maddeleri uyarınca uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle keşif yerinde dinlenilmelerinin sağlanması, dayanılan 19.1.2007 tarihli sözleşme okunmak suretiyle dava konusu taşınmazları kapsayıp kapsamadığının veya hangi taşınmazları kapsadığının kendilerinden sorulup belirlenmesine çalışılması, bundan ayrı, Kangal Noterliği tarafından resen düzenlenen Gayrımenkul Satış Vaadi Sözleşmesinin, 1512 sayılı Noterlik Kanununun 60, 84 ve 89. maddeleri kapsamında, taşınmaz mülkiyetini devir borcu doğuran nitelikteki sözleşme mi, yoksa harici satış sözleşmesi mi olduğunun değerlendirilmesi, sözleşmenin belirlenen niteliğine göre, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 13/B-b koşullarının oluşup oluşmadığının tartışılması, az yukarıda belirtilen Noterlik Kanununda ifadesini bulan resmi nitelikte sözleşme olarak değerlendirilmesi durumunda anılan sözleşme kapsamında kalan taşınmazların satış vaadine konu edilmiş olduklarının düşünülmesi, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulmuş bulunması usul ve yasaya aykırıdır.
    Davacının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile usul ve yasaya aykırı bulunan hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle ve 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.un 428.maddesi hükmü uyarınca BOZULMASINA ve 18,40 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 13.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi