17. Hukuk Dairesi 2019/1080 E. , 2020/5665 K.
"İçtihat Metni"
Davacı ... (yargılama sırasında vefat etmiş olmakla veraset ilamına göre mirasçıları ... , ... ... ) ile davalılar ..., .... aralarındaki dava hakkında Küçükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nden verilen 12/01/2016 gün ve 2013/338-2016/20 sayılı kararın Dairemiz’in 18/12/2018 gün ve 2016/6454-2018/12377 sayılı kararı ile onanmasına karar verilmiş olup, süresi içinde davacı mirasçıları vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıların sürücüsü ve maliki olduğu aracın yaya olan müvekkiline çarpması sonucu müvekkilinin sağ bacağının diz üzerinden kesildiğini beyanla, 40.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş, yargılama sırasında davacının vefatı üzerine yasal mirasçıları davaya devam etmiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, açılan davanın kısmen kabul, kısmen reddine, 12.000 TL manevi tazminatın 15/01/2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa (davacı yargılama sırasında vefat etmiş olmakla, veraset ilamına göre mirasçılarına) verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hükmün davacı mirasçılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemiz’in 18/12/2018 gün ve 2016/6454-2018/12377 sayılı kararı ile onanmasına karar verilmiş olup, süresi içinde davacı mirasçıları vekili tarafından kararın düzeltilmesi talebinde bulunulmuştur.
Dava, cismani zarar nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.
6098 sayılı TBK. md. 56. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi
huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar davacı (malül olan) yaşı, bacağın diz üstünden kesilmiş olması dikkate alındığında, takdir olunan manevi tazminatın az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir. Dairemiz onama ilamı yanılgıya dayalıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı mirasçıları vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 18/12/2018 gün ve 2016/6454-2018/12377 esas-karar sayılı onama ilamının kaldırılarak yerel mahkeme kararının yazılı gerekçelerle BOZULMASINA, tashihi karar ve temyiz peşin harçlarının istek halinde davacı mirasçılarına geri verilmesine, 14/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.