17. Hukuk Dairesi 2016/6378 E. , 2016/7277 K.
"İçtihat Metni"
Davacı ... ile davalılar ... ... ve ... aralarındaki dava hakkında Asliye Hukuk Mahkemesi"nde verilen 14.04.2015 gün ve 2013/283 Esas - 2015/127 Karar sayılı hükmün Dairenin 15.10.2015 gün ve 2015/9767 Esas - 2015/10637 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmiş olup, süresi içinde davalılar vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmekle, dosya incelendi, Gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkilinin davalı ..."den boşandığını ve tazminat alacağı için hakkında takip başlattıklarını, borçlunun mal kaçırma amacı ile ortağı olduğu Anonim Şirket paylarını davalı annesi .... ve çalışanı ...."ye devrettiğini, daha sonra davalılara çıplak pay olarak satılan payların nama yazılı hisse senedine bağlı pay olarak geri aldığını, geri alınan payların pay senetlerinin basılı olmadığından fiilen haczinin yapılamadığını bedele dönüştüğünü ve tazminat olarak davalılardan tahsilini karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekilleri, dava konusu payların davadan önce, borçlu ..."ye iade edildiğinden, davacının hukuki yararı olmadığını ve davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkemenin, davanın reddine ilişkin karar dairemizin 15.10.2015 tarih 2015/9767 Esas ve 2015/10637 Karar sayılı ilamı ile bozulmuş, davalılar vekili tarafından anılan bozma kararının hatalı olduğundan bahisle karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Dosyanın yeniden yapılan incelemesi sonucunda:
Anonim şirketlerde hisse senedi çıkarılması zorunluluğu yoktur. Hisse senedi çıkarılmış ise bu hisse senetleri İİK’nun menkul satışlarını düzenleyen 88. maddesi uyarınca icra müdürlüğünce haczedilebilir ve muhafaza altına alınır. Hisse senedi çıkarılmamış ise, borçlunun 3. kişi nezdinde bulunan ve henüz kıymetli evraka bağlanmamış hisse hakları İİK’nun 94. maddesi gereğince icra müdürlüğü tarafından mahalline bizzat gidilerek ve pay defterine işlenmek suretiyle haciz işlemi yapılabilir. Daha geniş bir anlatımla;Anonim şirkette payın hisse senedine veya ilmühabere bağlanması zorunlu değildir. Bu nedenledir ki, hisse senedine ve ilmühabere bağlanmamış (çıplak) payda her çeşit işlemin konusu olabilir, devredilebilir, haczedilebilir, rehnedilebilir. Anonim şirketlerde paylar için pay senedi veya ilmühaber çıkarılmamış ise borçlunun şirketteki (çıplak) payı, icra dairesi tarafından şirkete tebliğ olunarak haciz edilebilir. (İİK’nun 94/1.c.3.) Buna göre çıplak pay hissesinin haczine karar veren icra müdürü, bu hacizle ilgili muhafaza tedbiri alabilmek için ...’nin merkezine gitmek zorunda da değildir. ....’ye bir bildiri göndermekle yetinebilir. Bu bildiride borçlunun ....’deki çıplak payının haczedildiği, bu haczin pay defterine işlenmesi, ileride hisse senedi veya ilmühaber istenmesi halinde borçlunun çıplak payına düşen hisse senetlerinin veya ilmühaberlerin borçluya verilmeyip icra dairesine (dosyasına) teslim edilmesi, borçluya çıplak payı ile ilgili bütün tebligatın bundan böyle icra dairesine yapılması ve borçlunun muvafakatinin alınması gereken bütün müşterek tasarruflar ve kararlar için borçlu ortak yerine icra dairesinin muvafakatinin alınması gerektiği ...’ye ihbar edilir. Böylece borçlunun çıplak payı üzerindeki tasarruf yetkisi kısıtlanır. Nama yazılı hisse senetleri ise İİK"nun 88. maddesine göre fiilen haczi mümkündür. Nama yazılı hisse senedi olarak çıkarılmasına rağmen henüz hisse senedi veya ilmühaber haline gelmemiş ise bu durumda çıplak payın haczine ilişkin İİK’nun 94/1.c.3. maddesine göre haciz mümkündür.
Somut olayda, davalı borçlu dava dışı şirkette sahibi olduğu çıplak payları 27.07.2012 tarihinde çalışana ..."ye, 01.08.2012 ve 16.08.2012 tarihlerinde annesi Hatice"ye satarak devretmiş, daha sonra bu dava açılmadan 09.05.2013 tarihinde nama yazılı hisse senedi olarak geri almış ancak nama yazılı geri alındığı iddiasına rağmen haciz sırasında nama yazılı hale getirilen paylara ait hisse senetleri bulunmamıştır. Bu durumda, icra müdürü hisse senetlerinin basılı olup olmadığı ya da ilmühaber çıkarılıp çıkarılmadığını saptanıp belgeye bağlanmış ise İİK"nun 88.maddesine göre, hisse senetleri basılı değil veya belgeye bağlanmamış ise bu payların çıplak pay haczine ilişkin İİK’nun 94/1.c.3. maddesine göre haczi ve satışının yapılması gerekmektedir. Dava konusu paylar borçluya dava açılmadan önce geri iade edildiğinden belirtilen şekilde bu payın haczi ve sonrasında satışı mümkün olup davacının alacağını tahsil imkanı bulunmadığından söz edilmesi söz konusu değildir.
Bu durumda, mahkemenin davanın hukuki yarar yokluğundan reddi kararı yerinde olduğu, ancak bu halde Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7.maddesi gereğince davalılar yararına maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi yerinde olmadığından, davalıların karar düzeltme isteğinini kısmen kabulü ile dairemizin maddi yanılgıya dayalı bozmu ilamının kaldırılarak, kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin karar düzeltme isteminin kısmen kabulü ile 27.07.2010 tarihli mahkeme kararının 5.bendindeki “AAÜT 13/2 maddesi gereğince 20.733,94 TL “ibaresinin hükümden çıkartılarak yerine “AAÜT"nin 7.maddesine göre 1.500,00 TL” ibaresinin yazılmasına, peşin alınan tashihi karar harcının istek halinde davalılara geri verilmesine 14.06.2016 günü oybirliğiyle karar verildi.