Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, çekişme konusu 1032 parsel sayılı taşınmazın tapuda N... A..adına kayıtlı olduğunu, mirasçısı B..tarafından taşınmazın vekil aracılığıyla davalı M...satış suretiyle temlik edildiğini, intikalin sahte mirasçılık belgesi ile temlikin de sahte vekaletname ile yapıldığını ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile B..A...y adına tescil isteğinde bulunmuştur.
Davalılardan M....iyiniyetle taşınmazı satın aldığını bildirip, davanın reddini savunmuş, diğer davalılar duruşmalara gelmemiş, bir cevap vermemişlerdir.
Mahkemece, iddianın kanıtlanamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ... .. raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
-KARAR-
Dava, tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 1032 parsel sayılı taşınmazın, tapuda N....A...adına kayıtlı iken gerçekte mirasçısı olmayan davalı B....A.. intikalinin yapıldığı, sahte nüfus cüzdanı ile alınan vekaletname ile davalı K....vekil tayin edildiği, vekil tarafından da taşınmazın davalı M... satış suretiyle temlik edildiği anlaşılmaktadır.
Davacı Tapu Sicil Müdürlüğü, Türk Medeni Kanunun 1007 maddesine dayanarak eldeki davayı açmıştır. Hernekadar tapu iptal ve tescil isteme hakkı kayıt maliki veya onun mirasçılarına ait ise de, Hazinenin Türk Medeni Kanunun 1007 maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan sorumlu olduğu, eldeki davayı açmakta hukuki yararı bulunduğu kuşkusuzdur.
Davacı Hazine, tapu iptal ve tapu maliki adına tescil isteğinde bulunmuştur. Bu durumda, davanın asıl kayıt maliki olan N....in mirasçılarına ihbar edilmesi, onların dava açması için mehil verilmesi, dava açılması halinde eldeki davayla birleştirilmesi ve birlikte yürütülmesi gereklidir.
Hal böyle olunca, yukarıda anılan hususların yerine getirilmesi, varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre, sair temyiz itirazların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 12.11.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.