Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/327
Karar No: 2022/1523
Karar Tarihi: 03.02.2022

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/327 Esas 2022/1523 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2021/327 E.  ,  2022/1523 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İstanbul 17. Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün temyizen tetkiki davacı vekili ile davalı vekili tarafından talep edilmiş, davalı vekilince de duruşma istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 14.12.2021 Çarşamba günü davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... geldiler. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan tarafların vekilleri dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı vekili, müvekkili bankanın ülkemizin en itibarlı, 92 yıllık geçmişi ile köklü, özel bankası konumunda bulunduğunu, faaliyetlerini 5411 sayılı bankacılık kanunu kapsamında ve bankacılık düzenleme ve denetleme kurumunun denetimi altında tabi olduğu ulusal ve uluslararası her türlü mevzuata uygun olarak yürüttüğünü, davalının ... Belediyesi binasında 30 Eylül 2016 tarihinde kamunun katılımına açık olarak düzenlenen, ... Belediyesine bağlı ticari işletmelere ruhsat verilmesine ilişkin tören sırasındaki konuşmasında her nedense konuyu birden bire ilgisiz bir şekilde müvekkili bankaya getirerek hukuka aykırı söylemlerini canlı olarak "... Belediye Başkanı resmi hesabı" olduğunu beyan ettiği kendi facebook hesabından gerçekleştirdiğini, bu yayın ve paylaşımları ile müvekkili bankanın itibarına, servet ve şöhretine kasten zarar verdiğini, davalının bu asılsız söylemleri nedeniyle müvekkili bankanın manevi olarak zarara uğradığını belirterek 1.000.000 TL manevi tazminatın söylemlerde bulunduğu 30/09/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili, dava konusu ifadelerin davacı bankanın itibarını zedeleyici nitelikte olmadığını savunarak davanın reddini savunmuştur.
    Yerel mahkemece, davalının davacıya karşı sarf etmiş olduğu sözlerin incelenmesinde, sarf edilen "aslında ilk el konulması gereken banka, o da neyse inşaallah bizim iktidarımızda nasip olur bize!" Şeklindeki sözlerinin hem hedef gösterme hem de tehdit boyutuna varacak derecede davacıyı manevi yönden yıprattığı gerekçesiyle davanın kısmen
    kabulü ile, 3.000,00 TL'nin 30/09/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş, karara karşı taraf vekillerince istinaf isteminde bulunulmuş, bölge adliye mahkemesince;davalının davaya konu konuşmada davalı emlak vergisi gelirlerine ilişkin beyanları eleştiri ve ifade özgürlüğü kapsamında ve kamu yararı çerçevesinde değerlendirilse de, iktidarlarında ilk el konulacak banka ifadesinin davacı bankanın güvenirliğini zedeleyici mahiyette itibarına zarar veren söylemler olduğu, bu ifadelerde kamu yararından söz edilemeyeceği, konuşma bütünlüğü içerisinde de emlak vergisi matrahından bahsedilirken bankaya el konulması beyanının yöneticilere yönelik eleştiri şeklinde değerlendirilemeyeceği, ilk derece mahkemesinin nitelendirmesinin hukuka uygun olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.
    Anayasa’nın 28. maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca basın özgürlüğünün sınırlanmasında ifade özgürlüğünün sınırlandırılmasına ilişkin hükümler uygulanır. Bu anlamda basın özgürlüğü, ifade özgürlüğünün farklı bir görünümü olarak karşımıza çıkar. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) ve Anayasa Mahkemesine (AYM) göre ifade özgürlüğü, demokratik toplumun temelini oluşturan ana unsurlardan olup, sadece toplum tarafından kabul gören, zararsız veya ilgisiz kabul edilen bilgi ve fikirler için değil incitici, şok edici ya da endişelendirici bilgi ve düşünceler için de geçerlidir. İfade özgürlüğü, yokluğu hâlinde demokratik bir toplumdan söz edemeyeceğimiz çoğulculuğun, hoşgörünün ve açık fikirliliğin bir gereğidir (AİHM: .../Birleşik Krallık, B. No: 5493/72, 7/12/1976, par.49; Von .../Almanya (No:2), B. No: 40660/08 ve 60641/08, 7/2/2012, par.101); (AYM: ... Yayıncılık Ticaret A.Ş, B. No: 2013/2623, 11/11/2015, par.31 [G.K.]; D.Ö, B. No: 2014/1291, 13/10/2016, par.56 [G.K.]; ... , B. No: 2014/4548, 5/12/2017, par.18; ... (3), B. No: 2015/1220, 18/7/2018, par.28).
