Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı-davacı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:

-K A R A R-
Davacı ... vekili, müvekkilinin eşinden boşanma davası aşamasında olduğu bir sırada dava konusu taşınmazı önce bedelsiz olarak kardeşinin kızı ... adına alındığını, ancak ... ve eşinin bu taşınmazın mal beyanında birdirmelerinde sorun olduğunu belirtince önce müvekkilinin kızı ... daha sonra diğer kızı İlknur"a bedelsiz olarak devredildiğini, taşınmaz üzerine müvekkili tarfından bina yapıldığını, taşınmazın tapu kaydının BK"nun 19. Maddesine göre iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalılardan ..., haksız açılan davanın reddini istemiş ve ayrı bir dava açarak, davacı ..."ın taşınmazdaki müdahalesinin men-i ile ecrimisil talep etmiş, mahkemece davalar arasında bağlantı bulunduğu gerekçesi ile birleştirilmiştir.
Davalı ..., duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece, davacının iddiasının aksine davalıların bedel ödediklerini ispatlayamadıkları gibi ödeme güçlerinin de bulunmadığından davacı ..."ın davasında haklı olduğundan kısmen kabulü ile davalı ... hakkındaki davanın husumetten reddine diğer birleştirilen davanın esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davalı-davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava BK"nun 19.maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemlerin iptali ile men-i müdahele istemine ilişkindir.
1. Davacı ... tarafından açılan men-i müdahale ve ecrimisil davasının görülmesi gereken mahkemesi ve inceleme mercii farklı olduğundan BK"nun 19.maddesine dayalı olarak açılan dava ile birleştirilerek görülmesi hatalıdır.
Yapılacak iş, öncelikle bu davaların tefrik edilerek, görev konusu dikkate alınarak yeniden karar verilmesi gerekmektedir.
2.İster İİK"nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davalarında olsun isterse BK"nun 19.maddesine göre açılmış muvazaaalı işlemin iptali istemine ilişkin davalar olsun bu davaların görülebilmesi için davacının davalılardan birinden bir alacağının bulunması gerekir.
Somut olayda, davacının davalılardan bir alacağı olmadığından, mahkemece, davanın ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Kaldı ki, kimse kendi muvazaasından yararlanamayacağı gibi inançlı işlem yönünden davacının iddiasının ispatlayıcı yazılı bir delilide bulunmamaktadır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı-davacı ... vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazlarının kabulü hükmün BOZULMASINA, 14/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.