8. Hukuk Dairesi Esas No: 2011/4634 Karar No: 2012/681 Karar Tarihi: 09.02.2012
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2011/4634 Esas 2012/681 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2011/4634 E. , 2012/681 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tescil
..., müdahil davacı ... ile Hazine ve ... aralarındaki tescil davasının reddine dair Adıyaman 2. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 01.06.2010 gün ve 267/427 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı ... müdahil davacı taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R
Davacı 115 ada 3 numaralı parselin ½ hissesi oranında; müdahil davacı ..."de 115 ada 8 numaralı parselin tamamı üzerinde malik olduklarını, bu taşınmazlara komşu tapulama harici bırakılan alanda uzun zamandır zilyet olduklarını açıklayarak, kendilerine ait yerlerin ayrı ayrı tapuya tescilini istemişlerdir. Davalı ... Belediye vekilleri, davacı ... müdahil davacının davalarının reddine karar verilmesini savunmuşlardır. Mahkemece, davacı ... müdahil davacının davalarının reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı ... müdahil davacı tarafından birlikte aynı dilekçeyle temyiz edilmiştir. Dava konusu taşınmazların Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden bulunduğu, bu nedenle tapulama harici bırakıldığı Kadastro Müdürlüğünün cevabi yazısından anlaşılmaktadır. Bu bölgede kadastro çalışmaları 115 ada 3 ve 115 ada 8 numaralı parselin tutanaklarından anlaşılacağı üzere 31.08.1982 tarihinde yapılmıştır. Bu parsellere ilişkin kadastro tutanaklarının hükmen 24.07.1997 tarihinde tapuya tescil edilmesi ve dayanağı olan hükmün yine 26.05.1997 tarihinde kesinleşmesi kadastro çalışmalarının 1997 yılında yapıldığı anlamına gelmez. Bu durumda davacıların kadastro çalışmalarının yapıldığı 1982 yılından sonra varsa zilyetliklerine değer verilmelidir. 1982 yılından dava tarihine kadar geçen zilyetlik süresi şartları bulunduğu taktirde iktisap için yeterlidir. Ayrıca mahkemece davanın 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. maddesinde yazılı hak düşürücü sürenin geçtiğinden bahisle davayı reddetmesi de doğru olmamıştır. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3.maddesine göre tutanakta belirlenen haklara ve sınırlandırılmalara kadastrodan önceki nedenlere dayanarak 10 yıl geçtikten sonra itiraz olunamaz. Dava konusu taşınmazlarla ilgili kadastro tutanağı düzenlenmediğine göre davanın hak düşürücü sürenin geçtiği düşüncesiyle reddine karar verilmiş olması doğru olmamıştır. Esasen hakkında kadastro tutanağı düzenlenmeyen ve tespit harici bırakılan yerler hakkında 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. maddesindeki hak düşürücü süre uygulanmaz. Mahkemece yapılacak iş; toplanan delilleri değerlendirmek, varsa eksik delil, bunları tamamlamak ve sonucuna göre olumlu veya olumsuz bir karar vermek olmalıdır. Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı ... müdahil davacının temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 18,40 "ar TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacı ... müdahil davacıya iadesine 09.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.