Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2007/8027
Karar No: 2007/10201
Karar Tarihi: 30.10.2007

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2007/8027 Esas 2007/10201 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2007/8027 E.  ,  2007/10201 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 27/02/2007
    NUMARASI : 2005/155-2007/93

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacılar, miras bırakanları adına kayıtlı çekişme konusu 16 ayrı taşınmazdaki miras  payları ile traktörü davalıların tasarruf ettiğini, rızai taksime de yanaşmadıklarını ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğinde bulunmuşlardır.
    Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, davacılar iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacılar tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi  raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, duruşma isteği dava değeri yönünden reddedilip, gereği görüşülüp, düşünüldü. 
                                                 -KARAR-
     Dava, paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; dava konusu 16 ayrı taşınmazın tarafların ortak mirasbırakanları adlarına, yine menkul nitelikli çekişme konusu  traktöründe  muris M. Ç. adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.
    Davacılar, paylarına karşılık traktör ile dava konusu taşınmazları tasarruf edemediklerini ileri sürerek eldeki davayı açmışlardır.
    İddianın ileri sürüş biçimine göre, taraflar arasındaki çekişmenin Türk Medeni Kanunun 688 ve devamı maddelerinde öngörülen paylı mülkiyet hükümlerine göre çözüme kavuşturulacağı açıktır.
    Ne varki, hükme yeterli bir araştırmanın yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur.
    Bilindiği üzere; paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamıyan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan payına vaki elatmanın önlenilmesini her zaman istiyebilir. Hatta elbirliği mülkiyetinde dahi paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine elatmanın önlenilmesi davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı elatmanın önlenilmesi davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu elatmanın önlenilmesi davası ile değil, kesin sonuç getiren taksim veya şuyun satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
    Öte yandan, yurdumuzda sosyal ekonomik nedenlerle kırsal kesimlerden kentlere aşırı akım, nüfus çoğalması, büyük mesken ve işyeri ihtiyacı nedeniyle hızlı yapılaşma karşısında görevli mercilerin aciz kalmaları veya çeşitli nedenlerle göz yummaları sonucu, izinsiz, ruhsatsız, resmi kayıtlara bağlanmayan büyük yerleşim alanları oluştuğu, bu arada paylı taşınmazların tapuda resmi ifrazları yapılmadan paydaşlar arasında haricen veya fiilen taksim edilip üzerlerine büyük mahalleler hatta beldeler yapıldığı bir gerçektir. Bilindiği üzere Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanununun 2l3, Tapu Kanununun 26. maddeleri hilafına tapulu taşınmazlarda harici veya fiili taksim ile payların mülkiyeti ana taşınmazdan ayrılamaz. Nevarki, taşınmazın kullanma biçimi tüm paydaşlar arasında varılan bir anlaşma ile belirlenmiş yada fiili bir kullanma biçimi oluşmuş, uzun süre paydaşlar bu durumu benimsemişlerse kayıtta paylı, eylemsel olarak (fiilen) bağımsız bu oluşumun tapuda yapılacak resmi taksime veya şuyun satış suretiyle giderilmesine yahut o yerde bir imar uygulaması yapılmasına kadar korunması, "akte vefa" kuralının yanında Medeni Kanunun 2. maddesinde düzenlenen iyi niyet kuralının da bir gereğidir. Aksi halde, pekçok kimse zarar görecek toplum düzeni ve barışı bozulacaktır. 
    O halde, paydaşlar arasındaki elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planın olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulmalı, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiği saptanılmalı, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlık yukarıda değinildiği gibi, Medeni Kanunun müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmelidir.    
    Somut olaya gelince, mahkemece dava konusu tüm parseller gözetilmek suretiyle harici taksim ve intifadan men olgusunun gerçekleşip, gerçekleşmediği üzerinde durulmuş, davacıların çekişmeli her bir taşımazdaki payları yönünden intifadan men edilip, edilmedikleri açıklığa kavuşturulmuş değildir. Hemen belirtilmelidir ki, parsel bazında paydaşların hukuki durumunun ele alınarak değerlendirilmesi yerine paylı mülkiyete tabi taşınmazların tümü bakımından her bir parselin bir paydaşın tasarrufuna bırakılması şeklindeki paylaşımın Türk Medeni Kanunun öngördüğü paylı mülkiyet hükümlerine uygun düşeceği söylenemez.
    Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan ilkeler gözetilmek suretiyle hükme yeterli bir araştırmanın yapılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
    Davacıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edenlere geri verilmesine,  30.10.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi