Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, kayden maliki oldukları ..ada 3 parsel sayılı taşınmaza davalının yapılaşmak suretiyle müdahale ettiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğinde bulunmuşlardır.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın kamulaştırıldığı, davacıların taşınmaz üzerinde mülkiyet haklarının kalmadığı gerekçesiyle davacılar Nermin ve Melahat yönünden davanın esastan reddine, diğer davacılar yönünden davanın HUMK."nun 409/5.maddesi gereğince açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Karar, davacılar N...ve M...vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 6.11.2007 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vs. vekili Avukat A..D..ile temyiz edilen vekili Avukat M...Ş...geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi .....tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen reddine; kısmen açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 50104 ada 3 parsel sayılı taşınmazın öncesinde 610 ada 13 parsel iken davacıların miras bırakanı ve diğer şahıslar adına paylı mülkiyet üzere kayıtlı bulunduğu, 3194 Sayılı İmar Yasası gereğince yapılan imar uygulaması sonucu yeni imar parsellerinin oluştuğu ve çekişme konusu, bu taşınmazın da elbirliği mülkiyetine tabi olarak davacılara intikal ettiği, davalının taşınmazda mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı, ancak taşınmazın sicil kaydında üzerindeki binanın davalıya ait olduğu şerhinin bulunduğu ve taşınmazı da davalının kullandığı anlaşılmaktadır.
Sicil kaydında yer alan muhdesat şerhinin, belediye tarafından davalının bayiine yapılan tahsis kararına ilişkin bulunduğu sabittir. Öte yandan, başlangıçta çekişmeli taşınmaz bakımından bir kamulaştırma kararı alınmış olmakla beraber bu işlemin kesinleşmediği ve mülkiyetin kamulaştırma ile henüz belediyeye intikal etmediği bir aşamada çekişmeli taşınmaz bakımından davalı lehine bir tahsis kararı alındığı görülmektedir. O halde, taşınmazın mülkiyeti tahsis tarihinde belediyeye geçmediğine göre, sicil kaydı kişiler üzerinde bulunan taşınmazla ilgili olarak 775 Sayılı Yasa hükümleri uyarınca belediyenin taşınmazı başkalarına tahsis edemeyeceği ve tahsise dair işleme hukuki bir sonuç bağlanamayacağı tartışmasızdır.
Diğer taraftan, sonradan 3194 Sayılı Yasanın 18.maddesi uygulaması ile yeni mülkiyet durumu oluşmakla beraber davalının taşınmazın öncesinde bir hakkı bulunmadığından, kaim değere hak kazanamayacağı da açıktır.
O halde, çaptan kaynaklanan mülkiyete değer verilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru değildir. Davacılar N... ve M.....tirazı yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle, HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 13.12.2006 tarihinde yürürlüğe giren avukatlık ücret tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 500.00.-YTL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 6.11.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.