Taraflar arasında görülen davada; Davacı, davalılar adına kayıtlı bulunan 5240 parsel sayılı taşınmazın 3621 sayılı yasaya göre belirlenen kıyı kenar çizgisi içinde kaldığını ileri sürüp tapu kaydının iptali ile kıyı olarak terkinini istemiştir. Davalılar, davada kesin hüküm bulunduğunu, bilimsel verilere uygun usulünce hazırlanıp kesinleşen kıyı kenar çizgisi bulunmadığını bildirip davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR- Dava, 3621 sayılı yasa nedeniyle taşınmazın sicil kaydının kütükten terkini isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Gerçekten de, çekişme konusu yerin daha önce Hazinenin de taraf olduğu Kartal Tapulama Mahkemesinin kesinleşen 1971/127 Esas 1972 54 Karar sayılı kararı gereğince davalıların miras bırakanı M..K..A..dına tescil edilmek suretiyle çap kaydının oluştuğu ve bu sebeple taraflar arasında HUMK."nun 237.maddesinde öngörülen kesin hükmün varlığı mahkemece gözetilerek davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.Bu yöne değinen davacının temyiz itirazları yerinde değildir.Reddine, Ancak, davanın tapu iptal ve sicil kaydının kütükten terkini isteğine ilişkin olduğu gözetildiğinde nisbi harca tabi bulunduğu tartışmasızdır.Hüküm altına alınması gereken harcın da dava konusu keşfen belirlenecek değeri olduğu ancak davacı Hazinenin harçtan muaf olduğunda kuşku yoktur.Ne varki, mahkemece çekişme konusu yerin değeri keşfen belirlenmeksizin dosya üzerinden bilirkişi tetkikatı yaptırılarak dava değerinin belirlenmesi ve bu değer üzerinden davalılar yararına avukatlık ücretine hükmedilmiş olması doğru değildir. O halde, davacının temyiz itirazları yerindedir.Kabulüyle hükmün HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 14.11.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.