16. Hukuk Dairesi 2020/1011 E. , 2020/1818 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
KANUN YOLU : KARAR DÜZELTME
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın onanmasına ilişkin yukarda belirtilen ilamın karar düzeltme yolu ile incelenmesi ... tarafından süresinde istenilmekle; inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucunda, ... Köyü çalışma alanında bulunan 109 ada 14 parsel sayılı 4.601,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tescil edildikten sonra, satış ile ... adına tescil edilmiştir. Davacı ..., miras yoluyla gelen hakka ve harici taksime dayanarak, adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; davacı vekili tarafından temyiz edilen hüküm, Dairemizin 02.12.2019 tarih ve 2016/11120 Esas, 2019/7903 Karar sayılı ilamı ile onanmış olup, bu kez davacı vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın uzun yıllardır davacı tarafından kullanıldığı, ancak tanıkların davacı ve kardeşleri arasında bir harici taksim sözleşmesi yapılıp yapılmadığına dair bilgilerinin bulunmadığı, tanıklardan yalnızca ..."ın, harici taksim sözleşmesi gereğince ..."ta bulunan taşınmazların ..."e bırakıldığını beyan ettiği bu beyan doğrultusunda yapılan araştırmada ... Köyü ...Mevki 836 parsel sayılı taşınmazın 27.09.1968 tarihinde ... adına tescil edildiğinin anlaşıldığı, davacının babası ..."in 1969 yılında vefat ettiği, davacının, babasının vefatından sonra harici taksim sözleşmesi yapıldığını iddia ettiği, bu halde devir tarihi ile davacının iddiası birbirine uygun düşmediği gibi, yalnızca tapu kaydından tescilin hangi sözleşme gereği yapıldığının belirlenemediği, öte yandan davacı tarafından dosyaya ibraz edilmiş bir harici taksim sözleşmesinin bulunmadığı ve sadece taşınmazın yıllardır davacı tarafından kullanılmasının davalının mülkiyet hakkını ortadan kaldırmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır.
Davacı ... dava dilekçesinde, çekişmeli taşınmazın babaları ...’den geldiğini ve harici taksim sonucu kendisine isabet ettiğini, babalarının sağlığında da ölümünden sonra da zilyetliğin kendisinde olduğunu, çekişmeli taşınmazı satın alan davalı ...’ın da bu durumu bildiğini ileri sürerek dava açmış olup, davalılar cevap dilekçeleri ile, taşınmazın muris ..."den kaldığını kabul ederek, muristen, önce beş kardeşe, daha sonra da babaları ...’e intikal ettiğini, 45 yıldır davacının kullanımında olduğunu bildirmişler, bundan 4 ay sonra verdikleri beyan dilekçeleri ile bu kez savunmalarını değiştirerek, taşınmazın babaları ...’in annesi ...’den geldiğini ileri sürmüşlerdir. Mahallinde icra edilen keşifte davacı ve davalı tanıklarınca, çekişmeli taşınmazın çok uzun süreden beri davacının zilyetliğinde bulunduğu, davalı ...’ın aynı köyün insanı olduğu ve yakınlarda taşınmazının bulunduğu bildirilmiş olup, esasen davalı ... da beyanında taşınmazın davacının kullanımında olduğunu bildiğini beyan etmiştir. Dosya kapsamında alınan tüm beyan ve delillerin incelenmesi neticesinde, çekişmeli taşınmazda davacı ...’in 45 yılı aşkın müstakil zilyetliğinin bulunması, davalı ...’ın aynı köyde yaşayan kimselerden olması ve davacının zilyetliğini bildiğine yönelik beyanı ile iki tarafın da dava ve cevap dilekçeleri ile çekişmeli taşınmazın muristen taksimen kendilerine kaldığına yönelik iddia ve savunmaları dikkate alındığında, Mahkemenin, taşınmazın yıllardır davacı tarafından kullanılmasının davalının mülkiyet hakkını ortadan kaldırmayacağına yönelik kabulünün aksine, davacının zilyetliğinin asli zilyetlik olmadığının ispat külfeti davalı yana ait olup, davalıların bu hususu ispatlayamadıkları gibi, davacının çekişmeli taşınmazın taksimen kendisine düştüğünü ispatladığı gerekçesiyle davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde hataya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı vekilinin temyiz itirazlarının bu nedenlerle kabulü ile usul ve yasaya aykırı hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekirken, onandığı anlaşılmış olup karar düzeltme isteminin bu nedenlerle kabulü ile Dairemizin 02.12.2019 tarih, 2016/11120 Esas, 2019/7903 Karar sayılı onama kararının ortadan kaldırılmasına ve hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan karar düzeltme harcının istek halinde karar düzeltme isteminde bulunana iadesine, 11.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.