17. Hukuk Dairesi 2016/4304 E. , 2016/7167 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkiline ait yapı, güvenlik elemanları ve eklentilerine davalıların sürücüsü, maliki ve zorunlu trafik sigortacısı olduğu aracın verdiği 4.705 TL hasar bedelinin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla olay tarihinden işleyecek yasal faiziyle tahsilini talep etmiştir.
Davalı .... vekili, müvekkiline sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olduğunu, talebin fahiş olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, açılan davanın kısmen kabulü ile; 2.341,55 TL tazminatın davalı ... şirketi yönünden dava tarihinden itibaren işleyen yasal faizi, diğer davalılar yönünden 20/12/2012 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte olmak üzere müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen maddi tazminata ilişkin hesaplamada bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Birden çok kimsenin birlikte neden oldukları zarardan sorumluluklarını düzenleyen BK. 50. maddesi ya da birden çok kimsenin değişik nedenlerle meydana getirdikleri aynı zarardan sorumluluklarını düzenleyen BK. 51. maddesi uyarınca ve aynı yasanın 142. maddesi hükmüne dayanarak davacı, zararının tümünü müteselsil sorumlulardan biri aleyhine açacağı bir dava ile isteyebileceği gibi, sorumluların hepsi aleyhine açacağı tek bir dava ile de talep edebilir. Ancak, aynı yasanın 141. maddesi gereğince, teselsül ister yasadan, ister sözleşmeden doğmuş olsun bu kuraldan yararlanma hakkı sadece zarara uğrayanın, daha geniş bir deyim ile alacaklınındır. Zarara uğrayan (alacaklı) bu hakkını kullanmadıkça, yani müteselsilen tahsil isteğinde bulunmadıkça, mahkemece re"sen onun yararına teselsül kuralı uygulanamaz. Çünkü, hakim HUMK"nun 74. maddesi uyarınca, istek ile bağlı olup istek dışı karar veremez. (HGK.’nun 23.03.1966 gün, 9/3 Esas ve 80 Karar sayılı; HGK"nun 03.04.1963 gün, 2/93 Esas ve 29 Karar; HGK"nun 24.06.1983 gün, 1981/9-533 Esas ve 1983/724 Karar; HGK"nun 15.05.1996 gün, 1996/21-140 Esas ve 1996/342 Karar sayılı; HGK"nun 21.11.2001 gün, 2001/19-938 Esas, 1047 Karar sayılı ilamları).
Ana kural bu olmakla beraber, dava dilekçesinde açıkça müteselsil sorumluluktan bahsedilmemişse; dava dilekçesindeki sözcüklerden, ileri sürülen olaylardan ve bunların yorumlarından, dosyadaki diğer bilgi ve belgelerden, davacının dolaylı da olsa müteselsilen ödetme isteği anlaşıldığı takdirde, BK.’nun 18. ve MK.’nun 2. maddeleri göz önünde tutularak (gerçek maksat ve afaki iyiniyet kuralları) davacının müteselsilen talep iradesi kabul edilip sonuca varmak gerekir.( HGK.’nun 23.03.1966 gün, 9/3 Esas ve 80 Karar sayılı; 03.04.1963 gün, 2/93 Esas ve 29 Karar; 24.06.1983 gün, 1981/9-533 Esas ve 1983/724 Karar; 15.05.1996 gün, 1996/21-140 Esas ve 1996/342 Karar sayılı ilamları)
Somut olayda 20.12.2012 tarihli kaza tespit tutanağına göre davalı araç sürücüsü .... yerleşim birimleri dışındaki karayolunun taşıt yolu üzerinde zorunlu haller dışında park etme veya duraklama ve her durumda gerekli tedbirleri almama kuralını ihlalden asli kusurlu, dava dışı araç sürücüsü ... şerit izleme ve değiştirme kurallarına uymamaktan tali kusurlu, dava dışı diğer araç sürücüleri ... ve Selahattin kusursuz bulunmuştur. Mahkemece yaptırılan ve hükme esas alınan bilirkişi incelemesi sonunda, davalı araç sürücüsü ..."un yerleşim birimleri dışındaki karayolunun taşıt yolu üzerinde zorunlu haller dışında park etme veya duraklama ve her durumda gerekli tedbirleri almama kuralını ihlalden %60 kusurlu, dava dışı araç sürücüsü ..."un şerit izleme ve değiştirme kurallarına uymamak, hızını gerekli şartlara uydurmamaktan %40 kusurlu, dava dışı diğer araç sürücüleri ... ve ...."in kusursuz oldukları belirlenmiştir. Mahkemece davalıların kusur oranına göre tazminata hükmedilmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde, davalıların sürücüsü, maliki ve zorunlu trafik sigortacısı olduğu aracın müvekkiline ait yapı, güvenlik elemanları ve eklentilerine 4.705 TL değerinde hasar verdiğini belirterek, açıkça müteselsilen sözcüğünü kullanmadan, zararın tümünü bu davalılardan talep etmiştir.
Bu durumda, davacı (alacaklı) yasanın verdiği müteselsilen talep hakkından açıkça vazgeçmedikçe, kusur oranına dayandığı ileri sürülemez. O halde mahkemece, davalıların zararın tümünden sorumlu olduğu gözetilerek, bilirkişi raporunda belirlenen gerçek zararın tamamının bu davalılardan tahsiline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kusur oranına göre hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 13/06/2016 gününde Üye ....."ın karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Davacı vekili, 20.12.2012 tarihinde oluşan trafik kazasında idareye ait yapı ve güvenlik elamanları ile eklentilerine davalı ..."ın sürücüsü, davalı ..."in maliki ve davalı ...."nin trafik sigortacısı olduğu aracın zarar verdiğini ileri sürerek 4.705 TL"nın davalılardan tahsilini istemiştir.
Olay sonrası düzenlenen kaza tespit tutanağında olayda sürücülerden ..."ın asli, davadışı ... ..."nın tali kusurlu olduğu, diğer sürücülerin kusurunun bulunmadığı belirtilmiştir.
30.03.2015 tarihli bilirkişi raporunda davalı ..."ın olayda %60, dava dışı araç sürücüsü ... ..."nın %40 oranında kusurlu olduğu, %60 kusur oranına isabet eden zararın 2.341,55 TL olduğu belirtilmiş, davacı vekili 05.06.2015 tarihli duruşmada rapora bir diyeceğinin olmadığını belirtmiş, mahkemece davalı sürücünün kusur oranına isabet eden 2.341,55 TL üzerinden davanın kabulüne karar verilmiş, kararın davacı vekili tarafından temyizi üzerine (2) nolu bentte belirtilen gerekçelerle kararın bozulmasına karar verilmiş olup bozma ilamına katılamıyorum.
Davalılardan araç maliki ... 2918 sayılı Kanunun 85 ve 86.maddesi, davalı ... 6098 sayılı BK"nun 49.maddesi, diğer davalı ... ise 2918 sayılı KAnunun 91.maddesi gereğince sürücünün kusuruna isabet eden oranda zarardan müştereken ve müteselsilen sorumludurlar.
Müteselsil sorumluluk, Kanundan doğan müteselsil borçluluğun bir türü olup aynı zararın oluşumunda rolü olan birden fazla kimsenin tazminatın tamamını ifa etmekle yükümlü olduğu ve zarar görenin dilediği sorumludan tazminatın tamamını veya bir kısmını talep edebileceği sorumluluk türüdür.
Zarar gören, zararın tamamını veya bir kısmını dilediği sorumlu veya sorumlulardan talep edebilir.
Olay ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK 61.madde hükmü "birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır" şeklindedir.
Birden fazla kimseyi müteselsil sorumlu tutmak isteyen zarar gören, bu kimselere karşı dava açarken bu niyetini göstermesi, dava dilekçesinden müteselsil sorumlu tutmak istediği kişiyi göstermesi gerekir. Hakim tarafların iddia ve savunmalarıyla bağlı olup teselsülden yararlanma hakkı zarar görene ait olduğundan zarar gören bu hakkkı kullanmadıkça mahkeme onun yararına teselsül kuralını kendiliğinden uygulayamaz.
Dava dilekçesindeki ifadelerden davacının 818 sayılı BK"nın 61.maddesine göre birlikte sorumlu tutma niyeti anlaşılıyorsa müteselsil sorumluluğa hükmedilmelidir.
Ancak dava dilekçesinde davalı veya davalıların kusurlu olduğunu iddia ederek dava açan davacı sonradan dava dışı kişinin kusuruna isabet eden tazminat miktarının da müteselsil sorumluluk nedeniyle davalıdan tahsilini talep edemez.
Böyle bir talep HMK"nın 319. maddesi gereğince iddianın genişletilmesi yasağı kapsamında değerlendirilmelidir.
Bu husus HGK"nın 24.6.1983 tarih 1981/9-533 Esas 1983/724 Karar sayılı kararı ile "Birden çok kimsenin birlikte neden oldukları zarardan sorumluluklarını düzenleyen BK."nun 50.maddesi ya da birden çok kimsenin değişik nedenlerle meydana getirdikleri aynı zarardan sorumluluklarını düzenleyen BK"nun 51.maddesi uyarınca ve aynı Yasanın 142.maddesi hükmüne dayanarak davacı, zararının tümünü müteselsil sorumlulardan biri aleyhine açacağı bir dava ile isteyebileceği gibi sorumluların hepsi aleyhine açacağı tek bir dava ile de talep edebilir.
Ancak, aynı Yasanın 141.maddesi gereğince teselsül, ister yasadan, ister sözleşmeden doğmuş olsun, bu kuraldan yararlanma hakkı sadece zarara uğrayanın, daha geniş bir deyim ile alacaklınındır. Zarara uğrayan (alacaklı), bu hakkını kullanmadıkça, yani müteselsilen tahsil isteğinde bulunmadıkça, mahkeme resen onun yararına teselsül kuralını uygulayamaz.
Çünkü Hakim istek ile bağlı olup, istek dışı karar veremez. Usulün 74.maddesi buna engeldir" şeklinde kabul edilmiştir.
Dava dilekçesinde davalı ..., araç işleteni ... ile diğer davalı Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortacısı olan ..."den zararın tahsili talep edilmiş olup bu kişiler arasındaki müşterek sorumluluğa dahi dayanılmadığından davalıların araç sürücüsünün %60 kusur oranına isabet eden tazminat miktarından sorumlu tutulmasına ilişkin kararın onanması gerekirken tazminatın tamamından sorumlu tutulmalarına ilişkin (2) nolu bentteki çoğunluk görüşüne katılmıyorum.