
Esas No: 2020/26632
Karar No: 2022/2177
Karar Tarihi: 14.02.2022
Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2020/26632 Esas 2022/2177 Karar Sayılı İlamı
2. Ceza Dairesi 2020/26632 E. , 2022/2177 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali, mala zarar verme
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
I)Sanık hakkında katılan ... ve müşteki ...’na karşı hırsızlık suçundan ve müşteki ...’a karşı konut dokunulmazlığının ihlali suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesi'nin 24.11.2015 tarihinde yürürlüğe giren 08.10.2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı da nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının sanık hakkında uygulanmasının, 15.04.2020 gün ve 31100 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 10. maddesi ile TCK’nın 53. maddesinde yapılan değişiklikle birlikte infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükümlerin istem gibi ONANMASINA,
II)Sanık hakkında katılan ..., müşteki ..., ve müşteki ...’a karşı mala zarar verme suçundan ve müşteki ...'ya karşı hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
1-Sanık hakkında müşteki ...'ya karşı 5237 sayılı TCK'nın 142/2-h, 168/1 maddelerine göre belirlenen 1 yıl 8 ay hapis cezasının aynı Kanun'un 62/1. maddesi ile 1/6 indirilmesi ile cezanın 1yıl 4 ay 20 gün olarak belirlenmesi gerekirken 1 yıl 5 ay olarak hesaplanması suretiyle fazla ceza tayini,
2-Sanık hakkında katılan ..., müşteki ..., müşteki ..., müşteki ...'ya karşı 5237 sayılı TCK'nın 151/1 maddesine göre belirlenen 4 ay hapis cezasının aynı Kanun'un 62/1. maddesi ile 1/6 indirilmesi ile cezanın 3 ay 10 gün olarak belirlenmesi gerekirken 3 ay 15 gün olarak hesaplanması suretiyle fazla ceza tayini,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedenleri yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, sanık hakkında müşteki ...'ya karşı hırsızlık suçundan kurulan hüküm fıkrasından ilgili kısmın çıkarılması ile yerine "hırsızlık suçundan sonuç cezanın 1yıl 4 ay 20 gün hapis cezası" olarak belirlenmesi, katılan ..., müşteki ..., müşteki ..., müşteki ...'ya karşı mala zarar verme suçundan kurulan hüküm fıkralarından ilgili kısmın çıkarılması ile yerine "mala zarar verme suçundan sonuç cezanın 3 ay 10 gün hapis cezası" olarak belirlenmesi suretiyle diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
III)Sanık hakkında müşteki ...’a karşı hırsızlık suçundan, katılan ..., müşteki ... ve müşteki ...'ya karşı konut dokunulmazlığının ihlali suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
1-Sanık hakkında müşteki ...'a karşı 5237 sayılı TCK'nın 142/2-h, 168/1 maddelerine göre belirlenen 1 yıl 8 ay hapis cezasının aynı Kanun'un 62/1. maddesi ile 1/6 indirilmesi ile cezanın 1yıl 4 ay 20 gün olarak belirlenmesi gerekirken 1 yıl 5 ay olarak hesaplanması suretiyle fazla ceza tayini,
2-Sanığın, müşteki ...'ın apartmanının alt katında bulunan kömürlüğünden suça konu eşyaları çaldıktan sonra apartmandan çıkarken kolluk görevlileri tarafından yakalandığının anlaşılması karşısında, eylemi teşebbüs aşamasında kaldığından dolayı sanık hakkında TCK'nın 35 maddesi uyarınca indirim uygulanmaması suretiyle fazla ceza tayini,
3-Sanığın üzerine atılı hırsızlık suçunun teşebbüs aşamasında kaldığının anlaşılması karşısında, TCK'nın 168. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin suçun tamamlanmış olması halinde uygulanacağı gözetilmeden, sanık hakkında hırsızlık suçundan hükmolunan cezadan TCK'nın 168/1. maddesi uyarınca indirim yapılması,
4-Katılan ..., müşteki ... ve müşteki ...'nın aynı apartmanın bodrum katında bulunan kömürlük ve depo olarak kullanılan bölümlerinden hırsızlık eylemi sebebiyle bir kez konut dokunulmazlığının ihlali suçundan mahkumiyeti gerektiği halde mahkeme tarafından mağdur sayısınca konut dokunulmazlığının ihlali suçundan hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, bozma sonrası kurulacak hükümlerde 1412 sayılı CMUK'nın 326/son maddesinin gözetilmesine, 14/02/2022 gününde oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY :
Temyize konu dosyamızda tartışılan hukuki sorun; üzerindeki numaralardan hangi daireye ait olduğu belli olan, konutun eklentisi niteliğinde olan kömürlüklerin konut dokunulmazlığını ihlal suçunun konusunu oluşturup oluşturamayacağı hususudur.
