8. Hukuk Dairesi 2018/4580 E. , 2019/11548 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Men"i Müdahale, Eski Hale Getirme Ve Yıkım
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine duruşma istemi değerden reddedilmiş olmakla, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacılar vekili, müvekkillerinin 147 ada 3 parsel sayılı taşınmaz üzerine inşaa edilen mesken nitelikli kagir apartmanda kat maliki olduklarını, davalının 2012 yılının Mart ayında proje ve ruhsata aykırı olarak müvekkillerine komşu parsele inşaat yapmaya başladığını, bilirkişi incelemesi ve keşif ile tespit olunacak tüm imar mevzuatına ve projesine aykırılıklar nedeniyle müvekkillerinin yazlık olarak oturdukları binanın havası, görüşü, rüzgar ve güneşi kesilmiş olduğunu, bu sebeplerle komşu 147 ada 4 parsel sayılı taşınmaz üzerine inşaa edilmekte olan binanın müvekkillerinin arsasına müdahalesinin meni ve eski hale getirilmesi ile dava konusu inşaatın müvekkillerinin görüş, hava,rüzgar ve güneşini kesen komşuluk hukukuna, İmar Kanunu, İmar Yönetmeliği, proje ve ruhsatına aykırılıklarının tespiti ile kal" ine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın görevsiz yargı yolunda açıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
6100 sayılı HMK"nin 33.maddesi ile 04.06.1958 tarihli ve 15/6 Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı gereğince, maddi olayları açıklamak taraflara ve ileri sürülen olayları hukuken nitelemek ve uygulanacak kanun hükümlerini tesbit etmek ve uygulamak görevi hakime aittir. İddianın ileri sürülüş şekline dava imara aykırılığın giderilmesi istemine ilişkindir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; davacıların 147 ada 3 parsel, davalının ise 147 ada 4 parsel sayılı taşınmaz üzerinde yer alan bağımsız bölümlerin kayıt maliki oldukları, davalının çekme mesafesine uymayarak davacıların taşınmazında bulunan yapıya bitişik şekilde bina inşaa ettiği, bu şekilde Plansız Alanlar İmar Yönetmeliği"nin 14/4 maddesine aykırı davrandığının dosyada mevcut bilirkişi raporları ile saptandığı, ancak davacının taşınmazına fiili bir elatma olmadığı anlaşılmaktadır. Salt imara aykırılığın idareyi ve idari yargıyı ilgilendirdiği kuşkusuzdur.
Hâl böyle olunca; davacıların taşınmazına fiili bir elatma olmadığı, salt imara aykırılığın idareyi ve idari yargıyı ilgilendirdiği gerekçesiyle yargı yolu bakımından mahkemenin görevsizliğine karar verilmesi gerekirken, işin esası hakkında yazılı gerekçe ile kabul kararı verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının yerinde olduğundan kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK"un 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna,
istek halinde peşin harcın temyiz edene iadesine, 19.12.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.