Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/4231
Karar No: 2012/649
Karar Tarihi: 09.02.2012

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2011/4231 Esas 2012/649 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2011/4231 E.  ,  2012/649 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil

    ... ile ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Anamur Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 12.11.2010 gün ve 70/606 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    KARAR

    Davacı vekili dava dilekçesinde; ortak miras bırakandan gelen 118 ada 9 ve 10 parsel sayılı taşınmazların ½"şer payının davacıya ait iken kadastro çalışmaları sonucunda mirasçılardan ..."in oğlu olan davalı adına tespit ve tescil edildiğini açıklayarak davalı adına bulunan tapu kayıtlarının iptali ile ½"şer payın vekil edeni adına tapuya kayıt ve tescillerine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı vekili, 24.03.2009 tarihli dilekçesi ile dava konusu taşınmazın 30 yıldan beri davalı tarafından tasarruf edilmekte olduğunu, taşınmazın davacının iddia ettiği ortak muris ile bir ilgisinin bulunmadığını ve davacı lehine zilyetlikle edinme koşullarının gerçekleşmediğini bildirerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş ise de; yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki, uyuşmazlık konusu 118 ada 9 ve 10 sayılı parseller, 1998 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında, senetsizden, davalı adına tespit edilmiş ve tutanağın itirazsız olarak 19.08.1999 tarihinde kesinleşmesi üzerine davalı adına tapuya tescil edilmiştir. Davacı vekili taşınmazın miras bırakan ..."e ait iken ölümü ile mirasçılarına intikal ettiğini ve halen terekeye dahil olduğunu ileri sürmüş, keşifte dinlenen davacı tanıkları, taşınmazlar ..."e ait iken ölümünden sonra mirasçılardan ... tarafından tasarruf edildiğini ve davalının ..."in oğlu olması nedeniyle kullandığını bildirmişken davalı tanıkları ise, taşınmazın 30 yıldan beri davalının kullanımında olduğunu açıklamış, mahkemece yerel bilirkişi, davalı ve davacı tanık beyanları arasındaki çelişki giderilmemiştir.
    Hal böyle olunca, yeniden yapılacak keşifte yerel bilirkişi ve tanıkların ...nun 243 ve 244.maddeleri gereğince keşif yerine davetiyeyle çağırılmaları, aynı Kanunun 259 ve
    290/2.maddeleri uyarınca uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle yerel bilirkişi ve tanıkların mümkün olduğunca keşif yerinde dinlenmeleri, dava konusu taşınmazın ilk olarak kim ya da kimler tarafından zilyet edildiği, zilyetliğin tespit tarihine kadar ne şekilde ve kim tarafından sürdürüldüğü, davalının ... mirasçılarından ..."in çocuğu olduğu gözönünde bulundurularak kullanımının hangi nedene dayandığı, şayet taşınmazlar davalının babası ..."un annesi ..."dan kalma ise, davalının babası adına ..."nın terekesine dahil taşınmazları kullanıp kullanmadığı, ..."un ailenin tek erkek çocuğu olması nedeniyle taşınmazları zilyetliğinde bulundurup bulundurmadığı, ..."un doğum tarihi, mirasçılık durumu, tereke TMK.nun 701 ve 702.maddeleri gereğince elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi olduğu gözetilerek, tutanakların edinme sebebindeki satış doğrulansa bile, böyle tek başına yapılan satışın hukuki sonuç doğurup doğurmayacağı hususları üzerinde durulması, elbirliği mülkiyetinde terekeye dahil taşınmazlar üzerinde bir veya birkaç mirasçının sürdürdüğü zilyetliğin tüm mirasçılar adına sürdürüldüğü ilkesinin gözönünde tutulması, yerel bilirkişi ve tanıklardan sorularak açıklığa kavuşturulması, beyanlar arasındaki çelişkinin HUMK.nun 265. (...nun 261.) maddesi gereğince giderilmesi ve toplanan deliller değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
    Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı ...nun Geçici 3. maddesi yollaması ile halen yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 18,40 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 09.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi