16. Hukuk Dairesi 2014/20668 E. , 2015/11423 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : TATVAN KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/08/2014
NUMARASI : 2014/54-2014/82
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Uygulama kadastrosu sırasında A. Mahallesi çalışma alanında bulunan 68 ada 3 parsel sayılı 2.010,16 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 1.978,48 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir. Davacı Hazine vekili, uygulama kadastrosu sırasında Hazine"ye ait 68 ada 3 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün eksildiği ve eksikliğin komşu taşınmazlardan kaynaklandığı iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda mahkemenin görevsizliğine, dosyanın talep halinde Tatvan Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece davanın 30 günlük askı ilanı süresi geçtikten sonra açılmış olması nedeniyle kadastro tespitinin kesinleştiği, bu nedenle de Kadastro Mahkemesinin görevsiz olduğu, geometrik durumu kesinleşen taşınmaza ilişkin yüzölçümü düzeltme talebinin Kadastro Kanunu"nun 41. maddesi kapsamında mütalaa edilmesi gerekeceği buna göre de davaya Sulh Hukuk Mahkemesince bakılacağı gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmiştir. Dava, uygulama kadastrosuna itiraz davasıdır. Uygulama kadastrosunun amacı, tapulama, kadastro veya değişiklik işlemlerine ilişkin; sınırlandırma, ölçü, çizim (tersimat) ve hesaplamalardan kaynaklanan hataları gidermek üzere uygulama niteliğini kaybeden, teknik nedenlerle yetersiz kalan, eksikliği görülen veya zemindeki sanırları gerçeğe uygun göstermediği tespit edilen kadastro haritalarının yeniden düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin sağlanmasıdır. Bu çalışmalar 3402 sayılı Kanun"un 22. maddesinde de belirtildiği üzere 2. kadastronun istisnasını oluşturmakta olup, belirtildiği üzere bir kadastro işlemidir. Uygulama kadastrosuna itiraz davaları da uygulama kadastrosu faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yönelik davalar olup, askı ilan tarihleri arasındaki 30 günlük süre içinde açılması halinde Kadastro Kanunu"nun 26. maddesi gereği Kadastro Mahkemelerinde görüleceği kuşkusuzdur. Bu nedenle mahkemenin askı ilanından sonra kesinleşen tutanak aleyhine açılan dava Kadastro Mahkemesinin görevli olmadığına ilişkin değerlendirmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak tutanağın kesinleşmesinden sonra açılacak davalarda görevli mahkemenin 3402 sayılı Kanun"un 12/3. maddesi uyarınca genel mahkemeler olup, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun görevli ilgili düzenlemeleri göz önüne alındığında görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemeleridir. Öte yandan "kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle geometrik durumları kesinleşmiş olan taşınmazlarda ölçü, sınırlandırma, tersimat ve hesaplamalardan doğan hatalar nedeniyle ilgilinin müracaatı veya kadastro müdürlüğünce re"sen verilen düzeltme kararına karşı tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde Sulh Hukuk Mahkemesinde de dava açılabileceği 3402 sayılı Kanun"un "Hataların düzeltilmesi" başlıklı 41. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre 30 günlük süre geçip, düzeltme işlemi kesinleştikten sonra bu kararlara karşı açılan davalarda da görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. Hal böyle olunca, mahkemece, dosyanın görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine şeklinde karar verilmek gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz ise de; bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün 2 numaralı bendinde yazılı “Sulh” kelimesinin hükümden çıkartılarak yerine “Asliye” kelimesinin yazılmasına, gerekçenin ve sonucu itibariyle doğru olan hükmün DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, 07.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.