Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/1517
Karar No: 2012/629
Karar Tarihi: 07.02.2012

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2011/1517 Esas 2012/629 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2011/1517 E.  ,  2012/629 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil

    ... ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Kurşunlu Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 09.11.2010 gün ve 255/296 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalılardan ... tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    KARAR

    Davacı ... dava dilekçesinde kadastro çalışmaları sırasında 134 ada 16 sayılı parselin adına tespit ve tescil edildiğini, köy satış senediyle Ramazan Yılmaz’dan 4.000 YTL karşılığında satın aldığını, kadastro çalışmaları nedeniyle kendi parseliyle birlikte kullandığını, 117 m2 yerin davalı gösterdiği kişilerin adına yazıldığını, satış senedinde 400 m2"lik yerin yazılı olduğunu, yapılacak keşif ve ölçüm sonucu eksik yazılan yer bakımından davalılara ait tapu kayıtlarının iptali ile satış senedi gereğince 400 m2"lik yerin adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı ... ile ... davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.
    Davalı ... ...’a dava dilekçesi 7201 sayılı Tebligat Kanununun 21.maddesi gereğince tebliğ edilmiştir.
    Yargılama sırasında davaya dahil edilenler tarafından da davaya karşı herhangi bir beyanda bulunmadıkları anlaşılmıştır.
    Mahkemece, “134 ada 15, 11, 17 ve 20 sayılı parseller içerisinde sırasıyla A, B, C ve D harfleriyle gösterilen taşınmaz bölümleri bakımından anılan parsellerin tapu kayıtlarının iptali ile davacıya ait 134 ada 16 sayılı parsele eklenmesine karar verilmesi” üzerine; hüküm, yalnızca 134 ada 20 parselin kayıt maliki ...’nun mirasçısı ... tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik, harici satın alma senedi ve eklemeli zilyetlik hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin kısmen tapu iptali ve tescil davasıdır.
    Mahkemece yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, mahkemenin bu görüşüne katılma olanağı bulunmamaktadır.
    Davacı dava dilekçesinde; sadece verasete iştirak şeklinde tapuda kayıtlı bulunan 134 ada 11 ve 17 parsellerin kayıt maliklerinden ... (...) ve ...’ı davalı gösterdiği diğer davalı ...’na ait parselin ise 20 nolu parsel olduğu ada ve parsel numaralarını dava dilekçesinde göstermediği, sadece adına tespit ve tescil edilen 134 ada 16 sayılı parselin miktarının satış senedine göre 400 m2 olması gerektiği halde eksik tespit edildiğini belirterek eksik miktarın tamamlanmasını istediği, davanın 27.05.2008 tarihinde açıldığı, 02.06.2009 tarihli yargılama oturumunda ise mahkemenin isteği üzerine yaptığı açıklamada dava konusu taşınmazların 134 ada 11, 15, 17 ve 20 sayılı parseller olduğunu bildirmiştir. Aynı yargılama oturumunda; 134 ada 11, 15 ve 17 sayılı parsellerin kayıt maliklerinin davaya dahil edilmeleri için ara kararı ile davacı tarafa süre verilmiş ve bu şekilde taraf teşkilinin sağlanması yoluna gidilmiştir. 134 ada 20 sayılı parselin maliki ... kararın verildiği 09.11.2010 tarihinden sonra 19.11.2010 tarihinde ölmüş olması nedeniyle hükmün mirasçılarına tebliğ edildiği belirlenmiştir.
    Davacı dava dilekçesinde 15 sayılı parselin kayıt maliki Yusuf oğlu İsmail Sarıhan hakkında yöntemine uygun bir biçimde harç yatırmak suretiyle açtığı bir dava bulunmadığı gibi 11 ve 17 parsellerde olduğu gibi dava dilekçesinde, malikin ismini de yazmamıştır. 14.11.2008 tarihinde; Tapu Sicil Müdürlüğünden gelen 134 ada 15 sayılı parselin tapu kaydına göre kayıt maliki Yusuf oğlu İsmail Sarıhan olduğu halde, kararın verildiği 09.11.2010 tarihinden önce 03.02.2009 tarihinde 134 ada 15 sayılı parselin tapuda yapılan satış ve devirle Mahmut oğlu...’na geçtiği hükmü temyiz eden davalı ... mirasçısı ...’nun temyiz dilekçesi ekinde sunduğu tapu senedinden anlaşılmıştır.
    31.07.2008 tarihli yargılama oturumu ara kararıyla taraflara delillerini sunmaları için 20 günlük süre verilmiş, ancak; sürenin kesin olup olmadığı konusunda hazır bulunanlara herhangi bir uyarıda yapılmamıştır. Keşif gününün belirlendiği 13.01.2010 günlü yargılama oturumunda yerel bilirkişi ve tanıkların keşifte ne şekilde çağrılıp dinleneceği konusunda herhangi bir açıklamaya yer verilmediği gibi keşif gününün ikinci sefer belirlendiği 09.02.2010 günlü yargılama oturumunda da, yerel bilirkişi ve tanıkların ne şekilde çağrılıp dinlenecekleri konusunda herhangi bir açıklamaya yer verilmemiştir. 20.04.2010 günü yapılan keşifte; beş kişilik yerel bilirkişi listesi Kaymakamlıktan istenildiği ve dosya arasında isim ve adresleri bulunduğu halde bunların yerine yerel bilirkişi listesinde yer almayan kişiler resen seçilerek dinlenildiği saptanmıştır. Dinlenen yerel bilirkişiler ... ve ..., taşınmazlar arasında kayma olup olmadığını, metrekare bakımından azalma bulunup bulunmadığını bilmediklerini açıklamışlardır. Davacı ... 12.08.2008 tarihli dilekçesiyle dört tanığını bildirdiği ve tanıklardan vazgeçme olmadığı halde mahkemece herhangi bir gerekçe gösterilmeksizin davacı tanıklarının dinlenilmediği görülmüştür.
    Bundan ayrı 134 ada 15, 11, 17 ve 20 sayılı parseller içerisinde sırasıyla A, B, C ve D harfleriyle gösterilen taşınmaz bölümleri bakımından tapu kayıtlarının iptaline denilmiş olmakla birlikte iptal edilen kısımların sadece davalının 134 ada 16 sayılı parseline eklenmesine denilmiş, tescil konusunda herhangi bir karar verilmemiştir. Tescil kavramı, iptale göre daha geniş kapsamlı olup iptali de kapsar. İptal tescili kapsamadığından hükmün kesinleşmesi halinde tapuda infaz duraksama yaratacaktır. Doğru, düzgün ve sağlıklı sicil oluşturulması kamu düzenini ilgilendirdiği gibi taraf teşkilinin sağlanması da kamu düzenine ilişkin olup bu hususların mahkemece kendiliğinden gözönünde bulundurulması gerekir. Hakkında dava açılmayan 134 ada 15 sayılı parsel bakımından da iptale karar verilmesi HMK.nun 26. (HUMK.m.74) maddesine aykırı düşer. Hakim iddiayla bağlı olup ondan fazlasına ve başka birşeye karar veremez. Daha açıkçası istek dışına çıkılarak hüküm kurulmuştur. Hüküm sadece 134 ada 20 sayılı parselin maliki ... mirasçısı ... tarafından temyiz edilmiş ve diğer kayıt malikleri tarafından temyiz edilmemiş ise de, kurulan hükmün infazda duraksama yaratması, hakkında dava açılmayan parsel konusunda istek dışına çıkılarak hüküm kurulması tüm bunların kamu düzenini ilgilendirmesi nedeniyle hükmü temyiz eden ..."nun temyizinin dava konusu tüm parselleri kapsadığının kabulü gerekmiştir. Bu bir zorunluluktan kaynaklanmaktadır.
    Saptanan bu somut ve hukuki olgular karşısında mahkemece yapılacak iş; öncelikle taraflara tanık ve delillerini bildirmeleri için kesin süreyi ve uyarıyı da içeren ara kararıyla süre ve imkan tanınması, yerel bilirkişilerin bildirilen listede yer alan kişiler arasından seçilerek dinlenilmesi, tarafların aynı biçimde bildirdikleri listede yer alan tanıkların dinlenmelerinin sağlanması, yerel bilirkişi ve tanıkların HMK.nun 243, 244, 259 ve 290/2.maddeleri uyarınca davetiyeyle keşif yerine çağrılmaları, uyuşmazlığın taşınmazlara ilişkin bulunması nedeniyle adı geçenlerin keşif yerinde dinlenmeleri, davacının dayandığı 04.08.2005 tarihli harici satış senedinin keşifte yerel bilirkişi ve tanıklar aracılığıyla uygulanması, dava konusu taşınmaza uyup uymadığının hiçbir duraksamaya yer vermeyecek biçimde belirlenmesi, senedin iptaline karar verilen ve krokide B, C ve D harfleriyle gösterilen taşınmaz bölümlerini kapsayıp kapsamadığının açıklığa kavuşturulması, 04.08.2005 tarihli harici satış senedinin kadastro çalışmaları sırasında herhangi bir parsel ya da parsellere revizyon görüp görmediğinin Kadastro Müdürlüğünden (senet fotokopisi de müzekkereye eklenmek suretiyle) sorulması, davacının iddiasının kanıtlanması halinde kabulüne karar verilecek taşınmaz bölümleri bakımından ait oldukları parsellerin tapu kayıtlarının iptaline, iptal edilen taşınmaz bölümlerinin davacıya ait 134 ada 16 sayılı parsele eklenmesi suretiyle davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi biçiminde, hüküm kurulmasının düşünülmesi, hakkında yöntemine uygun bir biçimde dava açılmayan ve kayıt malikiyle mirasçılarını da dava dilekçesinde gösterilmeyen 134 ada 15 sayılı parsel bakımından hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmesi, davacı ve satıcısı Ramazan Yılmaz bakımından 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddesi uyarınca miktar araştırmasının yapılması, belgesizden taşınmaz edinip edinmediklerinin Kadastro ve Tapu Sicil Müdürlüğü ile zilyetliğe dayalı tescil davası açıp açmadıklarının o yer Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden sorulması, belgesizden edinilen taşınmazlara ait kadastro tutanakları ile tapu kayıtlarının Tapu Sicil Müdürlüğünden, zilyetliğe dayalı tescil davalarına ait dosyaların ise ait oldukları mahkemelerden getirtilerek miktar sınırlamaları yönünden gözönünde tutulması, yapılacak araştırma ve inceleme sonucu toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı gerekçeyle hüküm kurulmuş bulunması usul ve kanuna aykırıdır. 134 ada 20 sayılı parsel elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi bulunduğundan bir mirasçının yaptığı temyiz diğerlerine de sirayet ettiğinden tümü açısından parselin temyiz edildiğinin kabulü gerekmektedir.
    Davalı ... mirasçısı ..."nun temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 44,55 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden ..."na iadesine
    07.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi