Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/797
Karar No: 2020/5376
Karar Tarihi: 24.11.2020

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/797 Esas 2020/5376 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2020/797 E.  ,  2020/5376 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada ...1. Asliye Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 26.09.2019 tarih ve 2019/33-2019/438 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili ve davalı banka vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkili şirketin İş Bankası ...Şubesi"ne verdiği 14.01.2013 tarihli EFT talimatı ile ... adlı şahsın Ziraat Bankası"ndaki hesabına 50.000,00 TL EFT yapılmasını istediğini, talimatta EFT yapılacak ismin doğru, IBAN numarasının yanlış yazıldığını, Ziraat Bankası ...Şubesi"nin yanlış IBAN numarasına göre paranın davalı ... hesabına geçtiğini, davalı bankanın T.C. Merkez Bankası"nın EFT işletim kuralları ve görevleri gereği EFT talimatındaki lehtarın isim ve IBAN numarasını karşılaştırıp buna göre işlem yapmak zorunda olduğunu, davalı ..."ın hesabına hataen yatırılan paranın 29.554,00 TL"sini bankadan çekerek kullandığını ileri sürerek, 50.000,00 TL"nin 14.01.2013 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı Banka vekili, söz konusu EFT"nin hatalı gönderilmesinde müvekkili bankanın bir kusuru bulunmayıp davacı tarafından EFT talimatının hatalı olarak verildiğini, davacının hatalı EFT gönderimi halinde gönderici banka şubesi olan İş Bankası ...Şubesi tarafından iade mesajı gönderilmesini temin etmesi gerektiği halde 25.01.2013 tarihine kadar müvekkiline ulaşan bir iade talebi bulunmadığını, gönderici bankanın IBAN numarasının doğruluğunu kontrol etmek zorunda olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, Dairemiz bozma ilamına uyularak tüm dosya kapsamına göre, dava konusu olayda davacı ve davalı ..."nın %50"şer müterafik kusurlu olduğu, müterafik kusur oranına göre davacının ve davalı bankanın sorumlu olduğu tutarın blokedeki 20.446,00 TL hariç 14.777,00 TL olduğu, davacının diğer davalı ..."dan ise 50.000,00 TL talep hakkının bulunduğu, dolayısıyla %50 müterafik kusur durumuna göre davacının diğer davalı ..."dan talep edebileceği miktarda bir değişiklik olmamakla birlikte, davalıların şahsi kusur oranlarına göre sorumlu oldukları miktarlar nazara alınarak, her iki davalının da sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 50.000,00 TL"nin hesaba yattığı tarih olan 14.01.2013 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalı ..."dan, bu miktarın tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla %50 müterafik kusur durumuna göre 35.223,00 TL"sinin (20.446,00 TL blokedeki para + 14.777,00 TL müterafik kusur) temerrüt tarihi olan 25.01.2013 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalı ... A.Ş."den alınarak davacıya verilmesine, davalı ... A.Ş. yönünden fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekili ve davalı Banka vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
    2- Dava, bankacılık işleminden kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. Davacı EFT talimatında IBAN numarasının yanlış yazıldığını, davalı bankanın EFT talimatındaki lehtarın ismi ile IBAN numarasını karşılaştırmadan işlem yapması nedeniyle paranın diğer davalı hesabına geçtiğini, davalı bankanın hatalı işlemi sonucu zarara uğradığını ileri sürmüştür. Davalı banka ise davacının EFT talimatını hatalı verdiğini, kusuru bulunmadığını savunmuştur. Mahkemece yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, davacı şirketin zararı 50.000,00 TL olup, mahkemece aldırılan 20.05.2019 tarihli bilirkişi raporu sonucunda davalı ..."nın bu zararın oluşmasında %50 kusurlu olduğu belirlenmiştir. Bu durumda davalı ..."nın bu zararın oluşmasındaki kusuru %50 olduğuna göre, diğer davalı ..."ın ödemek zorunda olduğu 50.000,00 TL"nın %50"si olan 25.000,00 TL"sinden müteselsilen sorumlu olması gerekirken davalı ..."ın hesabında bulunan ve davalı ... tarafından bloke konulmuş olan 20.446,00 TL"nin hukuki durumu yanlış değerlendirilmek süretiyle davalı ..."nın 35.223,00 TL"den sorumlu tutulması şeklinde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı Banka vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 10,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 24.11.2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