    Anayasa Mahkemesi pek çok kararında, ifade özgürlüğünün özel güvencelere bağlanmış şekli olan ve Anayasa'nın 28. maddesinde düzenlenen basın özgürlüğünün, demokratik bir toplumun zorunlu temellerinden olup, bireylerin gelişmesi ve toplumun ilerlemesi bakımından gerekli temel şartlardan birini oluşturduğunu ifade etmiştir (AYM; ... [GK], B. No: 2013/9343, 4/6/2015, par.69; ... [GK], B. No: 2014/12151, 4/6/2015, par.34-36; ... ve Diğerleri, B. No: 2015/11961, 11/6/2018, par.40). Bu bağlamda ifade özgürlüğü ile basın özgürlüğü demokrasinin işleyişi için hayati önemdedir (... , par.34-36 . Basın özgürlüğünün kamuoyuna çeşitli fikir ve tutumların iletilmesi ve bunlara dair bir kanaat oluşturması bakımından en etkili araçlardan birini oluşturduğu açıktır (AYM; ... (2), B. No: 2013/5574, 30/6/2014, par.63).
    Ancak belirtmek gerekir ki basın özgürlüğü sınırsız değildir. Anayasa'nın 17. maddesi gereğince, bireyin manevi varlığının bir parçası olan şeref ve itibara üçüncü kişilerin saldırılarını önlemek de yargı mercilerinin görevleri arasındadır. Mahkemeler, Anayasa'nın 17. maddesi gereğince kişilik haklarını korurken aynı zamanda Anayasa'nın 26. ve 28. maddeleri gereğince ifade ve basın özgürlüklerinin gerçek ve etkili bir biçimde korunmasını sağlama yükümlülüğü sebebiyle yarışan haklar arasında adil bir denge kurmak zorundadır. Bu denge kurulurken Anayasa’nın 13. maddesi kapsamında hakkın özüne dokunulmamalı,
    demokratik toplum düzeninin gerekleri ve sınırlama amacı ile aracı arasındaki ölçü gözetilmelidir (AYM; ... , B. No: 2012/1184, 16/7/2014, par.43). Bu anlamda, mahkemece dayanılan gerekçelerin, ifade özgürlüğünü kısıtlama bakımından “demokratik toplum düzeninin gerekleri” ve “ölçülülük” ilkelerine uygun olduğunu inandırıcı bir şekilde ortaya koyup koyamadığı denetlenmelidir. Mahkeme, düşüncelerin açıklanması ve yayılmasına yönelik olarak tazminata karar verirken düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğünün kullanılmasından kaynaklanan yarardan çok daha ağır basan, korunması gereken bir yararın varlığını somut olgulara dayanarak göstermelidir (AYM; ... , B. No: 2012/1272, 4/12/2013, par.114).
    Mahkemeler, yarışan haklar arasında dengeleme yaparken; yayında kamu yararı bulunmasına, kamusal yarara dair bir tartışmaya katkı sağlamasına, toplumsal ilginin varlığına ve konunun güncel olmasına, haber veya makalenin konusu ile yayımlanma şartlarına, bunlarda kullanılan ifadelerin türüne, yayının içeriğine, şekli ve sonuçlarına, habere yönelik kısıtlamaların niteliğine ve kapsamına, haberde yer alan ifadelerin kim tarafından dile getirildiğine, hedef alınan kişinin kim olduğuna ve tanınırlık derecesi ile ilgili kişinin önceki davranışlarına dikkat etmelidir (AYM; ... ve Diğerleri, par.47).
    Öncelikle belirtilmelidir ki tarafların toplumsal konum ve rolleri, hakların yarışmasında ve dengelemesinde önemli bir etmendir.
    Bankacılık faaliyetleri ile iştigal eden davacı ... hakkında sarf edilen söz ve ifadeler bütün halinde değerlendirildiğinde; kullanılan ifadelerin ifade özgürlüğü kapsamında kaldığı, yayın tarihi itibariyle toplumsal ilginin bulunduğu bir konuda değerlendirmeler yapıldığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca davanın tümden reddi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmemiş, bu sebeple kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, davacının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 3.815,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ile davalıya geri verilmesine, 03/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi