Esas No: 2021/8121
Karar No: 2022/1624
Karar Tarihi: 07.02.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/8121 Esas 2022/1624 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/8121 E. , 2022/1624 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Davacı ...’e velayeten ... ve ... vekilleri Av. ... tarafından, davalı ... Sigorta A.Ş. aleyhine 20/06/2019 tarihli dilekçe ile trafik kazası sonucu cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine Uyuşmazlık Hakemince yapılan inceleme sonucunda; başvurunun kısmen kabulüne dair verilen kararın davalı vekilinin başvurusu üzerine yapılan itiraz incelemesinde; İtiraz Hakem Heyetince davalının itirazının reddine dair verilen 09/01/2020 tarih ve 2020/İHK-594 sayılı kararın davalı vekilince süresi içinde temyiz edilmesi üzerine temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hâkimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya incelendi, gereği görüşüldü.
K A R A R
Davacı vekili; 20/07/2018 tarihinde davacının yolcu konumunda olduğu ve davalıya trafik sigortalı aracın karıştığı çift taraflı trafik kazası sonucu davacının %7 oranında malul kaldığını, davalıya trafik sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 37.500,00 TL sürekli iş göremezlik, 428,00 TL geçici bakıcı gideri, 1.000,00 TL yol gideri, 1.072,00 TL rapor ücreti olmak üzere toplam 40.000,00 TL nin davalıya yapılan ilk başvuru tarihinden itibaren temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; hakem kararı içeriğine göre dosyada bulunmayan ıslah dilekçesiyle talebini 64.148,68 TL ye yükseltmiştir.
Davalı vekili; talebin zamanaşımına uğradığını, maluliyet raporunun geçerli Yönetmelik'e göre düzenlenmediğini, hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini, davacının müterafik kusuru bulunduğunu belirterek, başvurunun reddine karar verilmesini istemiştir.
Uyuşmazlık Hakem Heyetince; başvurunun kısmen kabulü ile 63.398,68 TL'nin 30/05/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; karara karşı davalı vekili itiraz yoluna başvurmuştur. İtiraz Hakem Heyetince; davalının itirazlarının reddine dair verilen karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1) Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, İtiraz Hakem Heyeti kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan ve yerinde bulunmayan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2) Dava, trafik kazası sonucu bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru biçimde belirlenmesi gereklidir. Söz konusu belirlemenin ise, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Maluliyete ilişkin alınacak raporlar 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmelik'i, 01/09/2013 tarihi ile 01/06/2015 tarihleri arasında sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmelik'i, 01/06/2015 tarihi ile 20/02/2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine, 20/02/2019 tarihinden sonra da Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.
Somut olayda; kaza neticesinde davacının maruz kaldığı yaralanmaya ilişkin olarak Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 26/04/2019 tarihli raporda, davacının kaza nedeniyle oluşan maluliyeti %7 olarak belirlenmiştir. Anılan bu raporun tanziminde 30/03/2013 tarihli Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri ile ekindeki cetvellerin kullanılması gerekirken, Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik ekindeki cetveller kullanılmış olup, raporun kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan yönetmeliğe göre düzenlenmiş bir rapor olmadığı açıktır.
Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında; davacının kaza tarihi ve sonrasındaki tüm tedavi evrakları da eklenerek, kaza nedeniyle maluliyeti oluşup oluşmadığı ve varsa maluliyet oranının, Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre belirlenmesi amacıyla en yakın üniversite hastanesinin adli tıp anabilim dalı başkanlığından yeni bir rapor alınıp sonucuna göre (maluliyet oranı bakımından davalı lehine oluşan usuli kazanılmış haklar dikkate alınarak) hüküm kurulması gerekirken, hatalı maluliyet raporuna göre karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
3) Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur 6098 sayılı TBK’nın 52. maddesinde düzenlenmiştir. Mağdurun kusurunun zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması söz konusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir. Müterafik kusura ilişkin savunma bir def’i olmadığından, mahkemece bu yönde bir savunma olmasa dahi resen araştırılması ve tartışılması gerekmektedir.
Somut olayda, davacının yolcu olduğu, kaza tespit tutanağından emniyet kemerinin takılı olup olmadığının belli olmadığı anlaşılmaktadır. Davalı vekili tarafından davacının içinde bulunduğu araç sürücüsünün kuralları ihlal etmesine engel olmaması nedeniyle müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği ileri sürülmüş, İtiraz Hakem Heyetince, sürücü olan babasının aşırı hızlı gitmesine engel olmaması nedeniyle 11 yaşında olan davacıya kusur yüklenemeyeceği gerekçesiyle davalının bu hususa ilişkin savunmasının reddine karar verilmiş ise de davacının annesi olan ...’in soruşturma aşamasında alınan ifadesinden, davacının araçtan fırladığı ve araçtan yaklaşık 10 metre ileride eğimli bir alanda bulunduğu anlaşılmaktadır. Buna göre; davacının araçtan fırlama durumu ve emniyet kemerinin takılı olmamasının müterafik kusur teşkil edeceği gözetilip tartışılarak, Dairenin yerleşik uygulaması gereğince, hesaplanan tazminatan %20 oranında indirim yapılarak tazminatın belirlenmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
4) Kabule göre de somut olayda İtiraz Hakem Heyeti tarafından kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına 7.939,45 TL vekalet ücretine hükmedilmiştir. Davalı vekili tarafından davacı lehine hükmedilen vekalet ücretine de itiraza konu edilmiş, İtiraz Hakem Heyetince davalının vekalet ücretine ilişkin itirazının reddine karar verilmiştir.
5684 sayılı Sigortacılık Kanunu'nun 30. maddesinin (17) numaralı fıkrası ve 19/01/2016 tarihli ve 29598 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik'in 6. maddesi ile adı geçen Yönetmelik'in 16. maddesine eklenen 13. Fıkra uyarınca tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir.
Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 17. maddesi (2) numaralı fıkrasına göre de Sigorta Tahkim Komisyonları, vekalet ücretine hükmederken, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde asliye mahkemeleri için öngörülen ücretin altında kalmamak kaydıyla Tarifenin üçüncü kısmına göre avukatlık ücretine hükmeder. Tarifenin üçüncü kısmına göre nisbi avukatlık ücretine hükmedilen durumlarda da talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine tarifeye göre hesaplanan nisbi ücretin beşte birine hükmedilir.
Açıklanan nedenlerle; Uyuşmazlık Hakem Heyeti'nce davacı lehine hükmedilecek vekalet ücretine ilişkin olarak Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16. maddesinin (13) numaralı fıkrasının uygulanması gerektiği gözönüne alınarak AAÜT'nin 13. maddesi ve AAÜT'nin 17. maddesi gereğince, maktu vekalet ücretinin altında kalmamak kaydıyla, hesaplanan vekalet ücretinin 1/5'i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi ve İtiraz Hakem Heyetince davalı ... vekilinin bu yöne ilişkin itiraz başvurusunun reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2), (3) ve (4) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 07/02/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.