    KARŞI OY

    Dava, davalı banka bakımından, hatalı havale işlemi nedeniyle görülen zararın tazmini istemine ilişkindir. Dosya kapsamı ve uyulan bozma ilamı ile sabit olduğu üzere davacının yaptığı havale işlemi sonucunda, 50.000 TL tutarındaki para, bir dizi hatalı işlemin sonucunda gerçek havale alıcısı yerine davalı gerçek kişinin hesabına geçirilmiş, davalı banka tarafından olayın farkına varılmasıyla birlikte, diğer davalının hesabına aktarılan havale konusu paranın 20.446 TL"lık kısmına bloke konulmuştur. Davalı bankanın bu yöndeki davranışının, davacının havale işleminden kaynaklanan zararının azaltılması yönünde bir tasarruf olduğu ve el"an davacıya iade edilmemiş bu miktarın, davacının davalı bankadan bir alacak kalemi niteliğine büründüğü, yargılama sonucuna göre bloke edilerek "de facto" emanete alınmış bu paranın tümünün davalı banka tarafından davacıya iade edilmesi gerektiği izahtan varestedir. Nitekim, mahkemece de bu meblağın davalı bankadan alınarak davacıya aynen iadesine hükmedilmiştir. Emanete alınan para dışında kalan bakiye ise tümüyle diğer davalının tasarrufundadır ve davalının sorumlu olduğu asıl zarar kalemini oluşturduğu, davalı bankadan tazmin edilmesi gereken meblağın ise yine bakiye bu tutar üzerinden belirlenmesi gerektiği açıktır.
    Şu halde, dosya kapsamı uyarınca, davacının zararına kendi hatalı fiiliyle yol açtığı ve bu anlamda davacının müterafik kusurunun %50 oranında bulunduğu yahut davalı bankanın kusurunun %50 oranında olduğu kabul ve takdir edildiğine göre, diğer davalının uhdesinde ve tasarrufunda bulunan ve bankanın tazminle sorumlu olduğu tutarın yukarda sözü edilen bakiyenin yarısına tekabül etmesi gerektiği de ortadadır. Nitekim mahkemece de bu yönde hüküm kurulmuş olup bankadan tahsil edilecek tutarın bu yöntemle belirlenmesinde hukuki yahut mantıki açıdan herhangi bir yanlışlık bulunmadığı kanısındayım.
    Ancak belirtmek gerekir ki, mahkemece davalı bankadan tahsil edilecek tutarın belirlenmesinde bir yanlışlık yok ise de, diğer davalı bakımından kurulan hükümde bankaca emanete alınan paradan da davalı ..."un sorumlu tutulması yerinde olmamakla birlikte, anılan davalının hükmü temyiz etmemesi de gözetildiğinde, davalı bankanın temyiz itirazının reddiyle yerel mahkeme kararının onanması gerektiğini düşündüğümden Daire çoğunluğunun aksi yöndeki kararına katılmıyorum.

    KARŞI OY

    14.01.2013 EFT tarihinde yürürlükte bulunan, 1211 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Kanunu"nun 4. maddesi hükmüne istinaden çıkarılan, 19.12.2009 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanan Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası"nın 2009/10 sayılı tebliği ile değişik 10.10.2008 tarihli Resmi Gazetede Yayımlanan 2008/6 sayılı "Uluslararası Banka Hesap Numarası Hakkında Tebliğ"in" 7/1 maddesinde "Avrupa Ekonomik alanında yer alan ülkelerdeki hesaba yapılan para transferlerinde alıcıya ait IBAN"ın doğrulanması ve kullanılmasının zorunlu olduğu", Tebliğin 7/2 maddesinde "Bankalara gelen ve alıcı hesap numarası IBAN olarak belirtilen para transferlerinde IBAN"ın doğrulanmasının zorunlu olduğu", keza Tebliğin 7/4 maddesinde "... Alıcıya ait IBAN"ın kullanılması ve doğrulanmasının zorunlu olduğu", Tebliğin 8. maddesinde de "Bankalarca bu tebliğin 4/7 maddesi hükümlerine göre yapılan kontrol sırasında yanlış olduğu tespit edilen transfer emirlerinin iade edilebileceği veya reddedilebileceği" düzenlenmiştir.
    Somut uyuşmazlıkta, EFT talimatındaki IBAN no.su ile EFT alıcısının ismi uyuşmamaktadır.
    Bu halde davalı bankanın Tebliğ hükümleri gereğince transfer emrini iade etmesi veya reddetmesi gerekmektedir.
    IBAN no.su ile alıcı adının uyuşmaması halinde Bankaca yapılması gereken işlemler tebliğin konusunu oluşturduğundan, davacı eylemi yönünden illiyet bağı kesilmiştir. Davacının mütefarik kusurundan söz edilmesi mümkün olmadığı gibi hakkaniyet indiriminin düşünülmesi de mümkün değildir.
    Bir güven kurumu olan davalı bankanın sorumluluğu, kusursuz ve yasadan doğan bir sorumluluk olup davalı bankanın bütün iş ve işlemlerindeki objektif, denetim gözetim ve özen yükümlülüğü nedeniyle hafif kusurlarından dahi sorumlu olduğu, bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmek zorunda bulunduğundan, tebliğ konusunu oluşturan olayda davalı banka bu özen yükümlülüğünü getirmemesi nedeniyle davacının doğan tüm zararından sorumludur.
    Bu halde, davalının tüm temyiz itirazlarının reddi ile davacı temyizi yönünden, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davacının temyiz isteminin reddi ile kararın davalı yararına bozulmasına ilişkin çoğunluk görüşüne karşıyım.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi