Esas No: 2021/7163
Karar No: 2022/7900
Karar Tarihi: 08.11.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/7163 Esas 2022/7900 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalı şirket ortaklarına karşı açılan bir davada, mahkeme ölmüş bir ortağın toplantıya katılmış gibi gösterildiğini ve kararların oybirliğiyle alındığının gösterildiğini belirleyerek kararların yoklukla malul olduğuna hükmetti ve davacının hissesinin tespitine karar verdi. Davalı vekili kararı temyiz etti ancak temyiz itirazları reddedildi ve hüküm onandı. Kararda ETTK'nın 368, 370, 37, 38 ve 39. maddelerine atıfta bulunulmuş olup, davalı şirket ortaklarının ticaret sicil kayıtlarını bilmediklerini iddia etmelerinin geçersiz olduğu belirtilmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Sarıkaya Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 24.06.2021 tarih ve 2021/79 E. - 2021/156 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı Yiğitler Makine Nakliye İnşaat Taah. Tar. Ürünleri Ltd. Şirketi'nin ortağı olduğunu, şirket ile alakalı kardeşleri ..., ... ve ... 'ten bilgi almak istediğini, ancak kendisine bilgi verilmediğini, diğer şirket ortakları olan kardeşleri ..., ... ve ... 'in anneleri ... 'in komada olduğu dönemlerde ve ölümünden sonra da şirket toplantılarına katılmış gibi gösterip sermaye artırımına gidilerek müvekkilinin hissesinin düşürüldüğünü, Sarıkaya Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2011/41 Esas sayılı dosyasında verilen bilirkişi raporu ile toplantılarda alınan kararların usulsüz olduğunun belirtildiğini, müvekkilinin hiçbir toplantıya çağrılmadığını ileri sürerek alınan kararların hükümsüz olduklarının tespiti ile iptaline ve müvekkilinin hissesinin tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, açılan davanın mevcut şirket ortakları ile bir ilgisinin olmadığını, muris ... 'in idare ettiği ve iptali istenen genel kurul kararının alındığı toplantıda 4 kişinin ismi ve 3 kişinin imzasıyla (... , ... ve ...) karar alındığını, hissesi arttırılanın da ... olduğunu, ... 'in hisselerinin mirasen mirasçılarına intikal ettiğini, davacının da bu sermaye artırımından yararlandığını, bugüne kadar bu konu ile ilgili ne murisin sağlığında ne de sonrasında herhangi bir itirazda bulunmadığını, ... ve ... 'in şirket ortağı yapılmasında davacının zararına olabilecek herhangi bir durumun bulunmadığını, şirketin mali müşavir ve mühendis unvanına sahip en az iki ortağın bulunması gerektiğini, devirlerin bu nedenle yapıldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, alınan genel kurul kararlarında ETTK 368 ve 370. maddelerinde gösterilen usule uyulmamış olması, murisin ölümüne rağmen toplantılara katılmış gibi gösterilmiş olması, oybirliği olmamasına rağmen kararların oybirliği ile alınmış gibi gösterilmiş olması alınan genel kurul kararlarını yoklukla malul kıldığı, yoklukla malul olan işlemlerin her zaman geçersiz olduğu yönünde dava açılabileceği kabul edilse de, bu işlemlerin geçersizliğinin hakkın kötüye kullanılacak şekilde süresiz olarak dava açılabileceği yönünde değerlendirme yapılmaması gerektiği, Dairemizin 2016/12761 Esas 2018/1791 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere genel kurul kararının yokluğunun tespiti hususunda dürüstlük kurallarına aykırı düşmedikçe dava açılması gerektiği, yokluk gerektiren hususun öğrenilmesinden sonra uzun süre sessiz kalıp dava açmayan ilgililer yönünden TMK'nın 2. maddesi uyarınca dava açma hakkının düşüp düşmediğinin de değerlendirilmesi gerektiği, 6762 sayılı ETTK'nın 37, 38 ve 39. maddelerine göre kimse ticaret sicil kayıtlarını ve gazetede yayınlanan hususları bilmediğini ileri süremeyeceği, bu nedenle davacının yoklukla geçersizliğini talep ettiği 2004, 2005, 2006, 2007 ve 2008 yıllarına ait genel kurul kararlarını dava açmadan önce bilmediği hususunun dikkate alınamayacağı dava tarihi ile geçersizliği talep edilen genel kurul kararlarının tarihleri ile aradan geçen uzun süre dikkate alındığında davacının TMK'nın 2. maddesi uyarınca dava açma hakkı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesince, davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
Bu kararın davacı vekili tarafından temyizi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kurulan karar Dairemizin 2020/1573 E. – 2021/1009 K. sayılı ve 09/02/2021 tarihli ilamıyla bozulmuştur.
İlk Derece Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada, mahkemece benimsenen bilirkişi raporu ile, murisin 2004 yılında ölmüş olmasına rağmen 2005 yılı ve sonraki tarihlerdeki genel kurul toplantılarında asaleten imzalarının atıldığı, 05/07/2004 tarihli kararın oybirliği ile alındığı belirtilmesine rağmen davacının imzasının bulunmadığı, 22/12/2005, 05/05/2006, 08/05/2006 tarihli kararlarda da davacının imzası bulunmadığı gibi müteveffa ... 'in ölü olmasına rağmen toplantıya katılmış gibi gösterildiği, 07/06/2007 tarihli kararda davacı ve ... 'in toplantıya katılmış gibi gösterilmesine rağmen imzalarının bulunmadığı, 07/06/2007 ve 23/08/2008 tarihli kararlarda davacının imzasının bulunmadığının tespit edildiği, ETTK'nın 368 ve 370. maddelerindeki toplantı şartının gerçekleşmemiş olduğu, ETTK’nın 370. maddesine göre genel kurul toplantılarının bütün pay sahiplerinin huzuru ile yapılmasının öngörülmesine rağmen somut olayda genel kurul toplantısına ilan ve çağrının yapılmadığı, ayrıca ölmüş şirket ortağının toplantıda hazır bulunmuş gibi gösterildiği ve bu hususta asliye ceza mahkemesince özel belgede sahtecilik suçundan davalı şirket ortağı ... hakkında cezaya hükmolunduğu, kararların oybirliği ile alınmamasına rağmen oybirliği ile alınmış gibi gösterildiği davaya konu tüm genel kurul toplantılarının ETTK’nın 370. maddesine aykırı olarak yapıldığı anlaşıldığından kararların yoklukla malul olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davalı şirketin 05/07/2004 tarih 2004/5 sayılı, 22/12/2005 tarih 2005/06 sayılı, 05/05/2006 tarih 2006/07 sayılı, 08/05/2006 tarih 2006/08 sayılı, 08/05/2006 tarih 2006/09 sayılı, 08/05/2006 tarih 2006/10 sayılı, 07/06/2007 tarih 12 sayılı, 07/06/2007 tarih 2007/14 sayılı, 07/06/2007 tarih 2007/15 sayılı, 23/08/2008 tarih 2008/17 sayılı genel kurul kararlarının yoklukla malul olduklarının tespitine, davacının davalı şirkette 9,906/40 pay oranında hissesi olduğunun tespitine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 08/11/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.