8. Hukuk Dairesi 2011/4261 E. , 2012/691 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
...Köyü Tüzel Kişiliği ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Erdek Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 25.03.2011 gün ve 152/86 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... Köyü Muhtarlığı vekilleri, ... İlçesi, Çayağazı Köyü, Köy içi mevkiinde bulunan ve Hazine adına tapuya tescil edilen 168 ada 1 numaralı parselin köy tüzel kişiliğine ait olduğunu, bu yerde Hazinenin hakkı bulunmadığını açıklayarak tapunun iptaliyle müvekkili adına tapuya tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı Hazine vekili, dava konusu taşınmazın Hazinenin mülkiyetinde olduğunu, denizden doldurulduğunu, tutanağında da bu durumun açıklandığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Kadastro çalışmaları sırasında dava konusu 168 ada 1 parsel hakkında düzenlenen tutanağın edinme sebebinde; bu yerin 1960 yılında denizden doldurulduğu ve Çayağazı Köyü Tüzel Kişiliği tarafından kagir bina ve çay bahçesi yapılarak kullanıldığı açıklanarak 3402 sayılı Kadastro Kanununun 18. maddesine göre Hazine adına tespiti yapılmış, taşınmaz üzerindeki kagir bina ve çay bahçesinin köy tüzel kişiliğine ait olduğu beyanlar hanesine işlenmiştir.
Mahkemece, kıyı kenar çizgisi çalışmalarının yapılıp yapılmadığı Bayındırlık ve İskan Müdürlüğünden sorulmuş, 20.11.2009 tarihli cevabi yazıdan, 168 ada 1 numaralı parselin bulunduğu yerde Balıkesir Valiliğince kıyı kenar çizgisi belirlemesinin yapılmadığı anlaşılmıştır. Bu yerin denizden doldurulması keyfiyetinin idarece gerçekleştirilmediği de DSİ Genel Müdürlüğünün 18.05.2010 tarihli cevabi yazısıyla belirlenmiştir.
Mahkemece, mahallinde yapılan keşifleri müteakip bilirkişilerce hazırlanan raporlarda kıyı kenar çizgisiyle ilgili herhangi bir açıklama bulunmamaktadır. Bilirkişi inşaat mühendisi Orkun Kumral 10.01.2010 tarihli raporunda; 1955 yılında düzenlenen 1/25000 ölçekli memleket haritasıyla, yine aynı yılda çekilen fotoğraflardan dava konusu yerin beyaz alanda kaldığı, beyaz alanların kumsal alan olduğu kanaatine varılarak taşınmazın Hazine adına tespit gördüğü kanaatini açıklamıştır.
İhtilaf dava konusu taşınmazın denizden doldurulup doldurulmadığı ve kıyı kenar çizgisi içerisinde olup olmadığı hususunda toplanmaktadır.
Dava konusu taşınmaz deniz kenarında olup, kıyı kenar çizgisi uygulaması usulüne uygun bir biçimde yapılmamıştır. Balıkesir Valiliğinin cevabi yazısından kıyı kenar çizgisiyle ilgili idarenin yaptığı bir belirlemenin olmadığı anlaşılmaktadır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulunun 28.11.1997 tarih, 1996/5 Esas, 1997/3 sayılı Kararında; "....kural olarak, mülkiyet hukuku yönünden kıyı kenar çizgisinin belirlenmesi görevi Adli Yargıya aittir. Ancak 3621 sayılı Kıyı Kanununun 9. maddesi uyarınca idare tarafından kıyı kenar çizgisi belirlenmiş ve yazılı bildirime rağmen yasal süresinde İdari Yargıya başvurulmaması nedeniyle yargı yolunun kapanmış olması veya İdari Yargı tarafından verilip kesinleşmiş karar bulunması durumlarında, bunlara uygun şekilde kıyı kenar çizgisinin Adli Yargı tarafından saptanması gerektiğine..." karar verilmiştir. İdarece, kıyı kenar çizgisiyle ilgili bir belirleme olmadığına göre mahkemece yapılacak iş; 3621 sayılı Kıyı Kanununun 9. maddesindeki açıklamalara uygun olarak bir jeoloji mühendisi, bir harita mühendisi ile taşınmazın niteliğine göre bir inşaat mühendisinden oluşacak üç kişilik heyetle keşif yapılıp bu yerdeki kıyı kenar çizgisini belirlemek, bu belirlemelere göre dava konusu taşınmazın kıyı kenar çizgisine göre kara tarafında mı yoksa deniz tarafında mı kaldığını kroki üzerinde işaretlemek olmalı, taşınmazın ayrıca kıyı kenar çizgisinden itibaren kara yönünde kalan sahil şeridinde kalıp kalmadığı da tespit edilmelidir. Eksik incelemeyle karar verilemez.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 09.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.