Taraflar arasında görülen davada;
Davacı; M...P...Vakfı adına kayıtlı olan 471 sayılı kadastral parselin kısmen imar uygulamasına tabi tutulması sonucu oluşan 10308 ada 6 parsel sayılı taşınmazın dağıtım cetveline göre vakıf adına tescili gerekirken, hatalı olarak Antalya Belediyesi adına kaydedildiğini ve anılan belediyece bilahare davalı Kepez Belediyesine devredildiğini, bu aşamadan sonra davalı belediyenin de bir kısım payını diğer davalıya satarak tahsis ettiğini; davalılar adına olan kaydın yolsuz tescil niteliğinde olduğunu ileri sürüp; tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat isteğinde bulunmuştur.
Davalılar, adlarına mevcut tescillerin dayanağı olan idari işlemlerin idari yargı yerinde iptal edilmediği sürece davanın dinlenme olanağı bulunmadığını belirtip, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın davalılar adına tescillerinin dayanağı olan idari kararların, idari yargı yerinde iptal edilmediği sürece eldeki davanın dinlenemeyeceği gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ... ..raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
                                       -KARAR-
Dava," yolsuz tescil" hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillere; özellikle dava dilekçesinde iddianın ileri sürülüş biçimine göre; çekişmenin imar uygulamasının dayanağı olan idari işlemin iptaline ilişkin olmadığı; aksine imar uygulaması sonucu oluşan dava konusu 10208 ada 6 parsel sayılı taşınmazın imar sicilinin dağıtım cetvellerine göre vakıf adına oluşturulması gerekirken, geçerli bir hukuki sebep olmaksızın Antalya Belediyesi adına tescil edildiği iddiasından kaynaklandığı; bu haliyle idare adına oluşan ve yolsuz tescil niteliğinde bulunan tapunun iptali ile gerçek malik olan vakıf adına tescilin istendiği anlaşılmaktadır.
Davanın, yukarıda açıklanan niteliği itibariyle idari işleme yönelik ve idari nitelikte olmadığı genel mahkemede görülmesi gerektiği kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca, davanın esasının incelenerek gerekli araştırma ve soruşturmanın yapılması sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Davacının temyiz itirazları yerindedir.Kabulüyle hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 8.11.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.