Konut dokunulmazlığının ihlâli suçu TCK’nın “Kişilere Karşı Suçlar” kısmının “Hürriyete Karşı Suçlar” bölümündeki 116. maddesinde;
1) Bir kimsenin konutuna, konutunun eklentilerine rızasına aykırı olarak giren veya rıza ile girdikten sonra buradan çıkmayan kişi, mağdurun şikâyeti üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
2) Birinci fıkra kapsamına giren fiillerin, açık bir rızaya gerek duyulmaksızın girilmesi mutat olan yerler dışında kalan işyerleri ve eklentileri hakkında işlenmesi hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine altı aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
3) Evlilik birliğinde aile bireylerinden ya da konutun veya işyerinin birden fazla kişi tarafından ortak kullanılması durumunda, bu kişilerden birinin rızası varsa, yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanmaz. Ancak bunun için rıza açıklamasının meşru bir amaca yönelik olması gerekir.
4) Fiilin, cebir veya tehdit kullanılmak suretiyle ya da gece vakti işlenmesi hâlinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.”şeklinde düzenlenmiş,
Madde gerekçesinde; “Madde, Anayasanın 21. maddesinde güvence altına alınan konut dokunulmazlığını ihlâl fiillerini suç olarak tanımlamaktadır. Konut dokunulmazlığının ihlâli, kişinin kendisine özgü barış ve sükûnunu ve yuvasındaki yaşamının sulh ve selametle cereyanı için var olması gerekli güvenlik duygusunun sarsılmasını ifade etmektedir. Bireylere karşı işlenen ve aynı zamanda onların muhtaç oldukları güvenlik ve sükûnu ihlâl eyleyen bu fiillerin, hürriyete karşı işlenen suçlar arasında bir suç olarak tanımlanması uygun görülmüştür.” biçiminde açıklamalara yer verilmiştir.
Madde gerekçesinde de özenle vurgulandığı üzere konut dokunulmazlığının ihlâli ile mülkiyet ve zilyetlik hakkı değil kişi hürriyeti korunmaktadır. Kanunda mülkiyet ve zilyetliği koruyan başka hükümler bulunmakta olup bu suçla kişilerin konutlarındaki güvenlik duygusu, sükûn ve huzurlarının korunması amaçlanmaktadır.
Gelinen aşamada "konut" ve "eklenti" kavramları üzerinde de durulmalıdır.
Konut; kişilerin, devamlı veya geçici olarak yerleşmek ve barınmak amacıyla oturmalarına elverişli yerlerdir.
Suçun genel kast ile işlenmesi yeterli olup özel suç kastı aranmamıştır. Suçun oluşması için, sahibinin rızası olmadan girilen ya da rızasıyla girildikten sonra istendiği halde dışarı çıkılmayan bir konut veya eklentisi olmalıdır. Konut veya eklentinin bulunması suçun unsurlarından birisi ve adeta ön koşuludur.
Eklenti, Türk Dil Kurumu sözlüğünde; "herhangi bir yapıya göre ayrı bir işlevi bulunan bölümler veya yapılar, bir bütünü tamamlayan diğer küçük bölümler" şeklinde tanımlanmış olup öğretide de; "doğrudan doğruya veya dolaylı olarak konuta bağlı olup fiilen konutun kullanılmasına özgülenen veya onu tamamlayan, o yerin başkasına aidiyetini simgeleyen, engellerle dış dünyadan ayrı tutulmuş yer" (Durmuş Tezcan, Mustafa Ruhan Erdem, Murat R. Önok, Teorik ve Pratik Ceza Özel Hukuku, 15. Baskı, Ankara, 2017, s. 528), "binaya doğrudan veya dolayısıyla bağlı olan ve binanın hizmetine tahsis edilen, onu tamamlayan mahaller" (Nur Centel, Hamide Zafer, Özlem Yenerer Çakmut, Kişilere Karşı İşlenen Suçlar, Cilt 1, 3. Baskı, İstanbul, 2016, s. 321), "konuta bitişik veya yakın olması şart olmayan, dış dünyadan belirli işaretlerle ayrılan ve rıza hilâfına girildiğinde konuttakilerin huzur ve sükûnunun bozulduğu yerler" (Veli Özer Özbek, Koray Doğan, Pınar Bacaksız, İlker Tepe, Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler, 12. Baskı, Ankara, 2017, s. 432) şeklindeki tanımlamalara yer verilmiştir.
Eklenti; konut veya benzeri yapıların kullanılış amaçlarından herhangi birini tamamlayan diğer yapılar veya yerlerdir. Diğer bir anlatımla, girilmesi konutta oturanların huzur ve güvenliğini bozabilecek, konuta bağlı veya çok yakın ek yapılar ya da yerlerdir. Avlu, ahır, bahçe, teras, samanlık, odunluk, kömürlük, balkon gibi yerler eklentidir.
