MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili; davalının maliki ve sürücüsü olduğu aracın seyir halinde iken, davacıların maliki ve sürücüsü oldukları araca arkadan çarptığını, davacının bu çarpmanın etkisi ile önünde duraklayan araca çarptığını, kazanın meydana gelişinde davalının tamamen kusurlu olduğunu, meydana gelen kaza nedeniyle araçta oluşan 6.000,00 TL değer kaybının kaza tarihi olan 27/05/2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacıların aracında kaza tarihinde küçük kızları 4,5 aylık ..."in olduğunu, kızlarına bir şey olacağı düşüncesi ile üzüldüklerini belirterek her bir davacı için 1.000,00 TL olmak üzere toplam 2.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; olayın meydana gelmesinde davalının kusuru olmadığını, davacı tarafça talep edilen tazminat miktarlarının fahiş olduğunu ve davanın sigorta şirketine ihbarını talep ettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar olunan ...vekili; davalı aracın trafik sigortacısı olarak poliçe limiti ile kusur oranında sorumlu olunduğunu, manevi tazminat taleplerinin poliçe teminatı kapsamına dahil olmadığını belirterek müvekkili şirketin davanın taraflarından olmadığından hakkında herhangi bir hüküm kurulmaması gerektiğini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile manevi tazminat ile ilgili talep yerinde görülmediğinden reddine, talep ile bağlı kalınarak 6.000,00 TL maddi tazminatın (değer kaybı) olay tarihi olan 27/05/2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine, davacıların fazlaya ait maddi tazminat haklarının saklı tutulmasına karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı 2.080,00 TL olup reddedilen manevi tazminat miktarı 1.000,00 TL"şer olduğundan karar tarihi itibariyle kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 1.6.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay"ca da temyiz isteminin reddine karar verilebilir. Bu nedenle, davacı için hükmedilen manevi tazminata ilişkin davacı vekilinin temyiz isteminin mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle reddine,
2-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin, oluşa uygun düzenlenen bilirkişi raporunda belirtilen hesaplamanın tartışılıp değerlendirmesinde bir usulsüzlük bulunmaması dikkate alınarak davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 279,69 TL kalan onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde davacılara geri verilmesine, 13.6.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.