19. Ceza Dairesi Esas No: 2021/4802 Karar No: 2021/5827
5846 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2021/4802 Esas 2021/5827 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık hakkında 5846 sayılı Kanuna aykırılık suçundan verilen mahkumiyet kararı temyiz edilmiştir. Dosya incelendiğinde, sanığa yapılan tebligatın usulsüz olduğu için açıklanmama kararı verildiği ve denetim süresinin işlemeye başlamadığı görülmüştür. Suç tarihinden itibaren 8 yıllık zamanaşımı süresi dolmuş olduğu için karar BOZULMUŞ, kamu davasının düşmesine karar verilmiştir. Kararda, 5846 sayılı Kanunun 66/1-e ve 67. maddelerinde öngörülen 8 yıllık olağan, 12 yıllık olağanüstü zamanaşımı süresine dikkat çekilmiştir. CMUK'nin 321. maddesi ve 5271 sayılı CMK'nin 223/8. maddesi uyarınca kamu davasının düşmesine karar verilmiştir.
19. Ceza Dairesi 2021/4802 E. , 2021/5827 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : 5846 Sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Sanığın yokluğunda verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının, sanığın soruşturma aşamasında bildirdiği adrese tebliğe çıkarıldığı, söz konusu tebligatın muhatabın adresten taşındığından bahisle iade edilmesi üzerine yine bu adrese 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 35. maddesine göre tebligat çıkarıldığı ve tebligatın 23/09/2009 tarihinde tebliğ edildiği, Tebligat Kanunu"nun 35. maddesi gereğince yapılan tebliğin geçerli olabilmesi için, öncelikle aynı adrese daha önce usulüne uygun yapılmış bir tebligatın bulunması, geçerli tebligattan sonra muhatabın adresini değiştirmesi ve yeni adresini ilgili mercilere bildirmemesi, adres kayıt sisteminde de yerleşim yeri adresinin tespit edilememesinin gerektiği, ancak dosya kapsamında sanığın kovuşturma aşamasında bildirdiği adrese usulüne uygun şekilde yapılan bir tebligat bulunmadığından, Tebligat Kanunu"nun 35. maddesine göre yapılan tebliğ işleminin usulsüz olduğu, bu nedenle sanık hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın kesinleşmediği ve denetim süresinin işlemeye başlamadığı, dolayısıyla hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildikten sonra da zamanaşımı süresinin durmadığı dikkate alınarak yapılan incelemede, Suç tarihi itibarıyla sanıklara isnat edilen suçun gerektirdiği cezanın türü ve üst sınırına göre davanın 5237 sayılı TCK"nin 66/1-e ve 67. maddelerinde öngörülen 8 yıllık olağan, 12 yıllık olağanüstü zamanaşımı süresine tabi bulunması, zamanaşımını kesen en son işlem olan sanığın savunmasının alındığı, 29.06.2007 tarihinden inceleme tarihine kadar 8 yıllık olağan zamanaşımı süresinin gerçekleşmiş bulunduğunun anlaşılması, Bozmayı gerektirmiş ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca, tebliğnameye aykırı olarak, BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, CMUK"nin 322. maddesinin verdiği yetkiyle, 5271 sayılı CMK"nin 223/8. maddesi uyarınca KAMU DAVASININ DÜŞMESİNE, 27/05/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.