8. Hukuk Dairesi 2011/3849 E. , 2012/690 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tescil
... ve müşterekleri ile Hazine ve Alibeyuşağı Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tescil davasının kabulüne dair Kahramanmaraş 2. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 23.09.2010 gün ve 335/666 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili, dilekçesinde mevkii ve hudutlarını yazdığı dava konusu ev ve bahçe niteliğindeki taşınmaz üzerinde müvekkilinin 40-50 yıldan fazla zilyet olduğunu açıklayarak taşınmazın müvekkili adına tapuya tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Hazine vekili, dava konusu taşınmazın Hazineye ait 48 numaralı parselin dört tarafını çevreleyen köy boşluğu niteliğinde olduğunu, bu yerde davacının zilyetliğinin bulunmadığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini, taşınmazın Hazine adına tapuya tescilini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm Hazine vekili tarafından dava konusu taşınmazın davacı adına tescili bakımından ve kendileri tarafından vaki tescil taleplerinin reddi yönünden temyiz edilmiştir.
Dava konusu taşınmaz Hazineye ait 48 numaralı parseli çevreleyen 07.06.1966 tarihinde kesinleşen kadastro çalışmaları sırasında paftasından anlaşılacağı üzere sokak olarak nitelendirilerek kadastro harici bırakılan bir yerdir.
Dava konusu yer kadastro paftasında köy içi mevkiinde sokak olarak gösterilmektedir. Böyle bir yerin kamunun yararlanmasına ayrılan yerlerden olduğu ve özel mülkiyete tabi olamayacağı açıktır. TMK 715 ve TMK 999.maddesine göre tapuya tescili mümkün değildir. Her ne kadar mahkemece Hazinenin tescil talebi yönünden farklı bir gerekçeyle davanın reddine karar verilmişse de hüküm sonucu itibariyle doğrudur. Bu nedenle Hazine vekilinin tescil talebine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün bu kısmının ONANMASINA,
Hazine vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince; mahallinde yapılan keşifte fen memuru bilirkişinin hazırladığı rapora göre dava konusu taşınmazın 48 numaralı parselin dört tarafını çevreleyen bir yer olduğu anlaşılmaktadır. 48 numaralı taşınmazın kadastro tutanağından bu yerin kagir ev ve arsa niteliğinde Hazine adına tespit görüp tapuya tescil edildiği, üzerindeki kagir ev ve arsanın davacı Abdullah oğlu ...’ya ait olduğu bu kişinin bu yeri fuzulen işgal ettiği belirlenmiştir Bu taşınmaza ait kadastro tespiti tapu kaydından da anlaşılacağı üzere 07.06.1966 tarihinde kesinleşmiş ve aynı tarihte tapuya tescil edilmiştir. Davacı ...’ın 48 parsel yönünden Kadastro Kanunu hükümlerine göre hak düşürücü süre içerisinde açtığı bir dava bulunmamaktadır.
Davacı ... işgali altında bulunan 48 parseli içerisine alacak biçimde fen memuru bilirkişinin krokisinde sarı renkle boyayarak gösterdiği 365.07 m2 yüzölçümlü yerin adına tescilini talep etmektedir. Davacı böylece işgali altında bulunan üzerinde ev ve bahçesi bulunan 48 numaralı parseli de kullanmak, 48 numaralı parselin malikinin mülkiyet haklarını kısıtlayacak nitelikte tescil talep etmektedir.
Tescil talep edilen yer köy içi mevkiinde bulunan 48 parseli dört tarafı itibariyle çevreleyecek niteliktedir. TMK.nun 718 (MK 644) maddesi arazi üzerindeki mülkiyetin kullanılmasına yarar olduğu ölçüde üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsayacağını belirtmiştir. TMK 719 (MK 645) maddesi de gayrimenkul’ün sınırlarının plan ve arz üzerindeki sınır işaretleriyle belirleneceğini ihtiva etmektedir. TMK 718.maddesi mülkiyetin dikey kapsamını TMK’nun 719.maddesi de taşınmazın yatay (ufki) kapsamını göstermektedir. Gayrimenkul mülkiyeti ancak bu kurallara uygun olarak teşekkül edebilir. Davacıya tescil talep ettiği yer verildiğinde Hazineye ait 48 numaralı parselin sınırlarının tescil talep edilen yerle çevrili olacak ve bu parselin maliki bakımından mülkiyetin kullanılması engellenecek, taşınmazın malikinin yararlanma hakkı kısıtlanacaktır. TMK.nun 718 ve 719.maddelerine aykırı bir biçimde başka bir taşınmazı çevreleyecek nitelikte tescile karar verilemez. Davacının hak düşürücü süre içerisinde dava açıp mülkiyet hakkını elde edemediği 48 parselle birlikte dava konusu yeri kullanma amaçlı olarak bu tescil davasını açtığı anlaşılmaktadır. Davanın reddine karar vermek gerekirken kabulüne karar verilmiş olması doğru olmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 09.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.