Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/4583
Karar No: 2020/5681
Karar Tarihi: 14.10.2020

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/4583 Esas 2020/5681 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, diğer şirketten aldığı yağı davalı başka bir şirkete devrettiği için bu tasarrufun iptaline karar verilmesini istemiştir. Ancak mahkeme, yapılan devrin mal kaçırma amacını taşımadığı sonucuna varmış ve davacının iddiasını ispatlayamadığından davanın reddine karar vermiştir. Bu tür davaların dinlenebilmesi için belirli ön koşullar bulunmalıdır. Dosya incelendiğinde, bu koşulların sağlandığı ve yapılan işlemde mal kaçırma kastının olduğu sonucuna varılmadığından davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Ayrıca, iflas olan şirketin taraf eksikliği giderilmeden karar verilmesi de hatalıdır. Kanun maddeleri İİK 277, 278, 279 ve 280 olarak belirtilmiştir. Bu maddelerde, tasarrufun iptal edilebilmesi için gereken şartlar ve iptal nedenleri açıklandığından, ivazlar arasında fark olup olmadığı gibi detaylı incelemeler yapılarak doğru karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir.
17. Hukuk Dairesi         2019/4583 E.  ,  2020/5681 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya olarak incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı vekili, davalı borçlu ... Yağ Sanayi ve Tic. Ltd. Şti. hakkında takip yaptıklarını takibin, semeresiz kaldığını, alacaklılardan mal kaçırma amacı, diğer şirketten aldığı 43.160,00 Kg yağı yeniden davalı ... Yağ ve Gıda Ür. Paz. İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti."ne devrettiğini belirterek, bu tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalılar vekilleri, haksız açılan davanı reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, davalılar arasındaki devir işleminin davacı alacaklıyı zarara uğratmak ve mal kaçırmak kastını taşımadığı sonucuna varıldığı, davacı tarafın yapılan devrin muvazaalı ve mal kaçırmaya dayalı danışıklı olduğu hususunu ispatlayamadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
    1-İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına
    aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
    Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması ve davanın beş yıllık hakdüşürücü süre içinde açılmış olması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280.maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
    Somut olayda, borç kaynağı 08.10.2013 tanzim tarihli bonodan kaynaklanmakta olduğu, borçlu hakkındaki takibin kesinleştiği, 17.12.2014 tarihili haczin İİK’nın 105.maddesi kapsamında aciz belgesi niteliğinde olduğu, tasarrufun borcun doğumundan sonra 14.02.2014 tarihinde gerçekleştiği ve davanın 25.08.2015 günü 5 yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
    Dosya içeriğine ve davalı tarafların kabulüne göre , davalı borçlu ve üçüncü kişi şirketlerin süre gelen devamlı bir ticari ilişki içinde oldukları tartışmasızdır. Bu halde davalı ... Yağ ve Gıda Ür. Paz. İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti."nin İİK’nın 280/1. maddesine göre borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve alacaklılarını ızrar kastını bilebilecek şahıslardan olduğunun kabulü gerekir. Öte yandan davalı üçüncü kişi şirket cevap dilekçesinde bu satışla cari
    hesabını azalttığını, alacağına mahsuben satışın yapıldığı belirttiğinden, satışın mutad ödeme vasıtası niteliğinde olmaması nedeni ile İİK’nın 279/2.maddesine göre de iptali gerekeceğinden, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    2-Davalı ... Yağ ve Gıda Ür. Paz. İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti. hakkında Adana 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/3024 Esas 2016/1908 Karar nolu dosyası lie iflasına karar verildiği ve iflasın kesinleştiği anlaşıldığından, iflas ile anılan şirketin tüzel kişiliği sona ermiş ve vekilin vekaletnamesi son bulduğundan, bu hususta gerekli araştırma yapılarak iflas sonucunda ne gibi işlem yapıldığı belirtilip iflas idaresine davanın tebliğ edilerek, taraf olarak davada yer alması sağlanması gerekirken, taraf teşkilindeki eksiklik giderilmeden karar verilmesi de isabetli olmamıştır.
    SONUÇ: Yukarıda 1 ve 2 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 14.10.2020 gününde oybirliğiyle karar verilmiştir.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi