11. Hukuk Dairesi 2017/4829 E. , 2019/1569 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ .... HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesince verilen .../05/2017 tarih ve 2015/418 E. - 2017/230 K. sayılı kararın davalı şirket vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair ... Bölge Adliye Mahkemesi .... Hukuk Dairesi’nce verilen 03/.../2017 tarih ve 2017/741-2017/712 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı şirket vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, müvekkillerinin davalı şirketin ortakları olduğunu, davalılardan ... ve ...’ın şirketin müdürlüğünü yaptıklarını, müvekkillerin şirkete gerek sermaye ve gerekse emekleriyle katkıda bulunduklarını, davalıların şirketin tek sahibi kendileriymiş gibi davranıp şirketi yönettiklerini, davalı şahısların kendi aralarında gruplaşarak müvekkillerini dışlayıp haklarını ihlal ettiklerini, davalıların yıllardır şirketin kâr elde etmediği ...ine şirketin zararda olduğu yönünde bilgi verildiğini, kâr payı verilmediğini, davacılara kuruluştan beri 5.000’er USD ödeme yapıldığını, şirket müdürünün yapması gereken hiçbir toplantının yapılmadığını, kuruluştan beri toplam ... toplantının yapıldığını, toplantılardan müvekkillerinin haberdar edilmediğini, davalıların ortak olan davacılara eşit muamelede bulunmayıp kendilerinin Bağkur primlerini şirketten ödetip, davacıların primlerini kendilerinin ödemesine neden olduklarını, davalıların davranışları ve müvekkillerini ortak olarak görmeyen tutumları nedeniyle ortaklar arasında güven ilişkisi ortadan kalkıp sürekli güvensizlik ortamı olduğunu ve bu durumda şirketin devamlılığını gerektirecek bir hususun kalmadığını ileri sürerek davalı şirketinin feshine, şirketin tasfiyesi için tasfiye memuru atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili, şirket ortakları davalılar yönünden pasif husumet ehliyetinin bulunmadığını, şirket ortaklarının faaliyet konularında uzman mühendis tekniker, muhasebe ve ustalardan oluştuğunu, davacıların usta ortaklar olduğunu, şirket müdürü davalı ortakların şirketin ve ortakların menfaatini koruyacak şekilde şirketi idare ettiğini, davacı tarafın ileri sürdüğü gibi “keyfi ve hukuka aykırı” bir eylemlerinin olmadığını, haklı fesih sebeplerinin mevcut olmadığını, davacıların davalı şirkette iş yaptıkları sürece sigortalarının şirket tarafından ödendiğini, dışarıda iş yaptıkları sürede ise sigortalarının ilgili işveren tarafından ödendiğini, davacıların kâr talebi konusunda usule uygun herhangi bir talepte bulunmadıkları gibi, şirketin faaliyetlerini artırıcı bir çalışma içerisinde de olmadıklarını, şirket ile ilgilenmediklerini, davacıların şirket adına bedeli karşılığında götürü iş yapıp bedelini kendilerinin aldığını, gerçek anlamda ortaklıklarının olmadığını, şirketin tüm faaliyetlerinden haberdar edildiklerini, davacılardan ...’in şirketin ... İnşaat ile yaptığı iş karşılığında hak ettikleri daireyi üzerine yaptırdığını, davacı ...’nun şirketten aldığı paralar ile köyünde ev yaptırıp, ayrıca evin inşaat masraflarını şirkete ödettiğini, yine davacının üç çocuğunun düğün masraflarının da şirketten ödendiğini, davacıların şirket dışında başka işler alıp yapmaları sebebiyle şirketin zor duruma düştüğünü, davacıların bu davranışının ayrıca h...ız rekabet teşkil ettiğini, davacıların kendi kusurları sebebiyle böyle bir dava açmaya haklarının olmadığını, davacıların şirkete sermaye koymadıklarını, taahhüt edilen sermayeyi ödemediklerini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; şirketin feshi davalarının ancak şirket hasım gösterilerek açılabileceği gerekçesi ile şirket ortakları olan ..., ... ve ... yönünden açılan davanın HMK"nın 114/1-d ve 115/.... maddeleri uyarınca usulden reddine, taraflar arasında kâr dağıtımı gibi ekonomik konularda anlaşmazlıkların olduğu, bu durumun güven ilişkisini sarstığı, davacılar dışında kalan diğer ortakların şirketin devamı yönünde arzu içerisinde oldukları, davalı şirketin sunulan belgelere göre hali hazırda faaliyetini sürdürdüğü bir takım işler aldığı ve bu taahhütlerini devam ettirir halde olduğu, yasal düzenleme çerçevesinde şirketin feshi yerine davacıların şirketten çıkarılmasına ve paylarının gerçek değerlerinin ödenmesine karar vermenin daha yerinde olacağı, davalı vekilinin davacılardan birine ev alındığı ve ayrıca ödeme yapıldığı bunların hesap edilen şirket paylarından düşürülmesi gerektiği yönündeki iddiaların ispatlanamadığı, davacılara verildiği bildirilen 5.000"er USD"nin şirketin kuruluşundan itibaren zaman içerisinde tüm ortaklara ödenen bir bedel olduğu ve öz sermaye teşkil etmediği ve bu nedenle verilen kâr payının bilirkişilerin hesaplamış olduğu en yakın zamandaki gerçek değerden düşülmesinin yerinde olmayacağı gerekçesi ile davalı şirketin feshine yönelik istemin reddine, davacıların şirket ortaklığından çıkartılması ile ... için 132 paya karşılık 119.334,09 TL, ... için 116 paya karşılık 104.869,35 TL, ...’in 132 payına karşılık 119.334,09 TL olmak üzere toplam 343.537,53 TL’nin davalı şirketten alınarak davacılara ödenmesine karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı şirket vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
... Bölge Adliye Mahkemesince, davalı şirket vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davalı şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dava, şirketin fesih ve tasfiyesi istemine ilişkin olup, mahkemece dosyaya sunulan bilirkişi raporu doğrultusunda şirketin feshi yerine davacıların şirketten çıkarılmasına ve payların gerçek değerinin ödenmesine karar vermenin yerinde olacağı gerekçesi ile şirketin feshine yönelik talebin reddine, davacıların paylarına karşılık gelen değerin şirketten alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Davalı şirket vekili temyiz dilekçesinde, davacı ...’in şirkete ait olan daireyi kendi adına devraldığını ve bu nedenle davacının devraldığı daire bedelinin çıkma payından mahsubu gerektiğini savunmuştur. Mahkemece bu istem, dairenin satış sözleşmesi davalı şirket ile dava dışı ... Grup arasında yapılmış olmakla birlikte ... tarafından ortağa yapılan satışın defterlere yansıtılmamış olduğu, dairenin şirket kayıtlarında da yer almadığı gerekçesi ile reddedilmiştir.
Ancak, davalı şirket iddiasını ispat zımnında kendisi ile dava dışı ... arasında yapılan sözleşmeyi ibraz etmiş olup, sözleşmeye göre daire ... Grup tarafından davalı şirkete verilecektir. Sözleşme hükmüne rağmen, yine davalı şirket tarafından ibraz edilen faturaya göre dava dışı ... bu daireyi tanzim ettiği fatura ile davacı ...’e satmış görülmektedir. Bu durumda, dairenin şirket defterlerinde kayıtlı olmaması tabii olup, mahkemece gerektiği taktirde bu belgeler konusunda ...’in isticvap edilerek dinlenilmesi, dairenin tapu kaydının celbi, varsa davalının ve davacı ...’in bu konuya yönelik tüm delillerinin toplanması, daire şirkete ait olmasına rağmen davacı ... tarafından mal edinilmiş ise değerinin belirlenerek çıkma payından mahsup edilmesi gerekirken, eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamıştır.
...-Davacılar, dava dilekçesinde, şirketin kuruluş tarihinden itibaren şirketten 5.000’er USD aldıklarını, ödenen bu meblağın şirket müdürleri tarafından kendilerine borç olarak yazıldığını beyan etmişler, bilirkişi ek raporunda ortaklara ödenen bu meblağların ticari defterlere yansıtılmadığının tespit edildiği mütalaa edilmiş, mahkemece bu meblağın kar payı olduğu, tüm ortaklara ödendiği, gerçek değerden düşülmesinin yerinde olmayacağı gerekçesi ile davacıların ayrılma akçesinin hesabında dikkate alınmamıştır. Oysa, şirket tarafından kar payı dağıtılmadığı tarafların kabulünde olup, davacıların dava dilekçesindeki açıklamaları karşısında 5.000 USD’nin ayrılma akçesi hesabında değerlendirmeye alınması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi de isabetli görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı şirket vekilinin temyiz istemlerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının 1. ve .... nolu bentlerde açıklanan nedenlerle BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK"nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, .../02/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.