Esas No: 2021/8122
Karar No: 2022/1628
Karar Tarihi: 07.02.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/8122 Esas 2022/1628 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/8122 E. , 2022/1628 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Davacı ... vekili Av. ... tarafından, davalı ... Sigorta A.Ş aleyhine 19/07/2018 tarihli dilekçe ile trafik kazası sonucu cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine Uyuşmazlık Hakemince yapılan inceleme sonucunda; başvurunun kabulüne dair verilen kararın davalı vekilinin başvurusu üzerine yapılan itiraz incelemesinde; İtiraz Hakem Heyetince davalı vekilinin itirazlarının kısmen kabulü ile Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmak suretiyle başvurunun kabulüne dair verilen 17/04/2019 tarih ve 2019/İHK-1856 sayılı kararın davalı vekilince süresi içinde temyiz edilmesi üzerine temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hâkimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya incelendi, gereği görüşüldü.
KARAR
Davacı vekili; 29/10/2017 tarihinde davalıya trafik sigortalı aracın, davacının yolcu konumunda olduğu araçla karıştığı çift taraflı trafik kazası sonucunda Karadeniz Teknik Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığının 13/07/2018 tarihli raporu uyarınca %8.2 oranında malul kaldığını, davalıya yapılan başvuruda olumlu netice alınamadığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.100,00 TL tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 02/11/2018 tarihli dilekçesiyle talebini 44.443,96 TL ye yükseltmiştir.
Davalı vekili; başvurunun reddine karar verilmesini istemiştir.
Uyuşmazlık Hakem Heyetince; başvurunun kabulü ile 44.443,96 TL maddi tazminatın 03/04/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; karara karşı davalı vekili itiraz yoluna başvurmuştur.
İtiraz Hakem Heyetince; kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik uyarınca alınan maluliyet raporu esas alınarak düzenlenen hesap raporunun benimsendiği gerekçesiyle, davalının itirazlarının kabulüyle UHH kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmak suretiyle başvurunun kabulü ile 44.443,96 TL maddi tazminatın 03/04/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1) Dava, trafik kazası sonucu oluşan bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Bilindiği üzere sıfat, dava konusu sübjektif hak (dava hakkı) ile taraflar arasındaki ilişkidir. Taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve davayı takip yetkisi, davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olduğu halde, taraf sıfatı dava konusu sübjektif hakka ilişkindir (Kuru,
Baki-Arslan, Ramazan-Yılmaz, Ejder: Medeni Usul Hukuku, Yetkin Yayınları, Ankara 1995, 7.baskı, sh.231).
O halde, dava konusu şey üzerinde kim veya kimler hak sahibi ise, davayı da bu kişi veya kişilerin açması gerekir. Davayı açabilmek için gerekli sıfat, dava konusu şey üzerinde hak sahibi olan kişiye aittir. Bir kimsenin davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı tıpkı hakkın mevcut olup olmadığının tayininde olduğu gibi maddi hukuka göre belirlenir (Kuru, Baki-Arslan, Ramazan-Yılmaz, Ejder:a.g.e., sh.231-232; Üstündağ, Saim:Medeni Yargılama Hukuku, Alfa Basım Yayım Dağıtım, İstanbul 1997, sh.307).
Görülmektedir ki, mahkemenin taraflar arasında dava konusu hakkın esası hakkında bir karar verebilmesi için, bu kişilerin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatlarına sahip olmaları gerekir. Bir davada taraf olarak gösterilen kişiler, taraf ve dava ehliyetine ve davayı takip yetkisine sahip olsalar bile, taraflardan birinin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatı yoksa, davanın esası hakkında bir karar verilemeyeceğinden, dava sıfat yokluğundan (husumetten) reddedilir. Taraf sıfatı usul hukuku sorunu olmayıp, dava konusu sübjektif hakkın özüne ilişkin bir maddi hukuk sorunu olduğundan taraf sıfatının yokluğu, davada taraf olarak gözüken kişiler arasında dava konusu hakkın doğumuna engel olduğu için def'i değil, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülmesi mümkün ve mahkemece de kendiliğinden nazara alınması zorunlu bir olgudur. (Nitekim, Hukuk Genel Kurulu’nun 27/01/2016 tarihli ve 2014/13-684 esas, 2016/106 karar sayılı, 25/11/2015 tarihli ve 2014/1-1019 esas, 2015/2687 karar sayılı kararlarında da aynı ilkeler benimsenmiştir)
Somut olaya gelince; Sigorta Tahkim Komisyonuna 29/10/2017 tarihli trafik kazası nedeniyle yapılan başvuru, 1988 doğumlu ve baba adı ... olan ... TC kimlik numaralı ... tarafından yapılmış olup, başvuru formundaki başvuru sahibi ile ilgili bilgiler, başvuruya eklenen vekaletname, Karadeniz Teknik Üniversitesinden alınan maluliyet raporu, Gazi Üniversitesinde yapılan tedavilere ilişkin hastane kayıtları, ... Elektrik Tic. A.Ş de çalıştığını gösterir ücret bordrosu ve SGK hizmet dökümü de yine 1988 doğumlu ...’e aittir. Başvuruya eklenen Gazi Üniversitesi nezdinde yapılan laboratuvar sonuçları da 1988 doğumlu ...’e ait olup, Karadeniz Teknik Üniversitesinden alınan maluliyet raporunda yine 1988 doğumlu ...’in Gazi Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkezine ait 25/11/2017 giriş ve 27/11/2017 tarihli epikriz formundaki bulgulara yer verilmiştir.
Ancak, dosya kapsamında bulunan kaza tespit tutanağı ve soruşturma evrakları ve ifadelerin incelenmesinde; trafik kazasında yaralanan yolcu ... 1978 doğumlu olup, baba adı ... ve TC kimlik numarası ... dür. Kazada yaralanan ... ’de ikamet etmekte olup, ilk müdahalesi Beypazarı Devlet Hastanesinde yapılarak Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevk edilmiş, ancak Mersin Toros Devlet Hastanesinde tedavisine devam edilmiş, ikametgahı olan ... – ... adresinde talimatla ifadesi alınmış ve kesin adli muayene raporu Osmaniye Düziçi Devlet Hastanesi tarafından düzenlenmiş ve soruşturma dosyasında müşteki sıfatıyla yer almıştır.
Açıklanan nedenlerle; eldeki somut uyuşmazlıkta davaya konu trafik kazasıyla ilgisi bulunmayan 1988 doğumlu ...’in davacı sıfatı bulunmadığından, davanın taraf sıfatı yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken, hakkında hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2) Bozma sebebine göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde davalıya geri verilmesine 07/02/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.