Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, 173 ada 10 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, davalıların da 172 ada 1 parsel sayılı taşınmazın maliki olup, her iki taşınmaz arasından yol geçtiğini, davalıların eve en yakın noktada bulunan garajın önüne araçlarını çıkartarak çok gürültü veren sanayi tipi kompresör ile yolda araçlarını tazyikli su ile yıkayarak evinin camları ile bahçesinin kirlenmesine neden olduklarını, yine garajın bitişiğine yerleştirilen jeneratörün yüksek gürültü ve egzoz dumanı çıkardığını, imar mevzuatına aykırı yükseklikte yapılan istinat duvarlarının ve bahçeye dikilen ağaçların deniz manzarasını kapatarak komşuluk hukukuna aykırı olduğunu ileri sürerek, el atmanın önlenmesine, duvar ve ağaçların yıkımına,jeneratörün kaldırılarak kompresörün rahatsız edici şekilde çalışmasının engellenmesine karar verilmesini istemiştir
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
-KARAR-
Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi çekişmenin giderilmesi isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden 173 ada 10 parsel sayılı taşınmazın davacı adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı bir kaç neden ileri sürerek dava açmıştır.Aşağıdaki bendin dışında kalan komşuluk hukukuna aykırılık teşkil eden hususların giderildiği uzman bilirkişi raporundan anlaşıldığına göre davacının öteki temyiz itirazları yerinde değildir.Reddine
Bilindiği üzere;çağdaş hukuk sistemlerindeki tanımıyla mülkiyet: geniş haklar, buna bağlı yetkiler ile birlikte bazı ödevlerin oluşturduğu bir hukuksal kurumdur. Başka bir söyleyişle mülkiyet, tanıdığı geniş hak ve yetkilerin yanında bazı ödevlerde yükleyen bir ayni haktır. Medeni Kanunun 683. maddesinde "Bir şeye malik olan kimse hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir." hükmü getirilmek suretiyle mülkiyet hakkının kanunla kısıtlanabileceğine işaret olunmuştur. Bu doğrultuda olmak üzere, taşınmaz malikini komşusuna zarar verebilecek her türlü taşkınlıklardan kaçınmakla yükümlü kılan aynı kanunun 737. maddesi, komşuluk ilişkilerinden doğan zorunlu çıkar çatışmalarını düzenlemiş, bir arada yaşamak durumunda olan, komşu taşınmaz maliklerinin ekonomik,
sosyal çıkarlarını dengede tutabilmek için onlara katlanma ve kaçınma ödevleri yüklemiştir.
O halde, bir toplumda birlikte yaşama olanağı sağlayan insancıl, gerçekçi, zorunlu temel hukuk kuralına göre, hakim; somut olayın özelliğini, taşınmazların konumlarını, kullanma amaçlarını, niteliklerini, yöresel örf ve adetleri, toplumun doğal ihtiyaç ve gerçeklerini gözönünde bulundurarak, komşuların birbirlerine göstermekle yükümlü oldukları olağan katlanma ve hoşgörü sınırını aşan bir taşkınlığın bulunup bulunmadığını saptama,zararı giderici önlemlerden en uygununu bulma, kaçınılmaz müdahaleleri yapmak suretiyle özverileri denkleştirme durumundadır.
Bunun içinde zararın niteliği, kapsamı ve ne surette giderileceği yönünde tarafların tüm delilleri toplandıktan, gerektiğinde yerinde keşif yapıldıktan sonra uzman bilirkişilerden bilim ve tekniğe uygun gerekçeli rapor alınması zorunludur.
Somut olaya gelince; jeneratörün yarattığı gürültü ve rahatsız edici durum nedeniyle konunun uzmanı (bir tanesi çevre mühendesi, bir diğeri makina mühendisi olmak üzere) üç kişilik bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden inceleme yapılmak suretiyle jeneratörün rahatsız edici bir durum yaratıp yaratmadığı, rahatsız edici durumun varlığı halinde ne gibi önlem yada önlemlerle giderilebileceği yönü üzerinde durulması varılacak ve elde edilecek bilgiler çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Davacı vekilinin bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 5.11.2007 tarihinde oybirliğiyle karar veril