Bir yerin eklenti sayılabilmesi için, bu yeri kullanan ve tasarruf edenlerin başkalarının izinsiz girmelerini istemediklerine ilişkin iradelerini açık veya ortülü biçimde açıklamaları gerekir. Eklenti veya konut sahipleri, bu yerlerin kendilerine ait olduğunu, izinsiz girilmesinden rahatsızlık duyacaklarını dış dünyaya yansıtmalıdırlar. Tahsis gayesinin bazı maddi engellerle belirtilmesi yeterlidir. Konut veya eklentisini dış dünyadan ayırıcı belirtiler, o yer sahibinin yaşama biçimi, mevcut olanakları, sosyal ve ekonomik durumu ile kültürel ile yöresel özelliklere, gelenek ve göreneklere göre farklılıklar gösterebilir. Bu husus olaysal olarak değerlendirilmeli, tayin ve takdir edilmelidir. Örneğin; bahçenin etrafına çekilen duvar, izinsiz girişi önleyecek bir engel olduğu gibi, kapı önüne yapılan sahanlık veya avluyu çevreleyen ve çit görevini yapan çiçeklik ya da sınıra açılan ark, asılan “girilmez” yazısı bu yere girmenin istenmediğini gösteren belirtilerdir.
Öte yandan konut dokunulmazlığını bozma suçu, kişi hürriyeti aleyhine işlenen suçlardandır. Bu suçun temel vasfı, kişi özgürlüğüne karşı işlenmiş olmasıdır. Korunan değer, mülkiyet, zilyetlik vs. tasarruf hakkı olmayıp, burada oturma nedeniyle kişi özgürlüğüdür. Yasa koyucu konutla birlikte, konutu korumada zaruri bulunan eklentiyi de ayrıca korumuş, eklentiye girenin de cezalandırılması gerektiğini kabul etmiştir. Bir yerin eklenti olup olmadığını belirlerken dikkat edilmesi gereken bir diğer hususta, o yere girilmekle kişi, huzur ve güvenliğinin bozulup bozulmayacağının, güvenlik duygusunun sarsılıp sarsılmayacağının tespitidir. Girilmesi veya girildikten sonra çıkılmaması konutta oturanların huzur ve sükununu bozmuş ise o yer eklenti kabul edilmelidir.
Apartman giriş kapısından sonraki koridorların, merdiven ve merdiven boşluklarının daire giriş kapısı ön kısımlarının apartmanda oturanlara ait ortak eklenti, hangi kat sahibine ait olduğunu gösterir (daire no’su gibi) muhkem kapısı ve özel kilidi bulunan odunluk veya kömürlük ise ilgili kat malikinin konutunun eklentisi olduğundan kuşku yoktur.
Somut olayda sanığın dört ayrı müştekinin oturdukları konutların eklentisi niteliğinde olan kömürlüklerine girilerek hırsızlık yapılması nedeniyle her bir müştekinin huzur ve sükununun ayrı ayrı bozulduğunun kabulü gerekmektedir. Kömürlükler/odunluklar her bir müştekinin ikametlerinin eklenti niteliğindeki birer parçasıdır. Sahiplerinin rızası dışında girilmesi durumunda her bir müştekinin mutlaka bu giriş nedeniyle rahatsızlık duyacağı huzur ve sükununun bozulacağı, güvenlik duygusunun sarsılacağı aşikardır. Öyle ki herhangi bir neden yokken ortak alanlara giren kişileri hiç kimsenin huzur ve sükunun bozuldu diye durup dururken dışarı atma yetkisi yokken, konut sahiplerinin eklenti niteliğinde olan kömürlüklerinde kendilerinin rızası dışında bulunan kişileri dışarı atma yetkisi bulunmaktadır. Dolayısıyla sahanlıklarda, ortak alanlarda bile kişilerin izinsiz bulunmaları halinde huzur ve sükun kavramının ihlal edildiği kabulü ile konut dokunulmazlığı ihlal suçundan cezalandırma kararları verilirken evleviyetle eklenti sayılan kömürlüklere girilmesi halinde de konut dokunulamazlığının ihlal edildiğinin, güvenlik duygusunun sarsılacağının kabulü gerekmektedir. Bu nedenle sanık hakkında ayrı ayrı dört kez konut dokunulmazlığını ihlal suçundan yerel mahkemece verilen kararlar onanmalıdır. Çoğunluğun dört kişinin kömürlüğünden hırsızlık yapan sanık hakkında tek konut dokunulmazlığını ihlal suçundan hüküm kurulması gerektiğine ilişkin bozma düşüncesine bu nedenle iştirak edilmemiştir.