Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/3703
Karar No: 2012/664
Karar Tarihi: 09.02.2012

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2011/3703 Esas 2012/664 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2011/3703 E.  ,  2012/664 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil

    ... mirasçıları; Çiğdem Alkan ve müşterekleri ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Doğubayazıt Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 16.03.2011 gün ve 334/144 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    KARAR

    Davacı ... vekili dava dilekçesinde; 198 ada 28 sayılı parselin vekil edenine ait olduğunu, vekil edeninin eklemeli zilyetliğinin 40-50 yılı aştığını, yapılan kadastro çalışmalarında hiçbir üstün hakka dayanmaksızın taşınmazın davalı Hazine adına tescil edildiğini açıklayarak davalı Hazine adına bulunan tapu kaydının iptaliyle vekil edeni adına tapuya kayıt ve tescilini istemiş, davacı ...’ın yargılama sırasında vefat etmesi üzerine mirasçıları tarafından aynı vekile verilen vekaletname uyarınca mirasçıların davada yer almaları sağlanmış ve davacı vekili bu nedenle dava konusu taşınmazın ölü ... mirasçıları adına tapuya kayıt ve tescilini istemiştir.
    Davalı Hazine vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, “…dava konusu parselin muris ...’a ait iken sağlığında çocukları arasında yapılan taksim neticesinde davacıların murisi ...’a kaldığı, ...’ın gözlerinin görmemesi ve diğer sağlık sorunlarının bulunması sebebiyle taşınmazın ...’ın nam ve hesabına, kardeşi ... tarafından kullanıldığını, bu sebeple kadastro tespitinde de sanki taşınmaz gerçekte ...’a aitmiş gibi değerlendirilerek anılan kişinin 100 dönümlük zilyetlik hakkının dolması nedeniyle Hazine adına tescil edildiğini, keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanık anlatımlarına göre taşınmazın 40 yılı aşkın bir süreden beri davacıların murisinin zilyetliğinde bulunduğunu, Kadastro Kanununun 14. maddesinde öngörülen 20 yıllık sürenin dolduğunu…” gerekçe göstermek suretiyle davanın kabulüyle 198 ada 28 sayılı parselin tapu kaydının iptaline, davacıların murisi ... mirasçıları adına veraset belgesindeki payları oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik ve muristen intikal hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
    Mahkemece, yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de; mahkemenin
    bu görüşüne katılma olanağı bulunmamaktadır. Kadastro çalışmaları sırasında 21.4.1972 tarih 42 sıra nolu (343250 m2) tapu kaydına dayalı olarak 198 ada 7 sayılı parselin ...oğlu ... adına tespit ve tescil edildiği, bu kadastro tutanağının edinme sebebinde; “uygulanan tapu kaydının mevkii ve sınırları itibariyle bu yeri kapsadığı tapu kaydının kuzey hududunun taşlık okuması nedeniyle miktarına itibar edildiği, yerinde yapılan incelemede muhtar ve bilirkişilerin de zeminde yeri göstermesi, taşınmazın ...’a ait olduğunun saptanması sonucu kayıt maliki adına, miktar fazlasının ise 28 parsel numarası adı altında taşlık niteliğiyle Maliye Hazinesi adına 3402 sayılı Kadastro Kanununun 13 ve 21. maddelerine göre tespiti yapıldığı” açıklanmıştır. Kadastro tespitinin 14.6.1991 tarihinde yapıldığı belirlenmiştir. 198 ada 28 sayılı parselin edinme sebebinde de dava konusu parselin aynı ada 7 nolu parselin miktar fazlası olarak Hazine adına taşlık niteliğiyle yazıldığı, ...oğlu ...’ın 198 ada 29 nolu parsel ile belgesizden 100 dönümlük yer alma hakkının olması nedeniyle 29 sayılı parselin ... adına tespitinin yapıldığı belirtilmiştir.
    Dosya arasında bulunan ve 1.4.1996 tarihinde kesinleşen Doğubayazıt Kadastro Mahkemesinin 5.10.1995 gün ve 1991/190 E. 1995/104 Karar sayılı dava dosyası üzerinde yapılan incelemede; Kadastro Mahkemesinde 9.8.1991 tarihinde ...oğlu ... tarafından kadastro tespitine itiraz davasının açıldığı, davanın 198 ada 28 sayılı parselle ilgili olduğu, 21.4.1972 tarih 42 sıra nolu tapu kaydına dayanarak istekte bulunduğu, eldeki dosya arasında bulunan muris Maruf’a ait nüfus aile kayıt tablosuna göre kadastro mahkemesine dava açan ... ile davacıların murisi ...’ın kardeş olduklarının anlaşıldığı, 198 ada 29 sayılı parseli ile belgesizden 100 dönümlük yerin davacı ...’a verilmiş olması ve tapu kaydının sabit sınırlı bulunmaması, taşlık sınırını okuması sebebiyle aynı ada 28 sayılı parselin Hazine adına tespit edildiği gerekçesiyle 100 dönümden daha fazla yerin verilmesinin mümkün bulunmadığı gözetilerek tespite itiraz davasının reddine karar verildiği saptanmıştır. Davacı ..."ın kadastro mahkemesi dosyasında aynı zamanda 23.11.1970 tarihli harici satış senedine dayandığı, dava konusu yeri babasından satın aldığı iddiasını da ileri sürmüştür. Söz konusu harici satış senedinde satıcının ..., alıcının ise ... olduğu anlaşılmıştır. Doğubayazıt Kadastro Mahkemesinin kesinleşen 1991/190 Esas sayılı dava dosyasının keşif tutanağına geçen beyanlarda da, dava konusu taşınmaz ile bitişikteki taşınmazın bir bütün olarak davacının babası ...’ın atasından kaldığı, taksimen malik sıfatıyla zilyetliğinde iken yaklaşık 20-25 yıl önce oğlu olan davacıya (...’a) haricen satıp zilyetliğini devrettiği o tarihten beri davacının zilyetliğinde bulunduğu anlaşılmaktadır.
    Eldeki dosyaya ait 24.12.2010 tarihinde yapılan keşif tutanağına göre de, tanıklar, taşınmaz ...’a ait iken ölümünden önce çocukları arasında taşınmazları paylaştırması sonucu dava konusu yerin davacıların murisi ...’a kaldığını açıklamakla birlikte yerel bilirkişi ... ise; taşınmazın ...’a ait olduğunu, ...’ın ölümü ile çocuklarına kaldığını, çocukları arasında taksimin yapılıp yapılmadığını bilmediğini, ancak, erkek çocuklar arasında malların paylaşıldığını, davaya konu yerin davacıların murisi ...’a kaldığını duyduğunu bildirmiştir.
    Saptanan bu somut ve hukuki olgular karşısında 198 ada 28 sayılı parselin esasen muris ...’a ait olduğu, aynı ada 7 sayılı parsele revizyon gören tapu kaydının sabit sınırlı bulunmaması nedeniyle miktar fazlasının 28 sayılı parsel adı altında taşlık niteliğiyle Hazine adına yazıldığı, muris ...’ın oğlu ... tarafından 23.11.1970 tarihli harici satış senedine dayalı olarak kadastro tespitine itiraz davasını açtığı, yukarıda daaçıklandığı biçimde Maruf’a 198 ada 29 sayılı parsel ile 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesinin öngördüğü koşullar gereğince belgesizden 100 dönüm kuru tarım arazisini alması nedeniyle ve bundan daha fazla da alamayacağı gözetilerek kadastro mahkemesince davanın reddine karar verildiği ve kesinleştiği anlaşılmaktadır. ...’ın bu yeri açıklandığı biçimde kazanmayı sağlayan zilyetliğe dayalı olarak alma olanağının bulunmaması nedeniyle bu sefer eldeki dosyanın davacısı ... tarafından aynı yerle ilgili olarak kazanmayı sağlayan zilyetlik ve bağış hukuksal sebebine dayalı olarak iptal ve tescil isteğinde bulunduğu görülmektedir. Paylaşım erkek çocukları arasında yapıldığına ve dosya arasında bulunan nüfus kaydına göre erkek çocuklar dışında başka mirasçıların da bulunduğu anlaşıldığına, tüm mirasçıların katılımı ile yapılmış bir paylaşım olmadığına göre erkekler arasında yapılan paylaşımın hukuken bir değer taşımayacağı açıktır. Dava konusu taşınmaz muris Maruf’tan kaldığına göre TMK.nun 701 ve 702. maddeleri gereğince terekesi elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi olup bir veya birkaç mirasçının tek başına üçüncü kişilere karşı dava açma sıfat ve hukuki ehliyeti bulunmamaktadır. Çünkü, dava da bir tasarrufi işlem olup tüm mirasçıların oybirliği ile üçüncü kişilere karşı dava açması gerekir. Taşınmaz gerçekten 23.11.1970 tarihli harici satış senediyle muris ...tarafından oğlu ...’a satılmış ise sağlığında bu yeri ayrıca Salih’e bağışladığının kabulüne olanak bulunmadığından bu yöndeki tanık beyanlarına değer verme olanağı da yoktur. ... 198 ada 29 sayılı parsel ile 100 dönümlük yer almış bulunduğundan kesinleşen mahkeme hükmüyle bu yeri alamayacağı anlaşılınca bu sefer de davacıların murisi Salih tarafından söz konusu davanın açıldığı hususunda bir duraksamanın bulunmadığı da bir gerçektir. Davacı ...’in bu yöndeki davranışı hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olup TMK.nun 2. maddesine aykırı düşer. TMK.nun 2. maddesinde; Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken, dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz, denilmiştir. Davacıların murisi Salih’in davranışı açıkça anılan madde kapsamına aykırı düşmektedir. Doğubayazıt Kadastro Mahkemesinin kesinleşen 1991/190 E., 1995/104 Karar sayılı dosya ile aynı yer Asliye Hukuk Mahkemesinin 1970/316 E., 1972/78 Karar sayılı dosyalarda bulunan bilgi ve belgeler de varılan sonucu doğrulamaktadır.
    Dava konusu parselin toplam miktarı 138 hektar 9718,75 (1389718,75) m2 büyüklüğünde bir yerdir. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesinde aynı kadastro çalışma alanı içinde bir kişinin belgesizden edinebileceği taşınmaz miktarı sulu toprakta kırk, kuru toprakta ise yüz dönüm olduğu halde, bu miktarın üzerinde davanın (1389.718,75 m2"nin) kabulüne karar verilmesi de anılan madde hükmüne aykırı bulunmaktadır.
    Şu halde, yapılan tüm bu açıklamalar ve ilkeler göz önünde bulundurularak davanın reddine karar verilmesi gerekirken, tüm dosyaların kapsamlarıyla örtüşmeyen bir gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş bulunması doğru değildir.
    Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK. nun Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK. nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 09.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi